CHP İstanbul İl Başkanlığı Kampanya Koordinasyon Çalıştayı, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun konuşması ile başladı.

Kaftancıoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle; 

İnsanları seçim sonuçları ile korkutmaya çalışmak en büyük saldırı ve saygısızlıktır. Seçim sonuçlarından korkanlar, eğer kaybedecekleri imtiyaz ve rantlardan korkuyorlarsa haklılar. Artık İstanbul'da yetki sosyal demokrat belediye başkanlarında olacak. 

Bildiğiniz gibi hareketli ve hararetli bir aday belirleme süreci yaşadık. Bundan da gurur duyuyoruz. Çünkü diğer partilerde olduğu gibi tek adamların seçtiği bir anlayışımız yok. Partimizin belirlediği andan itibaren belediye başkan adaylarımız örgütün adayları olur. 

Göreceksiniz tek bir üyemiz aday bahanesiyle çalışmaktan geride kalmayacaktır. Dünde olanlar dünde kalır, biz hep birlikte çalışacağız. 

Bu toplantımızda büyük şehir ve ilçe çalışmalarımızı nasıl yürüteceğimizi konuşacağız. 31 Mart akşamı İstanbul'u yeniden nasıl halka vereceğimizi değerlendireceğiz. 

Kaftancıoğlu'nun ardından sözü alan Ekrem İmamoğlu'ndan açıklamalar...

"KIRDIKLARI GÖNÜLLERİ ONARAMAYACAKLAR"

Çalışmak deyince hepimizin aynı şeyi anlaması gerekiyor. Çalışmak elbette öncelikle sahada olmak geliyor. İletişim sıkı bir diyaloğu gerektirir. Bütün gün sokaklarda olup binlerce kişinin elini sıkabiliriz ama bu çalıştığımız anlamına gelmez. Biz yanyana geldiğimizde vatandaş üzerinde olumlu etki bırakabiliyorsak ancak o zaman çalışıyoruz demektir.

Oyunu almayabiliriz ama vatandaşın gönlünü kazanabiliriz. Bunun da yolu vatandaşa sevgiden, saygıdan candan samimiyetten geçiyor.Vatandaşın gönlüne girmek inanın onun oyunu almaktan çok daha önemli, çok daha kalıcıdır. Çok geç oldu ama nihayet bu gerçeği iktidar da gördü. Bence topluma göre biraz esprili bir yola çıkış var.

Vatandaşa gönül belediyeciliği vaat ediyorlar. Çünkü en çok kırıp döktükleri yerden başlamaları gerektiğini biliyorlar. Özellikle kibirle, hatta ukalalıkla gönülleri çok ama çok kırdılar. Şunu yaptık, bunu yaptık daha ne istiyorsun sözleri ile insanları çok kırdılar. Komşuyu komşuyu düşman eden dille insanları ve toplumu birbirinden uzaklaştırdılar.

Ellerinde birkaç çılgın projeden başka birşey yok. Konuşmanın başında seçimi kazanmak için müsait bir ortam var. Kırdıkları gönülleri onaramayacaklar. Gönülden gönüle giden köprüleri derinden yıktılar bir daha yapamayacaklar.

Ayrıntılar geliyor...