CHP İstanbul'dan AKP'yi titretecek görüntü...

CHP İstanbul'dan AKP'yi titretecek görüntü...

CHP İstanbul İl Başkanlığı için, CHP Parti Meclis Üyesi Canan Kaftancıoğlu adaylığını açıkladı. İl Başkanlığı'na tekrar adaylığını açıklayan CHP'nin mevcut İl Başkanı Cemal Canpolat da, Kaftancıoğlu'nun açıklamasına katıldı.

CHP İstanbul İl Başkanlığı için mevcut başkan Cemal Canpolat adaylığını CHP'nin Şişhane'deki binasında tekrar aday olduğunu 12:00'da açıkladı. Canpolat'ın açıklamasının ardından saat 15:00'dan Kaftancıoğlu CHP İstanbul İl Başkanlığı'na aday olduğunu açıkladı.

Kaftancıoğlu, Canpolat'ın adaylık açıklamasına katılırken; Canpolat da Kaftancıoğlu'nun hemen sol tarafına oturarak Kaftancıoğlu'nun açıklamalarını dinledi. Kaftancıoğlu, konuşulanların artık icraata dökülmesi gerektiği için aday olduğunu açıkladı. Kaftancıoğlu, 400'e yakın delegenin kendisine destek verdiğini öne sürdü.

Kaftancıoğlu konuşmasının başında kendi lehine adaylıktan çekinen Gökhan Zeybek'e teşekkür ederek başladı. Bir partilin 'daha büyük salonn istiyoruz, daha büyük' diye bağırması üzerine Kaftancıoğlu 'olsa dükkan sizin, yapacağız hep beraber' diyerek yanıt verdi. Bu yanıt salonda gülüşmeler yaşandı.

Canan Kaftancıoğlu'nun konuşmasında satır başları şu şekilde:

Bu sandalyeye oturmadan önce bir şey söylemek istiyorum. Ben il başkanı olduğumda ilçe başkanlarımın ayakta olduğu hiçbir yerde oturmayacağım. Cumartesi akşamı itibariyle arkamda bana güvenen ilçe başkanlarımın değil, 39 ilçe başkanımın başkanı olacağım.

Örgütümün kıymetli emekçileri, geçmişte ve bugün yönetimde yer almış yönetici dostlarım, milletvekillerim, belediye başkanlarım, meclis üyelerim, memleketin her köşesinden desteği ile güç katan arkadaşlarım, KHK'lar ile ihraç edilen dostlar, aramızda bulunan kadın hareketinin öncüleri, hakikatleri söyledikleri için Silivri'de esir alınan dostlarımın buraya gelerek beni onurlandıran eşleri, 'OHAL'de işimi geri istiyorum' diyerek direnciyle bizlerin direngenliğini arttıran, sokakta direnen yoldaşlar, güçlü iddiasına rağmen 'CHP İstanbul'a kadın aday yakışır' diyerek desteğini sunan ve erkek egemen yapıya rağmen kadın mücadelesine destek sunan sevgili Gökhan Zeybek ve basın emekçisi dostlarım,; başlangıçta şiddetle karşı çıkmalarına rağmen 'mesele memleketse biz fedakarlık yapmaya hazırız' diyen sevgili eşim ve canım kızım hepiniz hoşgeldiniz, iyi ki geldiniz.

Sevgili genler sloganlarımız bu küçücük salonlarda değil, sokaklarda atacağız. Sloganlarımızı sokaklara saklayalım. Olur mu?

Bugün 10 Ocak; çalışan gazetecilerin günün kutlanabileceği günlere diyerek tüm gazeteci dostlarımız bir kez daha analım.  Ve yine Hasan Fehmi'den Hrant Dink'e kadar katledilmiş bu gazetecilerimizi de bu vesile ile bir kez daha anmış olalım.

Dostlar, içinden geçtiğimiz süreci, uzun uzadıya anlatmayacağım. Hepimiz biliyoruz daha doğrusu yaşıyoruz. Bugün bu havasız salonda durum tespiti yapmak için değil, bu durumu nasıl aşacağımızı konuşacağız.

Biliyorum zor bir o kadar da onurlu bir göreve talibim. Talibim, çünkü gerekçelerim var. Bu gerekçeler sevgili ülkemle ilgili, sevgili kentim İstanbul ile ilgili ve Mustafa Kemal Atatürk'ün yol arkadaşları ile birlikte kurduğu, Cumhuriyet ile ilgili çocuklarımızın geleceği ile ilgili ve tek adam rejiminden ülkeyi kurtarmakla ilgili... 

Bu onurlu mücadelede İstanbul'un başka hiçbir ile benzemeyen özel bir yerinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Nüfusun beşte birinin yaşadığı, kültürel ve sosyal gelişmelerin çıkış noktası olan kadim kent kimliğine dair bir yönetime kavuşmalı, hem de Türkiye'nin demokrasi ve Cumhuriyet mücadelesinin öncülüğünü yapmalıdır. 

Tarihin bu önemli dönemecinde kaçınılmaz olan mücadelede en önemli görev partimize düşmektedir, yani sizlere, yani bizlere...

Baskı rejiminden, kentlerin yağmalanmasından, tarflı kamu yönetiminden, adaletsizlikten bunalmış olan halkımız öncülüğü partimizden, yani Cumhuriyet Halk Partisi'nden beklemektedir. 'Hak, hukuk, adalet' diyerek milyonmlara umut olmuş Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'den beklemektedir bunu.

Bizler bu görevimizi yerine getirirken, tüm üyelerimizi, parti emekçilerimizi, inançla ve en verimli şekilde değelendirilmeli, görevlendirmeli, parti içinde birliği sağlamalı katılım ve dayanışmadan güç almalıyız.

Bu arada CHP toplantılarında mikrofonlardaki arkadaşlar dinlendirilir, parti içinde unuttuğumuz bir takım taamülleri de yeniden canlandıracağız.

Kendi içimizde oluşturacağımız bu güç ile birlikte, bizi bekleyen mücadelede partimizin dışındaki kesimlere, demokratik kitle örgütlerine, sendikalara, meslek örgütlerine ve kimi konularda farklı düşünen ve demokrasiye inanan, tek adam rejimine karşı olan tüm herkese elimiz uzatmalı, güç birliğine hazır olduğumuzu göstermeliyiz.

Kimlikler, inançlar, cinsiyetler ve daha bir çok şekilde yapılan ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyasetin önüne geçmemizin olmazsa olmaz koşuludur bu. Ancak bunları sadece söyleyerek değil, bunlara sonuna kadar inanarak ve gereğini yaparak başarabiliriz. Abil'in Habil'in değil kardeşliğin esas alındığı, hepimizin gurur duyduğu farklılıklarımızla ayrışmak yerine cumhuriyet, demokrasi, insan hakları şemsiyesi altında birleşerek kucaklaşarak bunu başaracağız. 

Sevgili dostlar; kısaca adaylık sürecimden söz etmek istiyorum. Mesele memleketse koltuklar teferruat, o koltuklara oturmak için değil, olması gerekeni oldurmak için bu göreve talip oldum.

Nasıl başaracağız?

Biraz önce kendisine de teşekkür ediyorum. Cemal Başkanımın adaylık açıklamasın katılmıştım. Kendisi de lütfetti ve yanımdalar. Biraz önce sevgili başkan; İstanbul'a dair, Türkiye'ye dair mevcut durumu ve nasıl kurtulacağımıza dair çok güzel önerilerde bulundu.

Sevgili başkanımın söylediği her şeye katılıyorum. Hiç tekrara gerek yok. Ve Cemal beyin söylediği her cümlenin arkasındayız. Burada bir önceki açıklamayı dinleyenler de vardı tekrara hiç gerek yok.

Sevgili başkanın söylediği her şeye katılıyorum. Yalnız bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Ben bu söylenenlerin sadece söylemde kalmayıp, bunları hayata geçirmek için adayım.

Dostlar; sevgili örgütüm sahicilik, samimiyet lafla değil işle varolmak için adayım. Örgütümde de memleket yanarken küçük ama küçücük hesaplar peşinde koşanların yerine alınterini, liyakati mücadeleyi ön plana çıkarmak için adayım. Süslü cümleler kurmak kolay, denersek hepimiz başarabiliriz. Hep birlikte inanarak  kurduğumz cümlelerin alınterimizle, emeğimizle gereğini yapmak için adayım.

Kurulan cümleler aynı olabilir ama mesele okuduğumzu cümlelere ne kadar inandığımız ve gereğini ne kadar yaptığımızla alakalıdır. Gerekeni yapmak için önce örgüt ve hep birlikte hemhal olmamız gerekli. 

Nasıl yapacağız bunu? 

Dedikoduyla değil, işimizle varolduğumuzda yapacağız. Oturduğumuz koltuklarda çamurdan olsun ama benden olsun diyerek adam önermediğimizde yapacağız. Unuttuğumuz unutturulan ve bir an önce hatırlanması gereken partimizin tehamüllerini hatırladığımızda yapacağız.

Lafla değil, inanarak hiç kimsenin değil örgütün ve örgütlü mücadeleye inanarak yol yürüdüğümüzde bunu yapacağız.

Bu süreci çıkarını bir kenara bırakarak mesele memleketse gerisi teferruat diyen inandığını söyleyen söylediği gibi yaşayan arkadaşlarımızla yapacağız

İşte adaylık sürecime arkadaşlarımın iknasıyla çıktım arkadaşlar. Bir de izninizle salonda bulunan varsa delege arkadaşlarımıza şunları söylemek isterim. Bugünlerde üzülerek ama değiştirmeye kararlı olduğum bir şey var. 

Sevgili delege arkadaşlarım sizler ne benim ne sevgili Cemal başkanımın o koltuğa gelmesi için şu anda bir araç değilsiniz. Siz her şeyden önce bu partinin emekçisi yoldaşı ve çalışanısınız. O yüzden bugün kendilerini araç gibi görmek isteyen ya da bunun böyle olmasına izin veren delege arkadaşlarımın kendi hür iradelerine teslim etmelerini istemiyorum. Çünkü CHP ve CHP delegesine yakışan budur.

Seçime gireceğiz ama delege olmadığınızda benim için yine kıymetli olacaksınız.

Sizler her zaman geçmişte olduğu gibi bundan sonrada inanarak mücadelesini verdiğim yolda hep birlikte dava arkadaşım olacaksınız. Ve sevgili arkadaşlar son olarak şunu söylemek isterim. Söz çok, mikrofon olduğu sürece çok şey konuşabiliriz. Ama hakikaten sözün bittiği bir dönemde yaşıyoruz. O yüzden sözü çok uzatmadan artık sokakta inandığımız yerlerde inandığımız işlerde, kendimiz için değil memleket için mücadelede  vereceğimiz yerlerde olabilmek için bugünlerin hazırlığını, bugünden yapmak için son sözlerimi bitirmek isterim.

İl kongresinin bittiği dakikadan itibaren hepimiz için yeni bir dönem başlayacak. Konuşmamın başında söylemiştim. Arkamda duran sayısını bilmediğim her biri çok kıymetli olan bir kişi bile olsa gelip burada, arkamda durmuş 'Canan Kaftancıoğlu senin söylediklerine, yapacaklarına inandım' diyerek ilçe başkanlarm kaç kişiyse hepsi benim için değerli.

İstanbul'da 39 ilçe başkanım olacak ve kongre bittikten sonra ben 39 ilçenin başkanı olmaya kararlıyım. Kongre yarışındaki farkların tümünü bir kenara bırakarak büyük görevimizin sorumluluğunda ve bilincinde olarak hepimizin yapabileceği her türlü katkıyı bir araya getirerek yeni bir dönem için adayım.

İstanbul'u kazanmak için adayım. Ve istanbul'u kazanmakla kalmayıp tek aday yönetimini sonlandırmak için adayım. 

2019 İstanbul Büyükşehir'de partisine ve memlekete kandıracak olan o inanmış ekibin öncüsü olarak adayım ve biliyoruz ki başaracağız. Çünkü bizim arkamızda inancımız, örgütümüz, mücadelemiz ve ayıptır söylemesi 400'e de yaklaşan delegemiz var.