1111 sayılı Askerlik Kanunu kapsamında terörle mücadele sırasında şehit olan er ve erbaşların erkek çocukları ile aynı anne babadan olan kardeşlerinin tamamı, istekli olmadıkça silah altına alınmıyor. Silah altında olanlar ise isterlerse terhis ediliyor. Rütbeli olan şehitlerin yakınlarının tek muafiyetleri' ise ‘ikamet ettiği yere yakın bir yerde askerlik görevini yerine getirmek şeklinde oluyor. Bir subay ya da polisin, PKK ile mücadele ederken şehit olduğu durumlarda ise, yakınları “askerlik muafiyetinden” yararlanamıyordu. 15 Temmuz darbe kalkışması sırasında şehit olanların yakınları ise bu haktan faydalanabiliyordu.

”FİTNE” DEMİŞTİ

Son çıkan 696 sayılı KHK'da yapılan düzenlemeyle, terörle mücadele kapsamında şehit olan polis, subay ve astsubaylar ile diğer kamu görevlilerinin ve güvenlik korucularının çocukları ile aynı anne ve babadan olma kardeşlerinden biri de, istekleri olmadığı taktirde silah altına alınmayacak.

CHP lideri Kılıçdaroğlu terör şehitleri subay ve polisler ile 15 Temmuz şehitleri arasındaki bu ayrımcılığı eleştirmesi üzerine, Cumhurbaşkanı  Erdoğan, 1 Eylül 2017 tarihli konuşmasında ”Şehit ve gazilerimiz arasında ayrımcılık fitnesi çıkartmaya çalışanlar görüyorum. 1071’den bu yana toprağa düşmüş her şehidimizin, her gazimizin bizim gönlümüzde ayrı bir yeri vardır. Ana muhalefette şehide saygı yok. Ayrımcılık yapan onlar” demişti.