Süleyman Karan

Süleyman Karan

ÖSO'dan müttefik mi olur?

Banu Avar’ı hatırlar mısınız? Bundan dört yıl öncesine kadar TRT’de bir programı vardı ve genelde emperyalizmin, şimdi moda olan tabiriyle ‘üst akıl’ın planlarını anlatır dururdu. Perşembe akşamı, şaşırtıcı bir biçimde, ‘Akılda Kalan’ adlı programda konuktu. Şaşırtıcı, çünkü emperyalizmin oyunlarını açık ettiği için bizzat AKP’li yöneticiler tarafından ‘Sınırlar Arasında’ adlı programına son verilmişti. Zira o zamanlar birileri İspanya’da ‘BOP’un eşbaşkanı’ olmakla övünmekteydi! 

Peki şimdi Habertürk denen kanalda Banu Avar’ın işi neydi? Cevabı basit, bundan önce Ergenekon ve Balyoz denen AKP-Cemaat senaryosu sonucunda Silivri’ye tıkılan askerler, bugün neden yandaş medya kanallarında misafir ediliyorsa işte ondan! Yani çaya çorbaya emperyalizm ya da ‘üst akıl’ gerektiği için, işte bu sebeple… 

Banu Avar, kendini çok net ortaya koyan, ancak biraz önce sözünü ettiğim Silivrililer’den farklı olarak çok okuyan, çok gezen ve belli takıntılarını görmezden gelirseniz, gerçekten bu topraklarda az yetişen entelektüellerden biri… Yine Silivrililer’den farklı olarak, Türkiy Cumhuriyeti’nin genlerine yerleşmiş ‘askeri-ulusalcı’ söylemler dışında çok fazla şey söyleyebiliyor. Dünyayı çok yakından takip ediyor, öngörüleri oldukça isabetli çıkıyor. Ve bunun ötesinde, iktidarda kim olursa olsun, hangi kanala çağırılırsa çağırılsın, bildiklerini çatır çatır söyleyecek kadar onurlu biri… Bu bir marifet mi?.. Evet, ne yazık ki artık onurlu ve cesur bir aydın olmak marifet bu ülkede, zira kendini ‘aydın’ ya da ‘münevver’ olarak tanıtanların, el etek öpmede birbirleriyle nasıl yarıştıklarını iğrenerek izlemekteyiz! 

Ateşten günlere farklı bir bakış 

Onları atalım çöpe, ama Banu Avar’ın uyarılarını dinlemekte fayda var. Avar, Cerablus operasyonundan çok tedirgin, Türkiye’de darbe girişimi sonrası yaşanan ‘hamaset’ aleminde, zafer sarhoşluğuyla sunulan Cerablus operasyonunun büyük bir oyun olduğu görüşünde. Tarihten örnekleme yaparak açıklıyor. 1991 yılında başlayan Körfez harekatından itibaren yaşanan süreci özet geçiyor ve ‘Barzanistan’ın nasıl ABD yönlendirmesiyle Türkiye’ye kurdurulduğunu hatırlatıyor. Hatırladınız mı, Çekiç Güç falan!.. Sonra yine bazı Türk işadamları ve gazetecilerle Mesud Barzani’nin nasıl can ciğer kuzu sarması ve kâr ortağı olduğunu… Bugün gelinen noktada ise yine AKP ile Barzanistan arasındaki su sızmaz ilişkileri… Ankara’nın seçtiği tek Kürt ortak, bağımsızlık yanlısı ve emperyalistlerin en büyük işbirlikçisi!.. Sormazlar mı adama, “Sen ne biçim milliyetçisin? Ne biçim milli ve yerlisin?” diye…  

Peki diyeceksiniz ki, “Cerablus ile ilgisi ne?” Avar’ın sözleriyle özetleyeyim: Tıpkı Kuzey Irak’ta yaşananlar adım adım Suriye’de yaşanabilir. ABD’li yetkililer Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan’ı kullanmak mahir ve açık açık da ‘elimizdeki eldiven’ diye tanımlamakta bir beis görmüyorlar. Ve Cerablus operasyonu ile yaptıkları, Suriye’yi bölme planının bir aşaması… Türk Ordusu’na ve ÖSO’ya o bölgeyi temizletip, kama gibi bir alan yaratılacak. Bir süre sonra ÖSO, YPG ve diğer cihatçılar bölgeleri paylaşacak ve bu ortamı Türkiye sağlamış olacak. ABD ve ‘büyük güçler’in planı Suriye’yi bölmek… Alevi, Sünni, Dürzi, Kürt, Türkmen devletçikleri çıkartmak. Bunu başardıktan sonra sırada Türkiye ve İran var. Burada da Kürt devletleri kurmayı amaçlıyorlar, nihai amaç ise Büyük Kürdistan. Peki niye? Bildiğniiz ‘böl ve yönet’… Neyi yönetecekler? Doğu Akdeniz’in doğalgaz kaynaklarını ve Oratdoğu’nun petrollerini… Büyük hedef ise Çin’e kadar olan bölgede tüm doğal kaynaklara hükmetmek. İşte örnek Afganistan, işte Pakistan!.. Yani özetle, AKP iktidarındaki Türkiye’nin Suriye politikasında bir rezaletten bir başka rezalete sürüklendiğini ve mili çıkarlarına ters ne varsa onun yapıldığını iddia ediyor Banu Avar. Kürt takıntısının biraz yüksek dozda olduğunu görmekle birlikte, çizdiği tablonun pek de yabana atılır olmadığını düşünüyorum! 

Bir utanç unsuru olarak müttefik! 

Veyis Ateş, o her zamanki sanki Avar Wittgenstein’ın dil felsefesi gibi karmaşık bir şey anlatıyormuşçasına kaşlarını bir kaldırıp bir indirerek dinledi tüm bunları… Oysa Avar, bayağı çocuğıa anlatır gibi anlatıyordu. Emperyalist komploların bu ara gideri çok diye ses etmedi, hatta ‘vay anasını’ pozunu takındı! Ta ki Banu Avar, “En hazmedemediğim de Türkiye gibi köklü ve büyük bir devlet geleneğine sahip bir ülkenin ÖSO gibi bir örgütle operasyon yapması” cümlesine kadar… Orada iki kaş da saça değdi! Hele ÖSO’yu ‘Batılı gizli servislerden maaş alan vatan hainleri ve işkenceci katiller’ diye niteleyince, artık uyarı mı aldı rejiden bilinmez hemen atladı: “Ama ÖSO’daki vatansever unsurları da unutmayalım!” Avar “Yok öyle bir şey” dedikçe, o bunu tekrarladı. Ama olmadı… Banu Avar’ı işte bu yüzden seviyorum, pek çok fikrini abartılı bulsam da, nerede vatan haini varsa sıfatı yapıştırdığı için… ÖSO’nun paragöz, ahlaksız, vatan haini ve katliamcı olduğunu bir kez daha hatırlattığı için… Ve ne yazık ki TSK’nın girdiği bölgelere bu soysuzlar yerleşiyor! Bu tarihimize bir utanç olacak yazılacak. Tıpkı hala ilişkilerimizi kesmediğimiz el Nusra ve Ahrar üş’Şam’ın aşağılık katilleri tarihimizde bir leke olarak kalacaksa! 

Program sunucusu Veyis Ateş niye böyle bir riske girmiş bilmiyorum ama iyi ki girmiş, en azından programın sonunda, ÖSO denen kiralık katiller sürüsünü savunmak için nasıl ter döktüğünü görmek keyifliydi! Malum, maaşını ödeyen kanal, uzun süre bir AKP-Cemaat ve el Kaide kalıntıları tarafından yönetilmişti! Ama ilk kez bilmeden de olsa iyi bir iş yapmış oldu! Aferin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar