Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Oyundışı

21 Ağustos'ta Şam'da kimyasal silah kullanıldı. Muhaliflerin görüntülerine güvenen ABD ile uluslararası ve bölgesel yandaşları, büyük bir yaygara kopararak savaş hazırlıklarına başladı. Obama “Sınırlı bir operasyonla, Suriye'ye haddini bildirmek gerekir" dedi.
Adam, kendini Harlem'de zenci bir çetenin kabadayısı sanıyor.
Başbakan Erdoğan ise “Sınırlı olmaz, kapsamlı saldıralım” dedi.
Peki 40 gün geçmesine rağmen, ABD ve yandaşları neden hiçbir kanıt gösteremedi?
İngiliz Başbakan Cameron'un sunduğu belgelere inanmayan İngiliz milletvekilleri bile "Bırak palavrayı, biz savaşta yokuz" dedi. İngiliz vekilleri dinleyen Kongre üyeleri ise, Obama'ya haber yollayarak “Sakın bize gelme” dediler.
Ama olsun Obama “İlle de vuracağım” havasına kapılarak ortamı tırmandırdı ve gerginlik ağacının tepesine çıktı. Sonra da Putin'e yalvararak “Ne olur, gel beni bu ağacın tepesinden indir” dedi. Çünkü; elindeki kanıtlarla Kongre üyelerini ikna edemeyeceğini ve dolayısıyla rezil olacağını biliyordu. Putin de onu kırmadı. Olağanüstü bir manevrayla, Suriye sorununda yeni bir dönemi başlattı. Esad'a “Elindeki kimyasal silahları yok et, ben de krizin siyasi çözümü konusunda ABD'yi ikna edeyim” dedi. Esad kabul edince, BM Güvenlik Konseyi karar aldı ve Genel Sekreter Ban Ki Moon "Cenevre Konferansı’nı kasım ortalarında toplayabiliriz" dedi.
Özetle: olağanüstü bir provokasyon olmazsa, Suriye sorununda yeni bir süreç başlayabilir.
ABD-Rusya anlaşması doğruysa, bu yeni süreçle Suriye krizine siyasi bir çözüm bulunabilir.
Bu yönde, farklı başkentlerden önemli sinyaller geliyor.
Ama bana göre bu sinyallerin en önemlisi: Başkan Obama'nın Başkan Ruhani'yi New York’ta havaalanından ayrılmadan önce telefonla aramasıdır. İran'ın Amerika'daki büyükelçisinin cep telefonuyla yapılan bu görüşme, ‘1979 İran Devrimi’nden bu yana bir ‘ilk’ oluyor.
Obama ve Ruhani bu görüşmenden çok mutlu olduklarını açıkladılar.
Bu doğruysa, iki ülkenin dışişleri bakanları yakında buluşup sohbete devam edecektir.
Peki, neyi konuşacaklar?
Elbette, öncelikle İran'ın nükleer programını...
İsrail ve ABD'deki Yahudi Lobisi çomak sokmazsa, bu konuşmalarda elbette Suriye konusu da ele alınacaktır.
Yani ABD; Rusya'dan sonra, İran ile uzlaşmanın yolunu arıyor olacak.
Bu aramalar doğru yolda gelişip sonuç alınırsa, bölgede önemli gelişmeler yaşanabilir.
Yani, Suriye sorunu çözülür.
Peki, Suriye sorunu çözüm yoluna girerse AKP hükümeti ne yapar?
Hiç.
Ankara devredışı bırakılır.
'Rol icabı' oyunun içine alınabilecek olan Ankara'nın, başta ABD olmak üzere, tüm Batılı başkentleri rahatsız ettiğini herkes biliyor.
Obama'nın beysbol sopası bunun ilk sinyali idi.
Esad'dan kurtulma planında ‘başrol’e talip olan ve bu rolün gereklerini yerine getiremeyen AKP hükümeti ‘rol icabı’ sahnede tutulabilir.
Hem de, bir sürü acemi ama tehlikeli figüran ile birlikte...
Örneğin: Katar Şeyhi…
Örneğin: Nusra, Kaide ve sayıları 1.500 kadar olan, irili ufaklı ‘Radikal İslamcı’ silahlı grup...
Batı, artık hepsinden rahatsız.
Batı, bunlara sınırsız destek veren AKP hükümetinden rahatsız.
Batı, şimdi bunlardan kurtulma çabası içinde.
Bu görevi de AKP hükumetine verebilir.
Yoksa figüranlık rolü bile yok!
ABD-Rusya Anlaşması doğru ve samimiyse, bölge yeniden dizayn edilecek demektir.
Suriye ile ilgili Cenevre Konferansı önemli bir sinyal olacaktır.
Konferans tarihine kadar Suriye'de yaşanacak gelişmeler çok önemli.
Kaide, Nusra ve yandaşı radikal grupların daha az radikal ÖSO'ya karşı savaşı...
Kaide, Nusra ve yandaşı radikal grupların Kürt bölgesinde PYD'ye karşı savaşı…
Ankara destekli Kaide, Nusra ve yandaşı radikal gruplar ile daha az radikal olan ÖSO'nun Esad yönetimine karşı savaşı…
Hepsi de karmaşık denklemler...
Hepsi de Türkiye için çok tehlikeli...
Tehlike büyümeden, AKP hükümeti acilen ama sakince oturup düşünmelidir.
AKP hükümeti 30 aydır sürdürdüğü çok tehlikeli oyunlardan vazgeçmelidir.
Vazgeçmek zorundadır.
Yoksa vazgeçirtilir!
O zaman ‘figüranlık’ rolü bile verilmez.
Yoksa, Obama Ruhani'yi telefonla aramazdı.
Hem de cep telefonundan!..
Üstelik, Ruhani BM toplantısı sırasında ayaküstü de olsa, ‘onunla görüşmek istememişti’.
Acem siyaseti!
Yavuz Sultan Selim kesin kızacaktır.
İşin içinde ‘hilafet rüyası’ vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar