Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

​Önyargı ve saplantı

Geçen Çarşamba İP lideri Doğu Perinçek'in Strasbourg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde davası vardı. O gün de ben Halk Tv'de Ayşenur Arslan'ın programındaydım. Ayşenur 'Hükümetin Perinçek'in yurt dışına yasağını kaldırdığını' hatırlatarak yorumumu sordu. Ben de ' Bu konuda çok şey konuşuluyor, söyleniyor, hükümetin İşçi Partisine göz kırptığı yönünde. Yani hükümet Perinçek'e ' bak ben sana izin veriyorum, git, kahraman ol, dön ve CHP'ye daha fazla çat demek istiyor' demiştim.
Yani konuşulup söylenenleri...
Yani hükümetin planı...

Devamında dünya medyasının hiç, Türk medyasının da davaya az ilgi gösterdiğine dikkat çekerek 'uluslararası kamuoyu, bazı ülkelerin karar mekanizmaları , parlamentoları ve insanların düşünce kalıplarında soykırım söylemi yerleşmiş hatta Arap ülkelerinde bile insanlar bu konuda soykırım, toplu yok ediş ya da başka kelimeler kullanıyor" demiştim.

Son bölümde de Ayşenur ' Aydınlık, Ulusal Kanal ve İşçi Partisinin AKP'ye  değil sürekli Cemaat ve CHP'ye çattığını hatırlatınca ben de ' AKP seçmeni İşçi Partisine asla sıcak bakmaz. Yarın herkes her konuda olduğu gibi bu konuyu da unutur. Çünkü toplumda unutkanlık patalojik bir hal almış' demiştim.
Program sırasında ve sonrasında  5 dakika süren bu sohbete çok kızanlar oldu.
Programı iki kez izledim.

Ön yargı ve saplantının ne denli insanları kalıplaştırıp çirkinleştirdiğini bir kez daha gördüm.
Ben Sayın Perinçek, İşçi Partisi, Ulusal Kanal ve Aydınlık ile ilgili bir tek olumsuz sözcük kullanmadım. Ben AKP hükümetinin planlarına dikkat çekerek bir tespit yapmaya çalıştım, 'konuşuluyor, söyleniyor' demiştim. Kızanlara düşen görev bana ve Ayşenur'a kızmak yerine 'Bunun doğru olmadığını, Perinçek ve İşçi Partisi'nin AKP ile işbirliği yapmayacağını ve bu hükümetten çok kötülük gördüklerini' söylemekti.
Ya da Strasbourg'a gelen Egemen Bağış'a tepki göstermekti.
Bana ya da Ayşenur Arslan'a kızanların Halk TV ve CHP ile bir sorunu varsa o başka bir konu.
Çünkü gerektiğinde ben de CHP'ye kızdım ve kızıyorum.
Ama 7 Haziran seçimlerinin yaklaştığı bir dönemde bu kızma AKP'ye yarıyor ya da hizmet ediyorsa oturur düşünürüm.
Ama konumuz başka.

Strasbourg'ta  'ifade özgürlüğü' için mücadele eden Perinçek'e sahip çıkanlar her nedense benim ve Ayşenur Arslan'ın bırakın eleştirme , bazı tespitlerde bulunma özgürlüğümüze bile dayanamadılar.
Oysa Sayın Perinçek '2005'te Ermeni soykırımı olmadı' DEDİĞİ için yargılanıyor.
Çünkü İsviçre ve başka ülkelerin yasalarına göre Ermeni soykırımını inkar etmek suçtur.
Üstelik Sayın Perinçek sonraki yargılama süreçlerinde 'tehcir ve katliam' kavramlarını kabul etmiş ancak buna soykırım denemeyeceği ısrarında bulunmuştu.
İsviçre yargısı 26 Mart 2003'te 'Hitler'in Yahudilere karşı uyguladığı katliamların soykırım olmadığını ve Yahudilerin bu konuda hep yalan söylediğini' savunan Amerikalı tarihçi Willis Carto hakkında tutuklama kararı vermişti.  Bir çok ülkede benzer tavır sergileyen başka insanlara karşı da yoğun hukuki ve psikolojik savaş yürütülmüştür. Yahudi lobilerinin güç ve etkisi ile bu kişilerin söylemleri fazlaca duyulmamıştır.
Oysa batıda herkes düşünce ve ifade özgürlüğünden söz eder.
Eder ama bunu da işine geldiği gibi yorumlar ve uygular.
Oysa bu özgürlüğün tanımı çok basit :
'Hakaret ve şiddet içermediği sürece herkes istediği herşeyi hiç kimseden korkmadan söylemeli'.
Bana ve Ayşenur Arslan'a kızanlar dahil.
Doğu Perinçek dahil.
Ben ve Ayşenur Arslan dahil.
Hatta Suudilerin yeni Kral'ı Selman.
Adam halkını susturmak için herkese iki ay ikramiye dağıttı.
Hoşlanmadıklarını görevden aldı, kendi adamlarını istediği yerlere atadı.
Sistemi yeniden dizayn etti.
Kendi keyfine değil Obama'nın emirlerine göre.
Adam hepsini hizaya soktu ve başı açık eşi Michelle ile tokalaştırdı.
Hem de televizyonların önünde.
Şimdi hepsi cehennemlik oldu!
Obama garibanların 'düşünce ve ifade özgürlüklerini'  ellerinden aldı.
'Kadınlara bayılırız ama herkesin önünde onlarla tokalaşmayız' diyemediler.
Vah zavallılar.
Saplantılı hatta ön yargılı olmaya bile hakları yok.
Kabe'nin etrafında bin tur atsalar da iflah olmazlar.



Önceki ve Sonraki Yazılar