'Özgecan'lar için erkekler neden ayaklanmıyor?'

“Erkekler neden ayaklanmıyor? Özgecanlar öldürülüyor, erkekler neden yürümüyor? Kadın cinayetlerine, kadına şiddete karşı neden sokağa çıkmıyorlar? Öldürülmek, şiddete uğramak sadece kadınların derdi midir?”
Profesör Binnaz Toprak çok haklı bir soru ile başlıyor sözlerine. Kadına şiddetin öznesi erkeklere sesleniyor “Neden ayaklanmıyorsunuz?” diye...
Sahi biz erkekler neden ayaklanmıyoruz? Neden sokaklara çıkıp hançerimizi patlatıncaya kadar “Kadına şiddete, cinayetlere hayır” diye haykıramıyoruz?
Binnaz Hoca, “Neden sokaklarda değilsiniz, kadınlarla yan yana yürümüyorsunuz?” diyerek hala kendini sorgulamayan o her alandaki erkek egemen dünyayı
özeleştiriye davet ediyor.
Toprak devam ediyor:
“Kadına karşı işlenen cinayetler, uygulanan şiddet erkekleri rahatsız etmiyor mu? Neden sokağa çıkmıyorlar? Bu kadınların meselesi midir? Öyle görülmemeli. Bu mücadele sadece kadınlara kaldıkça sorun çözülemez.”

***

CHP’li Toprak, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili. Aynı zamanda TBMM Kadına Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu Üyesi.
Binnaz Toprak, erkek egemen kurumları
sorgulamayı sürdürüyor:
“Polis ve yargı da bu işi ciddiye almıyor. Erkekler sesini çıkartmıyor. Sadece kadınların mücadelesi ile bu sorunla baş edilemez. Dün küçük bir grup kadın eylem yapıyor Taksim’de. Polis buna bile şiddet uygulayarak müdahale ediyor, tahammül edemiyor.”
“Topyekun bir seferberlik ilan etmek lazım” diyor Toprak, çözüm için erkeğin zihin dünyasında bir devrim yapmasından söz ediyor aslında.
Eğitimden iş hayatına o devrim olmadan kadının tek başına mücadelesiyle “öteki” olmaktan kurtulma şansının olmadığını anlatmaya çalışıyor.
Yaşamın her alanında seferberlik isteyen Toprak “Önce eğitim alanında seferberlik ilan edilmesi zorunlu. Eğitim sistemi felaket durumda. Eğitim muhakkak interaktif hale getirilmeli, ötekileştirmeyi önleyecek dersler konulmalı” diyor.

***

Medya dünyasının çuvaldızı kendine batırmasının zamanı gelmedi mi? Daha kaç Özgecan’ı hunharca cinayetlerde yitirip, birkaç manşetten sonra unutacağız? Şiddeti körükleyen yayınlara imza atacağız?
Toprak, bir uyarı da medyaya yapıyor, “Medyanın kadınların mücadelesine destek vermesi lazım. Genç kızımız gibi kamuoyunun gündeminde infial yaratan konular geldiğinde medya bu konularla ilgileniyor. Ya da 8 Mart kadınlar gününde ilgileniyor. Kadına karşı gazetelerde fıkralar yayınlanıyor, dayaklı kötekli atasözleri ile aşağılanıyor, kadının giyimi kuşamı tartışma konusu yapılıyor. Olumsuzluklar işte buralara yansıyor. Kadınların mini etek giymesine, kıyafetine karışılıyor. Bu olacak iş mi? Neden kadınlar kapanacak? ? Erkekler kendine
hakim olsun” diyor.
Yargının duyarsızlığını ve uygulama hatalarını anımsatan Toprak, sistemi şu sözleri ile sorguluyor:
“Adli yargıda hakimler eğitimden geçirilmeli. Kadınlara şiddet uygulayan, öldüren erkekler mahkemeye çıkarken kravat takıyor, ‘Pişmanım’ diyor iyi halden ceza indirimine gidiliyor. İki üç yıl yatıyor çıkıyor. Adalete de bu
anlamda güven kalmadı.”

***


Ya siyaset dünyası, iktidar koltuklarını işgal edenler? “Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden
sorumluyuz” diyenler?
“12 yıllık iktidarın gelinen noktada sorumluluğu yok mu?” diye soruyorum. Toprak şu önemli tespitleri yapıyor:
*“Elbet vardır. AKP iktidarı kadını ailenin parçası olarak görüyor, birey olarak görmüyor. Hakları olan vatandaş olarak kabul etmiyor. ‘Kadın bireydir, istediğini giyer, hayatına istediği yönü verir, ister evlenir, isterse hiç evlenmez, yalnız yaşar, erkek nasıl yapıyorsa kadın da yapar’ demedikçe sorun çözülmez.”
*“Kadın siyasette yok. Üst bürokraside yok. Kadın hiçbir yerde yok. AKP’lilerin kadına bakış açısı da bunu körüklüyor. Cumhurbaşkanımızın ‘Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ sözü, “Çocuk doğursunlar” yaklaşımı, “Sezaryen yapmasınlar” yaklaşımı ortada. “Çocuk yaşta evlenebilir “, “Hamile kadın sokağa çıkmasın” diyenler de çıktı. Bunlar sorun yaratıyor. Böyle söylemler kınanmalı ama olmuyor.“
* “ İktidar çevrelerinin, Cumhurbaşkanı’nın söylemleri bu işi tetikliyor. Belki Cumhurbaşkanı ‘Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ derken fiziksel eşitsizliği kastediyor. Ama onu öyle anlamıyorlar. Olumsuz algılanabilecek söylemleri belki tekzip ediyorlar ama kimse o tekzibi görmüyor, duymuyor. O ilk sözleri anımsıyor. Çıkıyor Bülent Arınç ‘Kadınlar kahkaha atmasın’ diyor. Belki başka bir şey kastediyor ama bunlar farklı anlaşılıyor.“
*“İlkokul çocuklarının başını örtmek istiyorlar. O yaşta baş neden örtülür? Cinsel obje gibi görüp erkekler tahrik olmasın diyerek mi bunu yapıyorlar? Belirli yaşa gelmiş kadınlar ne isterse giyer, ister örter ister açar ama ilkokul çocuklarına indi maalesef. İnsaf! Şimdi de kızlı erkekli sınıfları ayırmaya kalkıyorlar. Kızlar ve erkekler ne kadar uzakta büyürse o kadar diğerine cinsel obje olarak bakar. Bu diğer cinsi ötekileştirmedir ve sakıncalıdır.”

***

“Bir kadın yılı ilan etmemiz lazım. Bunları tartışmamız, adım atmamız zorunlu” diyor Binnaz Toprak.
Bazı hükümet üyeleri ve toplumun bazı kesimleri “idam” cezasının getirilmesini istedi. Binnaz Hoca, bunun çare olmayacağına inanıyor:
“Korkunç bir ceza idam ve çare olacağını zannetmiyorum. İdam kalktı diye cinayetler artmış değil. Dünyanın hiçbir yerinde idam cezası cinayetleri önlemeye yetmiyor. Kaldırılan ülkelere göre halen uygulanan ülkelere baktığımızda kadına karşı şiddet ve cinayetler daha fazla değil. Bunun başka nedenleri var. Oralara inmek lazım. Türkiye bu insanlık dışı cezaları geride bıraktı. Tekrar gelmesi söz konusu olamaz. Getirseniz dahi şiddeti, cinayeti
bunlarla durduramazsınız. Bu suçlara ağırlaştırılmış
müebbet hapis getirildi.”
Eski bakan Fatma Şahin “Hadımdan” söz etti. Toprak bu öneriyi de doğru bulmuyor. Şöyle diyor:
“İnsan vücudunun dokunulmazlığı vardır. Bu tür çareleri düşünmemeli bile. İdam ve hadım da şiddeti çağrıştırıyor. Devlet eli ile şiddet korkunç bir şey. Örneğin polisin şiddetti de öyle. Hem de şiddete karşı çıkan göstericilere karşı...”
Özgecan’lara kıyan caniler buz dağının sadece görünen yüzü. Sorun çok derinlerde. Ve Binnaz Hoca’nın
dediği gibi “erkekler kadınlar için ayaklanmadan”
çözümü de kolay görünmüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar