Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Özür mü?

23 Aralık 2008'de Ankara'ya gelip  Suriye ile barışmak için Erdoğan'la anlaşan dönemin İsrail Başbakanı Olmert 5 gün sonra Gazze'ye saldırdı.
Erdoğan çok kızdı ve ' One minute' dedi.
31 Mayıs 2010'da İsrail Mavi Marmara'ya saldırdı ve 9 Türk insanını öldürdü.
Erdoğan yine çok kızdı.
Geçen süre içinde Erdoğan, AKP ve hükümet yetkilileri ve yandaş medya  düşman belledikleri herkes için  'İsrail ajanı' dediler  ve 'intikam' için büyük yeminler ettiler.
İsrail umrunda değildi.
Türkiye ile ekonomik ilişkiler devam ediyor, AKP İsrail'in OECD  üyeliğine ve NATO ilişkisini veto etmiyor, MOSSAD şefleri gelip gidiyor ve daha neler neler...
Sonunda AKP kendine göre gerekçelerle İsrail ile barıştı.
9 cana karşılık 20 milyon dolar karşılığında.
Gerisi teferruat.
Ya da AKP'nin palavraları.
Çünkü AKP kendine göre 'ilginç' gerekçelerle İsrail kartına ihtiyacı vardı.
Örneğin Putin'i 'korkutmak' için!
Çünkü aynı gün Putin'den özür dilenmiş!
Hem de söylenen onca lafa rağmen.
Çünkü bir gün önce Putin 'İran'ı Şanghay Örgütüne alabiliriz' demiş.
Kurnazlık!!!
Aynı gün Nusra açıklama yapıyor.
'Artık gelişmiş tanklarımız ve 100 kadar uçaksavar füzemiz var'.
Leblebi değil tank ve füze.
Peki, nereden alındı?
Doğruysa tabii ki Türkiye sınırından.
Peki, Putin ve Lavrov ne diyordu?
'Militanlar ve Nusra ile diğer gruplara silah taşımaya devam eden TIR'lar Türkiye sınırından giriyor'.
İlginç gelişmeler: İsrail ve Nusra açıklamasıyla Putin'e gözdağı vermek.
Bakalım Putin yarın kendisiyle telefonla konuşacak Erdoğan'a nasıl bir karşılık verecek?
İş kesinlikle düşürülen uçakla ilgili olarak özür ve tazminatla bitmez.
Putin'in Suriye ile ilgili hesapları var ve bu hesapları başından beri bozan biri varsa o da Erdoğan.
Erdoğan da ' Davutoğlu beni aldattı' diyebilir.
Der mi bilinmez ama  takiyye değilse Ankara çok ilginç bir döneme hazırlanıyor demektir.
Örneğin Mısır'ın milli günü 23 Temmuz'da 'Darbeci' Sisi'ye kutlama yani barışma mektubu gönderilir.
Putin'e olduğu gibi.
Sırada Esad olur mu?
Mucize olur.
Suriye işi diğerlerine benzemez.
Üstelik Putin'le kavga Suriye'den dolayı.
Sisi işi dolaylı.
Çünkü Sisi'nin devirdiği Mursi öz olarak Erdoğan'ın siyasal İslamcı projesinin temel direğiydi ve bu direk Esad'ın direnmesiyle kırıldı.
İsrail ise Suriye'nin Müslüman ülkelerin desteklediği İslamcı çeteler tarafından yıkılmasına en çok sevinen taraf.
Yani kilit ülke Suriye ve anahtar kişi Esad.
Erdoğan ise PYD hesabı yapıyor.
Yani Suriye'nin kuzeyinde olası bir ABD destekli özerk ya da federal Kürt bölgesi.
AKP ve Erdoğan'a göre 'felaket'.
900 kilometrelik PKK'lı komşu.
Kuzey Irak'taki karmaşık durum göz önünde bulundurulursa varın siz düşünün Türkiye'nin halini.
Radikal kararlar almak zorunda.
Samimi ise kolay.
Özür lafına alışmışken Emevi'de namaz kılınır.
Umarım öyle olur.
Birileri 'Ne Şam'ın şekeri ne de Arab'ın yüzü' diyebilir.
Ama Putin'in 'Şam Kayısısını' çok sevdiğini bilmeyen yok.
Döndük mü 100 yıl öncesi hikâyelere.
Tarihten ders almak için.
Haziran 1916'da Vahabi Suudiler ve şimdiki Ürdün Kralının dedesi Şerif Hüseyin Osmanlı’ya ayaklanmış.
Mayıs 1916'da İngiliz ve Fransızlar yani  'Türkleri AB içinde istemiyiz' diyen Cameron ve Sarkozy'nin dedeleri gizlice bölgenin haritalarını çizmiş ve Osmanlı topraklarını paylaşmış.
İngilizler Belfour Deklarasyonu ile Filistin'i Yahudilere vermiş.
1917 Ekim Devrimi’nden sonra Lenin emperyalist tezgâhları deşifre etmiş ve Atatürk'e yardım emiş.
Sevr ertelenmiş.
Atatürk 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' demiş.
Atatürk'le sorunu olan AKP son 5 yılda tersini yaptı.
5 yıl sonra her alanda iflas eden AKP  söylemin ikinci yarısını hatırladı.
Devam eder mi bilinmez ama söylemin birinci yarısını hatırlamaz ve 'Yurtta Sulh' yapmazsa bu iş olmaz.
Atatürk bu lafı boşuna dememiş!



Önceki ve Sonraki Yazılar