Dünyada, kendi seçimimiz dışında iki seçim kampanyasının ve sonuçlarının bizi yakından ilgilendirmesi gerekir: Amerikan seçimleri ve Alman seçimleri.

Amerikan seçimlerinin niçin çok önemli olduğunu açıklamaya gerek yok.  Son Suriye gelişmelerinden de anladığımız üzere, dış politikada bizim devlete ait olması gereken egemenlik haklarından bazıları Amerikan seçmenlerince seçilmiş kişilerce kullanılıyor:

Savaş açmak ve komşu ülkeleri  ve bölgeleri (Gazze)  ziyaret etmek gibi!

Alman seçimlerine gelince...  Türkiye'den sonra en çok Türkiyelinin oy kullandığı seçimler Alman  seçimleridir.  Türkiye ile Almanya arasındaki çok sıkı ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilere bakacak olursak, konunun bizim çok ilgimizi çekmesi beklenir. Buna bir de Almanya'nın Avrupa Birliği'nin lokomotifi olmasını ekleyin..,

Hal böyle iken,  bu pazar günü yapılacak Alman seçimlerinin ülkemizde ve medyamızda hiç ama hiç ilgi çekmemesini nasıl açıklayacağız?

Kuşkusuz bunun bir nedeni, muhafazakâr Alman Şansölyesi Angela Merkel'in seçimleri kazanmasının garanti sayılması.

Bunun başta gelen nedeni de, son yıllarda Almanya'nın ekonomik performansının diğer AB ülkeleriyle kıyas kabul etmeyecek kadar iyi görünmesi.

Almanya'nın AB'nin derebeyi olduğu olgusu son yıllarda iyice belirginleşti.  Geniş Alman orta sınıfının bundan şikayetçi olduğu söylenemez.  Öyleyse yola devam..

İstikrar büyük haber değildir. On bin uçak olaysız kalkar haber olmaz, biri kalkamaz, büyük haberdir. Alman uçağı kalışa hazır görünüyor.

***

Bu kez, bakıyorum, konunun Türkiyeli adaylar cephesine bakan bile yok.  O da kanıksandı.  Bir zamanlar Almanya'daki Türklerin seçimi kimin kazanacağını belirleyebilecek bir ağırlık kazanacağından söz edilirdi.  Artık edilmiyor.  Acaba neden?

Bu sorunun yanıtını Zeynel Korkmaz'ın yönetiminde yayınlanan Die Gaste Dergisi'nde Ahmet Onay'ın "Alman Seçimlerinde Hangi Partiye Oy Vermeli?" başlıklı yazısında
buldum.

Onay, Almanya'daki Türk kökenli seçmen sayısının 700 bin dolayında olduğunu ve bunların yüzde 80'inin sol ya da sosyal demokrat partilere (SPD, Linke ve Yeşiller) oy verdiğini hatırlatıyor.  Seçimi kazanmasına garanti gözüyle bakılan sağcı Merkel'e verilen oy verenler yüzde 20 dolayında bir azınlık.

Şöyle devam ediyor: "Seçime katılım oranının fazla olmadığı göz önüne alındığında, yaklaşık 400 bin oy SPD, Linke ve Yeşiller arasında dağılır.   Toplam Alman seçmenlerinin yaklaşık yüzde 1'ine denk gelen bu oylar dağınık olduğu için de etkin bir sonuç doğurmaz.  Oysa bu oyların dağılmaması, bir partide yoğunlaşması durumunda oy oranı 1 puan (katılımın yüksek olduğu durumda 2 puan) daha fazla olacaktır.  Yüzde 5 seçim barajının altında olduğu Almanya'da böyle bir yoğunlaşma milletvekili dağılımını önemli ölçüde etkileyecektir."

Durum böyle olduğu için, dağınık ve düşük katılımlı  Türkiye kökenli seçmen kitlesinin genel seçimlerde kıymeti harbiyesi olabileceğinin çok altındadır. Bu, önemli bir kozun israfı deli midi?

Alman meclisinde 2-3 yerine 15-20 Türkiyeli milletvekili olsa kötü mü olur?

İyi olur da, bunu kim nasıl yapar?  Var mı pratik bir yanıtı olan?