CHP liderinin, TBMM'de gerçekleştirdiği 'mini basın toplantısı'nın tutanakları

CHP liderinin, TBMM'de gerçekleştirdiği 'mini basın toplantısı'nın tutanakları

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu Salı TBMM’deki CHP grup toplantısında iktidarı çok sert sözlerle eleştirdi ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan için “FETÖ'nün bir numaralı siyasi ayağı Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır” dedi. Toplantı sonrası bazı gazetecilerle bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu önemli açıklamalarda bulundu. İttifak görüşmelerine ilişkin “İttifak konusunda fazla ayrıntı vermek istemiyorum. Doğru da olmaz bu aşamada. Tabi gö- rüşmeler yapılıyor” diye konuştu.

Hüsran Ölmez / YURT

İşte Kılıçdaroğlu'nun o basın toplantısındaki açıklamaları ve yöneltilen sorulara cevapları:

Bugün çok sert çıktınız…

K.K: Evet artık gerçekleri konuşma zamanı.

Seçim iklimi başladı mı?

K.K: Seçimi düşünerek konuşmadım aslında. Yani Türkiye’ye bu kadar zarar veren bir terör örgütünün siyasi ayağının ortaya çıkmaması ve bunun özel olarak hükümet tarafından korunması içime sinmiyor. Gidip baklavacıyı ya da öğ- retmeni bulup hapse atıyorsunuz, tutukluyorsunuz, Osman Kavala’yı alıyor tecrite koyuyorsunuz da, Osman Kavala mı kozmik odayı açtı, üniversiteye rektör tayin etti, valiyi, kaymakamı, paşaları tayin etti? Yani o zaman bunları yapanın bir hesabını vermesi lazım.

Bu konuyla ilgili daha önce “120-180 arası ByLock kullanıcısı milletvekili var” demiştiniz. Sonra Başbakan bunu MİT’e de sorduğunu ancak kimsenin olmadığını söyledi. Var mı elinizde bu konuda bir veri?

K.K: Ben onu kapalı grupta duyum olarak söylemiştim. Kamuoyuna açık bir yerde değil.

Bir grup toplantısında geçti efendim.

K.K: Yani bir duyum vardı. O duyum güçlü bir yerden ama yeri zamanı gelirse başka şeyler de olabilir.

Avrupa Birliği zirvesi sizce nasıl geçti?

KK: Yani zirve olarak adlandırmıyorlar. ‘Gümrük Birliği Yenilenmesi’ dediler olmadı, vize hakkımız var verilmedi. Türkiye’ye yönelik kaygılar dile getirildi. Ortada bir şey yok yani. Sadece bir fotoğraf çektirildi o kadar.

Galiba biraz da niyet beyanı toplantısı gibi bir şey oldu öyle anlaşılıyor. Başlangıçta da beklentiler o yöndeydi.

K.K: Avrupalılar’ın tek hoşuna giden ‘mülteci ayağı kesildi, biz razıyız’ diyorlar.

AB TÜRKİYE'YE ÇİFTE STANDART UYGULADI

Sizce de onlar Türkiye’nin attığı adımlara karşılık vermediler öyle mi? K.K: Öyle vermediler. Yani Avrupa Birliği Türkiye’ye karşı çifte standart uyguladı. Yani biz bundan rahatsızız. Avrupa Birliği üyeleri ile yaptığım toplantıda da bunu ben ifade ettim. Türkiye’ye karşı samimi davranmıyorlar. Tamam, bizim eksiğimiz de olabilir ama Türkiye’ye yönelik davranışlarda samimi davranmadılar. Bunun en tipik örneği de Kıbrıs’ta yapılan referandum. Dediler ki siz evet verin bunlar hayır verirlerse biz Türk tarafıyla doğrudan ticari bağlantılar yapacağız dediler. Ne oldu? Doğrudan ticaret tüzü- ğünü bir türlü yürürlüğe koymuyorlar. O zaman samimi davranmıyorlar yani.

Doğan Grubu’nun satışı hâlâ tartışılıyor. Rekabet Kurulu inceleyeceğiz diye açıklama yaptı ama siz demokratikleşme ve basın özgürlüğü açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

K.K: Büyük bir tehlike. Doğru değil. Bir medya grubunun bu kadar yoğunluklu olarak sermaye grubuna verilmesini asla doğru bulmuyorum. Rekabet Kurulu da bu konuda bir karar alacaktır herhalde. Nasıl bir karar alır bilmiyorum ama bir karar almak durumunda.

Son günlerde tartışılan bir diğer mesele de İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı seçimi. Sizin İstanbul için özel bir çalışmanız, bir adayınız var mı?

K.K: Bir değil birden fazla adayımız var çalışıyoruz. Sizler de gazetelerden okuyorsunuz.

Orada nasıl bir ittifak düzenlemesi olacak? Hayır birleşenlerinin bir ilçede güçlü olanına siz, büyükşehirde onlar da size mi destek olacak?

K.K: Hayır öyle bir şey yok. Yerel yönetimlerde normal kendi adayımızı çıkaracağız, o çerçevede mücadelemizi yapacağız.

Genel seçim için bir ittifak sürecini başlattınız mı? Kurultay bitti, yeni yönetim oluştu…

K.K: Yoo hayır… Hayır bileşenleri kendi pozisyonlarını koruyorlar zaten. Referandumda evet kullananların belli bir kesimi bugün hayır bileşenleri ile beraber düşünüyor. Oy kullandıktan sonra pişmanlığını ifade eden çok kişi var. Dolayısıyla AK Parti ile MHP ittifakı onların düşündüğü şeklinde bir oy patlaması falan yapmayacak yani. Sahada da alanda da bunu görüyoruz.

MYK toplantınızda dün ittifakın oy oranı için yüzde 43,5 rakamını ifade etmişsiniz.

K.K: Şöyle değişik araştırma sonuçları geliyor; 48, 45, 43,5 olan var. Yüzde 51 yok ama gö- rünen tabloda. Zaten öyle bir şey görünse hemen süratle seçime giderler; yok öyle bir şey. Ama önümüzdeki süreç de bunu göstermiyor. Afrin’i biraz kullanmak istediler, ama etkisi de çok düşük binde 5 gibi bir rakam telaffuz ediliyor.

Siz Afrin’e destek verdiniz şimdi de Tel Rifat’a operasyondan söz ediliyor.

K.K: Türkiye bölgede kendi çıkarlarını korumak zorunda. Dolayısıyla bu işin kararını verecek olanlar askerler, yani hangi bölgelerin alınması, hangi bölgelere askerlerin konuşlanması gerektiğini ben bilmem; siviller bilemez. Askerlerin görevi. Onlar mutlaka sivil otoriteye şu bölgenin alınması gerektiğini, TSK’nın o bölgede konuş- lanması gerektiği konusunda düşünceler ifade ederler. Gerekçeler siyasi otoriteye aktarılır, onlar da olur verirse yapılır zaten. Geçmişte Fırat Kalkanı operasyonu bu şekilde oldu, askeri birlik gidip konuşlandı. Genel aynı şekilde Irak’ta da oldu. Birden fazla yerde askerlerin konuşlandığını biliyoruz.

İttifak yasasını Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğinizi söylemiştiniz. O konuda bir adım atacak mısınız?

K.K: Esas yönünden şu anda hukukçular çalışıyorlar, bakıyorlar yani.

İttifak da olacak mı?

K.K: Yoo hayır ittifaka karşı değiliz. İttifak olabilir. Siyasal partiler bir araya gelip ittifak yapabilirler.

ASKERİN GETİRDİĞİ BARAJ KALDIRILMALI

Orada bir baraj tartışması var, o gidecek mi?

K.K: Temsilde adalet sorunu var orada. Aslında askerlerin getirdiği yüzde 10 barajını kaldırmalıyız. Niye kulağı tersten gösteriyoruz ki? Askerin getirdiği yüzde 10 barajını kaldırırsınız, mesele bitmiş olur. Ondan sonra ittifakı da getirirsiniz. İsteyen ittifak yaparak, isteyen bağımsız olarak girer seçime. Bana sorarsanız yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı da parlamentoya gelmeli. Gelsin parlamentoya onu dışarıda niye bı- rakıyoruz ki bir siyasi görüştür Türkiye’nin zenginliğidir aslında. Yüzde 1 alan partinin genel başkanı da gelsin 600 kişiden biri olsun. Bir kişinin yapacağı ne olacak? Çok önemli günlerde siyasi partilerin genel başkanlarına söz veriyorlar 23 Nisan, 29 Ekim’de çıkıp 10 dakikalık bir konuşma yapacak. Onun dışında bir grubu yok vesaire ama kendi tabanı TBMM’de temsil edildiğini hissetsin; bir hak teslim edilsin.

İttifak da buna fırsat tanıyor, siz de tüzüğünüzde bu değişikliği yaptınız. Hayır bileşenleri ne zaman ittifak için adım atar?

K.K: Tüzük değişikliğini yasanın gereği olarak yaptık. Bu seçimde olmaz da başka seçimde olur. Tüzüğümüzde var demek için.

İki hafta önceki konuşmamızda arkadaşlarınızın seçim ittifaklarına ilişkin görüşmeler yaptığını söylemiştiniz. Bir yere varıldı mı?

KK: O konuda fazla ayrıntı vermek istemiyorum. Doğru da olmaz bu aşamada. Tabi görüş- meler yapılıyor.