Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Örgütsel önseçim

Bir önceki “Halk dalkavukluğundan üye dalkavukluğuna” adlı makalemin devamı niteliğindeki düşüncelerimi paylaşmaya devam edeyim.

Siyasi partilerin demokrasi yoksunluğunda anahtar konulardan biri şüphesiz seçimlerde adaylıkların belirlenmesi ve delege sorunu…

Can alıcı sorunlarından biri olan delege sistemini tartışırken önce önyargılarımızı bir yana bırakalım.

Delege sistemi değil, bizim bu sistemi getirdiğimiz hal yanlıştır.

Delege ağalığı fobimizden de sıyrılalım.

Düşünün, köy ağalığını yok etmek için köyü yok etmek gerekmiyor!

Önce pek, hatta hiç işe yaramaz haldeki sözde önseçim delegasyonu kaldırılmalı.

Yerine doğrudan ilçe bazında ve o ilçede alınan oy ile orantılı, ama her hâlükârda şimdikinin minimum 15 katı sayıdaki kurultay delegeleriyle ve il ve ilçe delegeleriyle ön seçim sistemine geçilmelidir.

O ilçe ve hatta il ile ilgili önseçimlerde ilçe veya il delegeleri ile birlikte bu kurultay delegeleri önseçim yapabilirler.

Çok sayıda delege ile önseçim yöntemi (şu anki delege sayısının 15 katı kadar ) ve seçimle gelinen görevlerin zamanla sınırlı (2-3 dönem) tutulması aynı zamanda partiye bilinçli bir örgüt omurgası ve siyasi hafıza sağlayacaktır.

Kurultay delegeleri her hâlükârda il değil, ilçe kongrelerinde doğrudan tabanda seçilmelidir.

Kurultay delege sayısının belirlenmesinde ise o ilçede son genel seçimlerde alınan oy miktarı belirleyici olmalıdır.

Yani kurultay delege sayısı o seçim çevresinde alınan oy ile doğru orantılı olmak zorundadır.

İlçe ve il Kongre delegeleri o il ve ilçe seçimlerinde kurultay delegeleriyle birlikte oy kullanarak en sağlıklı ve siyasi partinin ideolojisine en uygun ön seçimi yapacaklardır.

Bu yöntemle tüm adaylar seçici (ilçe-il-kurultay) delegeleri ile görüşüp kendilerini ve projelerini anlatabilirler.

Adaylar arasında maddi, manevi eşitlik sağlanmış olur.

***

Aksi takdirde tüm üyelerle önseçim sisteminde (nüfusu 50 bini aşan ) büyük ilçelerde zaten zengin veya medyatik adaylar dışındaki diğer adayların tüm üyelere ulaşması teknik olarak mümkün olamaz.

Ayrıca tüm üyelerle önseçim yöntemiyle mezhepçilik ve hemşericilik siyasi tercihlerin çok önünde ve güçlü bir rol oynuyor.

“Tüm üyelerle ön seçime” karşı olduğumu son zamanlarda oldukça sık dile getirdim.

Tüm üyelerle ön seçim çok demokratik ve katılımcı gibi görünse de aslında belirsiz kocaman bir güruhun küçük bir gurubun manipüle aracı olma olasılığını doğurur.

Sağlıklı bir örgüt ve örgüt hafızası kurulmasını engeller!

Zira bu kadar büyük bir yapı iskeletsiz bir fil gibi şekilsiz bir yığıntı hali alır ve birileri onu kendi kalıbına sokar!

Bu düşüncelerime karşı birçok da eleştiri aldım ve halk dalkavukluğundan sonra üye dalkavukluğu fenomeninin ne olduğunu da görmek nasip oluyor.

Hele Karşıyaka Belediye Başkanlığı için aday adayı olduğum bu günlerde böyle kritik şeyler yazmak ateşle oynamak gibi bir şey.

Ama olsun.

Demirden korksak trene binmezdik, dimi

Önceki ve Sonraki Yazılar