Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Para-kan ilişkisi

Obama bugün Suudi Arabistan’a gidiyor. Suudi Kral Selman geçen hafta Ankara’daydı. ABD Kongresi yakında bir kanun tasarısını oylayacak. Kanuna göre, 11 Eylül saldırısı ile ilgili tüm gizli belgeler açıklanacak.

Yani Suudi Arabistan'ın rolü. Suudi Arabistan hemen tepki gösterdi: “Kongre kanunu kabul ederse biz de elimizdeki 750 milyar dolarlık ABD hazine bonosunu satarız”. Suudiler’in ABD’de toplam 2 trilyon doları varmış. Adamlar pislikleri ortaya çıkacak diye ödleri kopuyor.

Para ile kanı temizlemek istiyorlar. Hep söylüyorum: Suudi yönetim dünyanın en tehlikeli yönetimidir. Dünyanın tüm pisliklerinde Suudi parmağı vardır. Taliban ve Kaide’yi CİA ile birlikte onlar kurdu ama şimdi sırları ortaya çıkmasın diye Amerikalılar’ı tehdit ediyorlar.

Amerika çok ciddi bir sınavla karşı karşıya: Ya Amerika'nın yüce değerleri ya da para kazanacak. Ne yazıyor doların üzerinde: In God We Trust “Biz Allah’a güveniriz”. Yani dolara. Amerikalılar’ın Suudiler’den farkı yok. Parayla kan satın alıyorlar.

İşte bu nedenle Suudi şantaj işe yarayacak ve yasa çıksa bile Obama veto edecek. Oysa Obama ülkesindeki tüm pislikleri temizleme sözü ile iktidara gelmiş ve gelir gelmez Nobel Barış Ödülü’nü almıştı. Para insanları ikiyüzlü kılabiliyor.

11 Eylül’de 3 bin kadar Amerikalı Suudi vatandaşı Kaide’ciler tarafından öldürülüyor ama Obama bunu örtbas ediyor. Aynı Obama yine para uğruna Suudiler’in birçok pisliğini görmemezlikten geliyor. Örneğin Suriye, Irak, Yemen ve dünyanın her yerinde akıttıkları kan. Kolay değil adamlar geçen yıl 87.5 milyar dolar silah satın almış. Kolay değil ABD sevinsin diye petrol fiyatlarını 115 dolardan 40 dolara düşürdüler. Adamlar 70 yıldır ABD hizmetinde. Hem de petrol, gaz, para, din ve mezhep silahlarıyla. Her tarafta pislikleri var. Son 40 yılda 90 ülkeye 115 milyar dolar dağıtmışlar. 70 yılda 200 milyar.

İktidarlara, partilere, vakıflara, derneklere, tarikatlara, cemaatlere, camilere, okullara ve Vahabi mezhebine hizmet eden herkese. Örneğin Türkiye’de. Öncesini bir yana bıraksak bile Suudi yönetiminin ‘Arap Baharı’ sonrasında Türkiye’ye milyarlarca dolar akıttığını bilmeyen yok. Bu paranın bir kısmı AKP iktidarına diğer kısmı da AKP’nin kucakladığı Suriye’de savaşan terör örgütlerine.

Para ile satın alınan Suriye halkının kanı. Katar ve Körfez ülkelerinin parasını unutmamak gerekir. Suudi Arabistan, Katar ve Körfez kral, emir ve şeyhlerinin Türkiye'de neleri satın aldıklarını bilen yok. Bu kral, emir ve şeyhlerin başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devletin tüm yöneticileriyle  var olan karmaşık kişisel ilişkilerini bilen yok. Bilmediği için de Başbakan Davutoğlu 1 Şubat’ta Suudi Kral ile görüşmek için Riyad’a gittiğinde yanında Genel Kurmay Başkanı Akar’ı da götürmek  durumunda kalıyor.

Türkiye; Suudi Kral Selman’ın önderlik ettiği
‘Sünni İslam İttifakı’na katılmak zorunda kalıyor. Kaç milyar dolar karşılığında bilen yok. Milyarlar kaç milyon insanımızın kanına bedel? Bir gün gelecek Suudi ailesi ABD’ye olduğu gibi Türkiye’ye de şantaj yapacaktır. Bundan yüzde yüz eminim. Adamlar Türkiye’den ve Türkler’den nefret eder. Kanı parayla örtbas etmek onların eğlencesidir. Yolsuzluklar hiç önemli değil. Para her şeyin ilacı. 17-25’in de. Suudiler’le dostlukta Allah bilir kaç tane 17-25 vardır. Katarlılar’la daha fazlası. Boşuna bunlara ‘karanlık iktidarlar’ demiyoruz. Karanlıklarda hiç bir şey görünmez. Pislik kokusu hiç önemli değil.



Önceki ve Sonraki Yazılar