Bahçeli'den grup toplantısında 'başkanlık' açıklaması

Bahçeli'den grup toplantısında 'başkanlık' açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli açıkladı! AK Parti'ye destek verecek mi? Bahçeli, "Başkanlık sisteminde çift başlılık giderilmesi neredeyse imkansız bir zorluk olarak mevcut bulunmaktadır. Bu durum başkanlık rejimlerinde zaman zaman etkinliğini tamamen yitiren hükümet uygulamalarına yol açmaktadır. Başkanlık sisteminin kabulüyle yasama, yürütme ve yargı arasındaki hassas denge bozulacak, güç bir elde toplanabilecektir. Her fırsatta söylediğim gibi, demokrasi ararken despotizm bulunması kaçınılmaz olacaktır. Bizim AKP hükümetine desteğimiz terörle mücadeleyle sınırlıdır. Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı konusunda vereceğimiz destek, sunacağımız herhangi bir katkı zamanın ve şartların ruhuna uygun olacak şekilde yoktur" dedi. 
Bahçeli, "Ağırlaşan gündem, aksayan siyaset ve afallayan iktidar gerçeği ülkemizin istikbalini, milletimizin istiklalini perdelemektedir. İşin doğrusu istikrar kisvesi altında vahim bir istikrarsızlık döngüsüyle cebelleşiyor, içinden çıkılmaz bir karmaşayla boğuşuyoruz. Bir yanda milli güvenliğimiz açık üstüne açık verip vurgun üstüne vurgun yerken, diğer yanda tehlikeli boyutlara varan iktidar çekişmeleri sahnelenmektedir. Bir yanda milli birlik ve kardeşliğimiz çok yönlü saldırı ve tacizlere uğrarken, diğer yanda nefsani eğilimler ve kişisel hırslar açık ara öne geçmektedir. Şurası açıktır ki, Türkiye'miz çembere alınmış, tuzağa çekilmiş, dara düşürülmüştür. Etrafımızdaki kuşatma kirli, kanlı ve zalimdir. Türk milletinin özlemleri umursanmamaktadır. Türk milletinin hayalleri ve hedefleri dikkate alınmamaktadır. İnsanımızın talep ve beklentilerini duyan yoktur. Huzur ve adalet arayışları her seferinde sonuçsuz kalmaktadır. Türkiye karanlık senaryolar, komplo teorileri, ekonomik açmazlar, sosyal sıkıntılar, hukuki tartışmalarla çok vakit kaybetmektedir" dedi. 
"DAVUTOĞLU NASIL GELMİŞSE ÖYLE GİTTİ"
Bahçeli, şöyle devam etti; "Geçtiğimiz Pazar günü, AKP'nin 2.Olağanüstü Kongresi'nde tek aday olan ve sonuçta 1405 geçerli oyun tamamını alarak genel başkan seçilen Sayın Binali Yıldırım'ı önemli ve tarihi bir sorumluluk beklemektedir. Her şeyden önce bunu görmek, bunu bilmek lazımdır. Yeri gelmişken Sayın Yıldırım'a ve parti organlarına seçilmiş yol arkadaşlarına başarılar diliyorum. AKP'deki yönetim değişimi tabii olarak hükümete de yansımıştır. Bizi ilgilendiren yeni kurulacak hükümetin millet yararına ve ülke menfaatine izleyeceği politikalardır. 64.Cumhuriyet Hükümetini kuran Sayın Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz Pazar akşamı istifa etmiş, AKP'nin yeni genel başkanı Sayın Binali Yıldırım 65. Hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir. Hükümet kurma çalışmalarının kısa süre içinde sonuçlanacağı yapılan açıklamalardan çıkardığımız ilk sonuçtur. Bizim asıl ve özenle üzerinde durduğumuz konu Sayın Binali Yıldırım'ın AKP'nin Olağanüstü Kongresi'nde yapmış olduğu konuşmanın içeriği, verdiği mesajların ana fikridir. Dikkatlerimizden kaçmayan bir diğer husus ise Sayın Davutoğlu'nun sitem ve şikâyet dolu değerlendirmeleridir. Bir defa şunu kabul edelim ki, Sayın Davutoğlu'nun görevi bırakması kendi ifadesiyle zaruretten kaynaklanmıştır. Fakat bu zaruri nedenlerin izah ve tavzihi yapılmamış, anladığımız kadarıyla hassasiyetten dolayı boşlukta bırakılmıştır. Elbette kendi takdirleridir, diyecek bir şeyimiz yoktur. Bir gün tarih bu dönemin gizemli ve şifreli yanlarını bütün çıplaklığıyla ortaya koyduğunda gerçekler de bir bir açığa çıkacaktır. Hakikatlerin deşifresi yaşananları tek tek ele verecektir. Sayın Davutoğlu'nun dediği üzere, arzusunun hilafına gelişen, mahşeri vicdanda rahatsızlık yaratan siyasi olayları yorumlamak ağaca bakarken ormanı gözden kaçırmakla eşanlamlıdır. Bu şimdinin konusu değildir. Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmiştir. Demem odur ki, bitmiş ve oynanmış bir maçın skorunu konuşmak faydasızdır. Dikiz aynasına bakarak önümüzü görmek de akıl karı değildir. Gerçek olan şudur: Sayın Davutoğlu nasıl gelmişse öyle gitmiş, geride yaklaşık 21 aylık bir Başbakanlık ve genel başkanlık hatırası bırakarak şimdilik köşesine çekilmiştir. AKP'de yeni bir dönem başlamış, yeni bir isim, yeni bir soluk işbaşı yapmıştır. İktidar partisinin kendi iç dinamikleri doğrultusunda ve siyasi tasavvurları sonucunda bir yönetim değişimine gitmesi kendi bileceği bir konudur."
"YENİ ANAYASAYLA KAST EDİLEN BAŞKANLIK SİSTEMİDİR" 
Bahçeli, "Cumhurbaşkanı'nın olağanüstü kongreye tümüyle damga vurup gönderdiği mesajının ayakta ve pür dikkat dinlenmesi de AKP'lilerin tercihidir. Alan memnun satan memnunsa bize yalnızca saygı duymak düşecektir. Sayın Binali Yıldırım'ın konuşmasında özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yoğun sadakat vurgusu esasen bundan sonrasının ipuçlarını vermesi bakımından kayda değerdir. Aslında Sayın Yıldırım'ın kime sözcülük yaptığı ortadadır. Bizim için asıl tartışmaya ve konuşulmaya açık taraf Sayın Yıldırım'ın başkanlık sistemiyle ilgili görüş ve düşünceleridir. AKP'nin 2.Olağanüstü Kongresi başkanlık sisteminin hazırlık ve icrasına göre ayarlanmış, yönetim yapısı ve takip edilecek politikalar buna müzahir tecelli etmiştir. Sayın Yıldırım yaptığı konuşmasında aynen şöyle demiştir: 'Bugün yapmamız gereken en önemli iş, fiili durumu yasal hale getirmek, anayasayı ve bu kafa karışıklığını sona erdirmektir. Bunun yolu da yeni bir anayasadır, yeni anayasada başkanlık sistemidir.' Sayın Yıldırım'a göre, deyim yerindeyse Türkiye'nin her sorunu halledilmiş, milletimizin her ihtiyacı karşılanmış ve geriye yalnızca başkanlık sistemini tesis etmek kalmıştır. Bu anlayışa göre yeni anayasayla kast edilen başkanlık sistemidir. Ve başkanlık sistemi yeni anayasanın ta kendisi olarak değerlendirilmektedir. Şayet bu amaç gerçekleşmezse partili cumhurbaşkanlığı teklifi sahneye sokulmak maksadıyla yedekte tutulmaktadır" dedi. 
"BAŞKANLIK SİSTEMİ GİBİ DİBİ GÖRÜNMEYEN KUYUDAN SU İÇMEYE NE İRADEMİZ, NE DE İSTEĞİMİZ VARDIR" 
Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi'nin hem başkanlık sistemi hem de partili cumhurbaşkanlığı konusundaki yaklaşım ve tutumu nettir. Bu kapsamdaki kanaatlerimizi defalarca milletimizle paylaştığımız bilinen bir husustur. Başkanlık sisteminin bize göre mahsurları çoktur. Türkiye'nin bugünkü temel ihtiyacı yeni bir sistem değil, var olanı verimli ve etkin bir şekilde çalıştırmaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Ağustos 2015 tarihinde sistemin fiilen değiştiğini söylemişti. Buna dayanak olarak da millet tarafından seçildiğini göstermişti. Bu sözler kendi içinde tutarlı olsa da sayın Erdoğan'ın görüşüdür. Ve kahramanlıklarla temelleri kazılmış bir sistemi, fiilen değişti demekle bozmak ve itibarsızlaştırmak; görevi ve makamı ne olursa olsun kimseye bir yarar sağlamayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin eseridir. Milletin ise başkanlık gelsin dediğine aklı başında hiç kimse şahitlik etmemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak milli ve manevi değerler ekseninde her zaman uzlaşmaya varız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye'nin tarihi hak ve çıkarlarını savunmaya, eksikleri gidermeye, tahribatları onarmaya hem hazırlıklı hem de kararlıyız. Ancak başkanlık sistemi gibi dibi görünmeyen kuyudan su içmeye ne irademiz, ne de isteğimiz vardır. Bunun aksine bizi zorlamaya, yönlendirmeye, baskı altına almaya hiç kimse tevessül etmemeli, ilkelerimizi ve sözlerimizi yutmamızı hiç kimse beklememelidir" dedi. 
"MİLLİ KONULARDA HÜKÜMETİ YALNIZ BIRAKMADIK" 
Bahçeli, "Dediğim gibi, Türkiye'nin lehine olacak, milletimizi bir adım ileriye taşıyacak her samimi ve dürüst öneriye her zaman açık olduk, gereği neyse de yaptık. Acil çözüm bekleyen temel sorun alanlarına çekinmeden, kim ne söyler, kim nasıl bakar çelişkisine kapılmadan müdahil olduğumuz bir vakıadır. Hatırlayınız, 2007 yılında, gerilimlerin başlangıcı olan Cumhurbaşkanı seçiminde yeniden bir tıkanmaya izin veremezdik, bu yüzden 367 garabetini Meclis'e girerek bitirdik. Başörtüsü konusunun çözümünde tamamen iyi niyetli girişimlerde bulunduk, kaosa kalkan el olarak suçlandık, buna rağmen oyunu bozduk. Laik-dindar ayrımına dayalı kutuplaşmayı durduracak kucaklaşma siyaseti izledik. Bölücü terörle mücadele çerçevesinde Meclisi ve hükümeti sınır ötesi tezkere kararı almaya davet ettik, destek verdik ve geri adım atmadık. Türklüğe hakareti hoş gören tekliflere, yabancılara toprak satışına, yabancı vakıfların imtiyaz kazanmasına güçlü bir şekilde karşı çıktık, itiraz ettik. AKP hakkında açılan kapatma davasında demokrasinin ve milli iradenin yanında olduk, tereddüt geçirmedik, hiç taviz vermedik. Eğitim sistemiyle ilgili değişiklik tekliflerinde olumlu bulduğumuz yanları destekledik, arkasında durduk. Milli konularda hükümeti yalnız bırakmadık, devlete ve millete meydan okuyan hainlere karşı herhangi bir karşılık ve taltif beklemeden milletimizle aynı tepkiyi gösterdik. Dahası terörle mücadelede güvenlik güçlerimizin ve hükümetin elini güçlendirmek için üzerimize ne düşüyorsa yaptık ve kimse şüphe etmesin ki yine yaparız" diye konuştu. 
"BAŞKANLIK SİSTEMİNİN İLERİDE AŞIRI BEDELLERE MAL OLACAĞINI BİLMEKTEDİR"
Bahçeli, "Bugüne kadar; uzlaşma kültürünün merkezinde bulunduğu yeni bir siyaset anlayışının şart olduğunu söyledik. Bunun neresi yanlıştır? Cepheleşmenin önce ülkemize sonra demokrasimize zarar vereceğini öngörerek rejim ve sisteme sahip çıkılmasını önerdik. Bunda nasıl bir sakınca vardır? Kutuplaşmanın son bulması, sağırlar diyalogunun bitmesi için siyasi irtibat ve görüşme zeminlerinin açılmasını teklif olarak sunduk. Bunda ne gibi bir hata görülmektedir? Ahlak ile siyaset arasındaki kaçınılmaz ilişkinin iyileştirilmesi, şeffaflaştırılması, yolsuzlukların bitirilmesini gündeme getirdik. Bu önerinin neresinde tehlike vardır? Şimdi bizden başkanlık sistemiyle ilgili olumlu tavır bekleniyor. Ve bizden partili cumhurbaşkanlığı konusunda iyimser ve yapıcı bir adım isteniyor. Milliyetçi Hareket Partisi sistem tartışmalarının çok ciddi badirelere yol açacağını görmektedir. Başkanlık sisteminin veya fiilen uygulansa da partili cumhurbaşkanlığının ileride aşırı bedellere mal olacağını bilmektedir. Ekonomik göstergeler alarm vermekte, vatandaşımız giderek yoksullaşmaktadır. Çiftçimiz, esnafımız, memurumuz, işçimiz, küçük sanayicimiz ve emeklimiz zordadır. Mayıs ayında döviz yükselmiş, yabancı yatırımcılar kaçmaya başlamıştır. Gene kaybeden millet, gene kazançlı çıkan zillettir" diye konuştu. 
"PARLAMENTER SİSTEM REVİZE EDİLEREK BU HEDEFLERE DE RAHATLIKLA ULAŞILABİLECEKTİR"
Bahçeli, "Türkiye üretim yoksulu, yatırım yoksunudur. Ne var ki, bunları konuşan yoktur. Yol yapılıyor güzel, köprü yapılıyor tamam, havalimanı inşa ediliyor ve hızlı trenler işliyor bunlara da diyecek yoktur. Fakat milletimiz hala açtır, hala işsizdir, hala gelirsizdir, hala adaletsizliklerle boğulmaktadır. Bunlar yetmiyormuş gibi, Türkiye'nin etrafındaki küresel gerginlikler giderek artmaktadır. Irak, Suriye ve sınırlarımızın hemen yanı başındaki kanlı tablo Türkiye'nin bekasını tehdit etmektedir. Sormak isterim ki; Türkiye huzura ulaşacaksa, tek çare başkanlık mıdır? Türkiye uzaya mekik gönderdi de, buna parlamenter sistem mi engel çıkardı? Türkiye çağ atlayıp muasır medeniyetler üzerine sıçrayacaksa bunun anahtarı başkanlık sistemi midir? Zenginliğin formülü, kalkınmanın sihri, büyümenin, yükselmenin, kudret kazanmanın yegane ilacı başkanlık sisteminde mi görülmektedir? Bu nasıl bir propaganda, nasıl bir algı oyunudur? Çift başlılıktan şikâyet ediyorlar. Devlet hızlansın, hızlı karar alsın diyorlar. Patinaj bitsin, Türkiye kazansın iddiasındalar. Bunlara itirazımız yoktur ve parlamenter sistem revize edilerek bu hedeflere de rahatlıkla ulaşılabilecektir. Bize göre çift başlılıktan yakınanlar, hızdan, süratten bahsedenler sanıyorum milletimizle alay etmekten hicap duymayanlardır. Partimiz Türkiye'nin bütün meselelerinin güçlü bir iktidarla ve namuslu siyaset kadroları ve yüksek vatan sevgisi ile aşılacağına inanmaktadır. Önemle bildirmek isterim ki, başkanlık sisteminin doğası gereği yasama ve yürütme arasında paylaşılan iktidar ve onun ürettiği çift başlılık bugünkü sorunları emin olunuz mumla aratacaktır. Buna dair birçok örnek vermemiz mümkündür. ABD'de zaman zaman görüldüğü üzere, başkanın siyasi tercihlerini her adımda sorgulayan bir yasama lideri hükümeti kilitleyebilmektedir" dedi. 
"YENİ KURULACAK HÜKÜMETİN ÖNCE TERÖRÜN KÖKÜNÜ KAZIMASI, BEKLENTİ VE TAVSİYEMİZDİR"
Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü; "Başkanlık sisteminde çift başlılık giderilmesi neredeyse imkansız bir zorluk olarak mevcut bulunmaktadır. Bu durum başkanlık rejimlerinde zaman zaman etkinliğini tamamen yitiren hükümet uygulamalarına yol açmaktadır. Başkanlık sisteminin kabulüyle yasama, yürütme ve yargı arasındaki hassas denge bozulacak, güç bir elde toplanabilecektir. Her fırsatta söylediğim gibi, demokrasi ararken despotizm bulunması kaçınılmaz olacaktır. Bizim AKP hükümetine desteğimiz terörle mücadeleyle sınırlıdır. Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı konusunda vereceğimiz destek, sunacağımız herhangi bir katkı zamanın ve şartların ruhuna uygun olacak şekilde yoktur. Yeni kurulacak hükümetin önce terörün kökünü kazıması, Türkiye'nin belini doğrultması en içten beklenti ve tavsiyemizdir. Amaç bu olursa AKP hükümeti korkmasın, Milliyetçi Hareket Partisi cesurca destekçisi olacaktır."
"İHANETİMİZ HAMD OLSUN OLMAMIŞ, OLMAYACAKTIR" 
Bahçeli, "TBMM geçen hafta tarihi bir oylamaya sahne olmuş ve girdiği sınavdan yüz akıyla çıkmıştır. İlk turu 17 Mayıs'ta, ikinci turu 20 Mayıs'ta yapılan ve milletvekili dokunulmazlığının görüşüldüğü anayasa değişiklik teklifi referandum eşiği aşılarak kabul edilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin 40 değerli milletvekili oylamalara eksiksiz ve tam katılım sağlayarak milli vicdanın beklentisini harfiyen yerine getirmiştir. Bu itibarla sizleri ve milletvekili dokunulmazlığının kalkması için oy kullanmış farklı partilerden arkadaşlarımı yürekten tebrik ediyorum. Şahsımın da fezlekesi bulunmasına rağmen halkın ve hakkın safında durmaktan dolayı bahtiyarım, kıvançlıyım" dedi. 
"BİZ GEREKİRSE BİT İÇİN DAM YAKARIZ" 
Bahçeli, "Teröre bulaşmış, teröriste yardım ve yataklık yapmış kim varsa şimdi derdini hâkime anlatacaktır. Özellikle ilk tur oylamada CHP ile HDP'nin aynı çizgide buluşması ibretlik bir sonuçtur. CHP Genel Başkanı, milletvekili dokunulmazlığının bir defaya mahsus kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişiklik teklifine evet diyeceklerini daha önceden açıklamasına rağmen, bunun tam tersini yapmıştır. İkinci tur da zor oyunu bozmuş, bir kısım CHP milletvekili doğruyu görmüştür. 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimleri sonrası yüzde 60'lık bloktan bahsediyorlar, iktidarın bu bloğun hakkı olduğunu söylüyorlardı. Milliyetçi Hareket Partisi'ni Kandil'in yanına çekmek istiyorlardı. Akıllarınca şahsıma başbakanlık öneriyorlardı. Yüzsüzce Milliyetçi Hareket Partisi'ni İmralı'nın vesayetine teslim etmeyi planlıyorlardı. Utanmadan Milliyetçi Hareket Partisi'ni tarihi rotasından çıkarıp bir iktidar uğruna PKK'yla yan yana getirmeyi projelendiriyorlardı. Çok şükür başaramadılar, bugün olsa yine başaramazlar. Mehmetçiğin kanını döken hainleri kucaklayanlarla bir hükümet çatısı altında buluşmak bizim yok oluşumuz, 47 yıllık mirası inkar etmemizdir. Biz gerekirse bit için dam yakarız, yine de Türk düşmanlarıyla bir araya gelmeyiz" diye konuştu. 
BİNALİ YILDIRIM BUNU SANA HEDİYE EDİYORUM, 65. HÜKÜMET OLARAK KÖKÜNÜ KAZI
MHP Diyarbakır eski İl Başkanı Mehmet Karakoç, Diyarbakır'da Sur ilçesinde 5 Aralık 2015 ve 10 Mart 2016 tarihleri arasında şehit olan 52 asker, 12 polis ve 1 korucu anısına hazırlamış olduğu bir fotoğrafı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye takdim etti. Fotoğrafı alan Devlet Bahçeli, "Diyarbakır'da il başkanımız olarak uzun dönem şerefli bir mücadele yürüten kardeşimiz, 65 şehidimizle Türkiye üzerinde bu şehitlerin yer almasını MHP'ye hediye etmiştir. Şimdi Sayın Binali Yıldırım bunu sana hediye ediyorum. 65. Hükümet olarak kökünü kazı" dedi.
BAHÇELİ SORULARI YANITLADI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısından sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. MHP'nin kurultay tartışmalarına ilişkin bir soruya Bahçeli, "Bu başvuruyu MHP'nin 11. Büyük Kurultayı'nda sorumluluk almış bir delege arkadaşımızın bir başvurusudur. Her gün yeni bir şey gündeme gelmektedir. Her gün TV'de MHP tartışılmaktadır. Özellikle belirtmek istiyorum; AKP'nin 2. Olağan Büyük Kongresi'nde basın ile görüşmeler yapan siyasi mensupların düşüncelerini almak yerine basın mensupları, özellikle MHP'yi gündeme taşıyarak kurultay kaosu altında bir ifade kullanmaktadır. Basın mensubu bu kardeşlerimin nereye hizmet ettiklerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Gittikçe de saygımızın azaldığını ifade etmek istiyorum" diye yanıt verdi.