Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Partide tek adama da hayır!

Demokrasi her alanda.
Hem de öyle lafta değil.
Hak, Hukuk ve Adaletin egemen olduğu…
Özde, çağdaş ve hukuk devleti temelinde bir demokrasi…
***
Kolay değil, demokrasiyi gerçek anlamda kurabilmek.
Bilinçli ve haklarına sahip çıkan bir toplum gerek.
Özgüveni gelişmiş, cehaleti yenmiş, bağımsız bireylerin toplumları layık olur bu şimdilik en gelişmiş yaşam biçimine.
Örgütlenme özgürlüğü, söz, düşünce hürriyeti, din ve vicdan güvencesi olan bir sistem oluşturmak kolay değil.
***
Bu konuda, belki de en önemli araç siyasi partilerdir.
Sendikalar, meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri demokrasinin olmazsa olmazlarıdır.
İşte bu araçların kendileri en başta bu demokratik düzene uygun olmalıdırlar.
Ve  demokratik olmak şartı, öncelikle tüm siyasal partiler için değiştirilemeyecek bir kural haline getirilmelidir.
Demokrasiyi yıkmak için demokrasiyi kullanmak en büyük ahlaksızlıktır ve buna karşı örneğin Alman Anayasası’nda direnme hakkı temel hak ve görev olarak düzenlenmiştir.
***
Unutmayalım, siyasi partiler demokrasinin en temel taşıyıcı kolonlarıdır.
Taşıyıcı kolonlar çürük olursa, o bina çöker.
Ve tüm ev ahalisi, yeni deyimle cumhuru, enkaz altında kalır.
***
Kendi içinde demokrasi kurallarına uymayan “lider partileri” ülkede demokrasiyi kurmak, geliştirmek, pekiştirmek şeklindeki anayasal görevlerini yerine getirebilirler mi?
Getiremediklerini görüyoruz!
Tek çare Demokrasi!
Hem ülke için, hem de partiler içinde.
Partiler demokratik olamayınca, ülke hiç olamıyor!
***
Ama unutmayalım ve günümüzde her şeyden önce şu gelir:
Ne parti içinde iktidar, ne de hatta ülkede iktidarı parti olarak elde etmek önemlidir.
-Parlamenter Demokrasi’ye- dönüş için son şans Cumhurbaşkanlığı seçimleridir.
Türkiye Demokrasisinin beka sorunu budur.
Her şeyden önemli, acil ve tek hedef  şudur:
Parlamenter Demokrasiye dönmek!
Bunun için -tek yol- “mühürsüz referandumu”  sandığa gömmek.

Önceki ve Sonraki Yazılar