Süleyman Karan

Süleyman Karan

Pisliğe bulaştırmanın adı ‘Türkiye İttifakı’ mı oldu?

Öncelikle her vakit olduğu gibi, bu tip ittifak söylentileri yayıldığında, AKP içinde ‘iyiler’ ve ‘kötüler’ olduğuna dair iddialarla karşımıza çıkan muhalif, sözde kanaat önderlerine hiç prim vermeyin uyarısında bulunayım. AKP ve MHP’nin baştan aşağı bir kötülükler manzumesi olduğunu hiç unutmamalıyız. Bugüne kadar her iki partiden de istifa etmeyen her kim varsa o da vatana ihanetten sorumludur.
Niye böyle bir uyarıyla giriyorum yazıya; çünkü şu ne idüğü belirsiz ‘Türkiye İttifakı’ söylentisi gündeme geldiğinden beri, oldukça saçma sapan yorumlar yapıyor bazı muhalif çevreler. Hıyarı gören tuzluğu kapıp koşuyor! Neymiş; MHP’den kurtulmak için böyle bir fedakarlık yapılabilirmiş!

Nabız yoklaması
Şimdi nabız yoklaması yapıyorlar. Abdülkadir Selvi’nin son yazısında da bu zehirli karışımı muhalefete nasıl yutturabileceklerinin izleri var. Çubuk saldırısı ‘derin bir iş’miş... Selvi, “Siyasi tarihimizde bunun birçok örneği olduğu gibi, bu tür saldırıların organize bir yapının işi olabileceğini söylüyorum” diyor. Diyelim ki öyle, gidin kendi pisliğinizi, kendiniz temizleyin! Zaten derin devletle işbirliği yapan AKP ile MHP değil mi? Hatta MHP zaten bunun için bu ittifakta değil mi?

Bu zehri yutturamayacaklar
Selvi yazısının devamında da, AKP Genel Başkanı’nın ‘Türkiye İtitfakı’ önerisiyle elini muhalefete uzatmaya çalıştığı bir sırada, böyle bir saldırının meydana gelmesini bir yerlere bağlıyor. Aslında açıkça söylemiyor ama ‘MHP’nin işi’ demeye getiriyor. Ardından da gazı veriyor: “Belli ki bir yapı Türkiye’nin normalleşmesini istemiyor. Tam da onlara inat, bu saldırı üzerinden Türkiye’nin normalleşmesi adımlarını atabiliriz. ‘Türkiye İttifakı’ öneren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ile görüşmesi siyasi iklime olumlu katkı yapar.”

Ahlaksız teklifin daniskası
Hemen belirtelim ki, böyle bir ittifak Türkiye’nin geleceğini karartacak en büyük hata olur. AKP’nin bugüne kadar yaptığı tüm ittifakları ve o ittifaklara katılanların başlarına neler geldiğini önce bir hatırlayın. Bu ülkenin yüzde 1’ini oluşturmayan sözde liberal özde ahmakları söz gelimi... Ya da HDP’yi... Böyle bir aptallık bir daha tekrarlanır mı hiç?

Bu ülkeyi uçuruma iten AKP’dir, halen AKP’nin yönetimindeki her bir siyasetçidir, bunun ikinci sorumlusu FETÖ ve bir diğer sorumlusu da MHP’dir... İşte bu kadar nettir. Ve ülkeyi uçurumdan çıkartmak için temiz bir sayfa açmak dışında hiçbir seçenek de yoktur. Ve temiz bir sayfa pisliğe bulaşarak açılamaz.

Düşerken birbirlerini yesinler
Şimdi bu Türkiye düşmanlarını baş başa bırakma zamanı, birbirlerini yesinler. Ekonomiyi enkaza çevirdiler, şimdi gidip IMF’in önünde diz çöküp yardım dilensinler. Ellerindeki son iğrenç kumpasları da ortaya döksünler. Kutuplaştırmaya devam etsinler. Bir Rusya ile bir ABD ile dans etsinler. Son şanslarını da böyle tüketsinler.

Diyeceksiniz ki, “Ülke batıyor”... Batıyor değil, battı Türkiye... Bu ifriti kovduktan sonra bu ülkeyi yeniden inşa etmektir bu ülkenin yurtseverlerinin sorumluluğu, yoksa pisliğe bulaşmak değil. Tabii ki ülkeyi bu hale getirenlerin hepsinden de teker teker hesap sormak. Yok böyle kirli ittifaklarla kirlenmek!

Önceki ve Sonraki Yazılar