AKP, 'Suriye’ye gönderilen tüm silahlar Türkiye’den geçiriliyordu' diyen Katar eski Başbakanı hakkında da dava açacak mı?

AKP, 'Suriye’ye gönderilen tüm silahlar Türkiye’den geçiriliyordu' diyen Katar eski Başbakanı hakkında da dava açacak mı?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Katar Eski Başbakanı Hamad bin Casim’in “Suriye’ye gönderilen tüm silahlar ABD işbirliği ile Türkiye’den geçiriliyordu” açıklamasını değerlendirerek “Enis Berberoğlu’nu hiçbir delil olmadığı halde Türkiye’nin sırlarını deşifre etmekle suçlayarak hapiste tutanlar, Casim hakkında da dava açacak mı? AKP Hükümeti’nin devlet sırrı dediği şeyi Mısır’daki sağır sultan bile biliyordu” diye konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, yazılı yaptığı açıklamada gündemdeki gelişmelere dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Cankurtaran’ın gündeminde ilk olarak Katar’ın eski Başbakanı Hamad bin Casim’in Katar Televizyonu’na geçtiğimiz günlerde yaptığı ve dünyada ses getiren açıklamaları vardı. Casim, Katar yönetiminin Suudi Arabistan, Türkiye ve ABD ile birlikte Suriye’de aralarında Nusra Cephesi’nin de olduğu cihatçı grupları desteklediğini söylemiş, “Suriye’ye gönderilen tüm silahlar ABD işbirliği ile Türkiye’den geçiriliyordu, silahların dağıtımını ise ABD güçleri gerçekleştiriyordu. Türkiye, biz ve bizim Suudi kardeşlerimiz… Bir hata yapılıp Nusra Cephesi’ne destek verilmiş olunabilir; ancak IŞİD için bu söz konusu değil. Bunu abartıyorlar. Belki de Nusra Cephesi ile bir ilişkileri vardı, buna dair bir fikrim yok. Fakat böyle olsa dahi şunu söyleyebilirim ki; Nusra’ya desteğin kabul edilemez olduğuna karar verildi. Destek kesildi” diye konuşmuştu. 
Cankurtaran, CHP olarak Suriye krizinin ilk gününden beri AKP Hükümeti’nin Suriye’deki radikal örgütleri desteklediğini ve bunun hata olduğunu söylediklerini belirterek, “Şimdi suç ortakları olan ülkeler bile bu hatayı kabul ediyor. Enis Berberoğlu’nu hiçbir delil olmadığı halde Türkiye’nin sırlarını deşifre etmekle suçlayarak hapiste tutanlar Casim hakkında da dava açacak mı? AKP Hükümeti’nin devlet sırrı dediği şeyi sağır sultan bile biliyordu. Benzer şekilde CHP olarak MİT tırları haberi çıkmadan aylar önce Hollanda Parlemantosu’nun elinde Türkiye üzerinden Suriye’ye silah gönderildiğine dair belgeler olduğunu ortaya çıktık. Bu gerçeklere karşın sırf siyasi nedenlerle ve CHP üzerinde baskı kurmak için bir milletvekilinin, Anayasa’ya  aykırı olarak cezaevinde tutulması hem yasadışıdır hem de insanlık suçudur” dedi.

“HEM AZİZ ATATÜRK DEYİP, HEM DE ATATÜRK’Ü DERS KİTAPLARINDAN ÇIKARAMAZSINIZ”
 
Son dönemlerde Erdoğan ve AKP’li yetkililerin söylemlerinde Atatürk vurgusu yapmaya başlamasının sevindirici olduğunu da kaydeden Cankurtaran, “Erdoğan daha önce Atatürk yerine genelde Gazi Mustafa Kemal derdi. Şimdi ilk defa ‘Aziz Atatürk’ demeye başlamış. Şayet AKP ve Erdoğan söylemlerinde Atatürk’e sahip çıktıklarını göstermek istiyorlarsa yalnızca Atatürk ismini ağızlarına almaları yetmez, Atatürk’e hakaret etmek için hiçbir fırsatı kaçırmayan Kadir Mısırlıoğlu gibi yandaşlarına da tepki göstermeleri gerekir. Hem Aziz Atatürk deyip hem de Atatürk’ü ders kitaplarından çıkaramazsınız. Bu şekilde değiştiklerini kanıtlayamazlar. Olsa olsa Başkanlık seçiminde yüzde 50’yi geçebilmek için geçici bir söylem değişikliğine gittiklerine yorarız bu değişikliği” diye konuştu.

“AKP HÜKÜMETİ İSRAFTA LALE DEVRİNİ GEÇTİ”

AKP hükümetinin israfta Lale Devri’ni  geçtiğini savunan Cankurtaran, “2003’ten bu yana örtülü ödenekten 12 milyar lira harcama yapıldı. AKP’den önceki 12 yılda harcanan miktar ise sadece 442 milyon lira seviyesindeydi. Diyebilirler ki bu paraları güvenlik için harcıyoruz. İyi de 1990’larda terör vardı. Ne oldu da o günden bugüne örtülü ödenek harcamaları bu kadar tavan yaptı. Bunun cevabı nettir. Örtülü ödenek paraları AKP tarafından kendi siyasi emelleri doğrultusunda kullanılmaktadır” dedi.

“AKP, EKONOMİDEN SONRA ADALETİ DE DÖVİZ KURLARININ HAREKETLERİNE ENDEKSLEDİ!”

Büyükada’da gözaltına alınarak tutuklanan insan hakları temsilcilerinin yargılandıkları davanın ilk duruşmasında tahliye edilmelerinin sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyen Cankurtaran, “Hakim gerçekten hür iradesiyle tahliye kararı verdiyse halen yargı adına umut var diye seviniriz. Ancak tahliyelerde Eski Almanya Başbakanı Schröder’in Erdoğan’ı ziyaretinin önemli bir etkisi olduğunu bizzat yine Alman basınından okuduk. Yine tahliye kararının çıktığı gün Alman Bankaları'nın Türkiye'ye yönelik finans aktarımını durduracağı iddialarının ardından döviz fiyatlarında yaşanan artış gözlerden kaçmadı. Acaba yukarıdaki birileri tutukluluğun devamı halinde doların önünün alınamayacağı düşünerek yargıya tahliye talimatı vermiş midir? Bu sorular kamuoyunun zihnini kurcalıyor. AKP hükümeti, ekonomiden sonra adaleti de döviz kurlarının hareketlerine endeksledi. Adaletin tecelli etmesi için ilaa ki eski Alman Başbakanı’nın Erdoğan’ı ziyaret etmesi mi gerekiyor?” dedi