CHP'nin AİHM başvurusuna AKP'den ilk açıklama!

CHP'nin AİHM başvurusuna AKP'den ilk açıklama!

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, CHP'nin anayasa değişikliği referandumu için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurusuyla ilgili "YSK kararlarının sonuçları, son derece kesin ve açıktır. AYM'nin bu konuda verdiği karar, son derece açıktır. AİHM'in de bu konuda vereceği karar, şimdiden bellidir" dedi.

AKP Sözcüsü Mahir Ünal, 15 Temmuz anma programına ilişkin konuştu. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü sebebiyle düzenleyecekleri anma programlarına ilişkin, basın toplantısında açıklamalarda bulunuyor.

Ünal'ın açıklamasından satır başları;

AKP siyasetinin iki neferi bu mücadeleyi verirken hayatlarını kaybettiler. Onların anısına da yılmadan mücadelemize devam edeceğiz. İnsanlarımızı vahşi terör örgütünün insafına bırakmayacağız. Ana muhalefet partisi lideri de aradı, baş sağlığ diledi, bu da güzel ama beklerdik ki Kılıçdaroğlu'nun PKK diyebilmesini, DHKP-C diyebilmesini, FETÖ diyebilmesini de beklerdik. 15 Temmuz anma törenleri çerçevesinde hangi etkinlikleri yapacağız. Biraz onu paylaşmak istedik. Bu milletin o gece ölümüne kendi demokrasisini nasıl müdafaa ettiğini gördük. 15 Temmuz'un önemi ne kadar perdelenmek istense de, önemi ve kıymeti, milletin nasıl destan yazdığını unutmadık, unutmayacağız. Kontrollü darbe, başarısızlığa mahkum edilmiş darbe, halkın 15 Temmuz'u gibi ifadeler üzerinden bölünmesine izin vermeyeceğiz. Nasıl ölümüne mücadele verdiysek, bundan sonra nesillerimizin de zihinlerinde yer etmesi için bu anma törenlerini gerçekleştireceğiz. Kılıçdaroğlu ve arkadaşları 15 Temmuz'u nasıl okuyorlar, açıkçası şaşkınlık içerisinde izliyoruz. Demokrasi nöbetleri için birileri sokakta demokrasi aramak ifadesi olarak anlıyorlarsa, bu anlaşılmadığı anlamına gelir.Yıl dönümünde de bir anma, hatırlama sembolü olarak tabii ki demokrasi nöbeti tutacağız. 29 gün boyunca millet demokrasi nöbeti tuttu. Cumhurbaşkanımızın talimatı ile yaptı. Talimatı ile birlikte demokrasi nöbeti başladı, işareti ile birlikte tamamlandı. Cumhurbaşkanımızı kıymetli yapan, bu millet üzerindeki teveccühüdür. Recep Tayyip Erdoğan yoldan geçerken Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne oturmuş değildir. Bu, milletin tercihine, reyine, oyuna sahip çıkmasıdır. Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları bunu anlamalıdır. Demokrasi de budur zaten. 15 Temmuz akşamı da bu millet demokrasisini müdafaa etti. Hiç kimse bir takım kelime oyunları içerisinde girmesin. Biz Gezi'de bir şey yaşadık.On binlerce insan sokağa çıktı. CHP, 20 milyonun üzerinde oy almış meşru hükümetin meşruiyetini tartışmaya açtı. Sandıktan seçilmiş hükümet, sokak hareketleri üzerinden meşruiyeti tartışmalı hale getirilmez. Demokrasilerde böyle bir şey yoktur. CHP, bugün 10 bin kişi ile yürüdüğü için 23 milyon oy almış bir hükümetin, yüzde 52 oy almış bir Cumhurbaşkanının meşruiyetini tartışmaya açıyorsa, burada şüphe etmeliyiz. Yüzde 50 oy alsaydı o zaman CHP, kimseye su vermeyecekti. Don Kişot'un yeldeğirmenlerini canavar zannetmesi gibi, CHP demek ki 1-2 milyonluk mitingler yapsa kimseye su vermeyecek.

AKP'NİN 15 TEMMUZ PROGRAMI

Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde gerçekleşeceğini dün Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz açıkladı. Biz de 81 ilde etkinliklere katılacağız. Biz de AK Parti olarak o gece verdiğimiz mücadelenin bir parçası olarak 15 Temmuz etkinlikleri çerçevesinde anma törenlerimizi gerçekleştireceğiz. Gençlik ve kadın kollarımızı, belediye başkanlıklarımız bulundukları illerde törenlere iştirak edecekler. AK Parti, etkinliklerle bu coşkunun bir parçası olacak. Coşku diyorum çünkü o gece, bu yapılanma milletimize zarar vermeyi bırakın ele geçirmeyi hedefleyen bu yapı amacına ulaşmış olsaydı hepiniz neler olacağınız biliyordunuz.

Sosyal Politikalar Başkanlığı, Yerel Yönetimler Başkanlığı, Çevre Şehir ve Kültür Başkanlığı, Tanıtım ve Medya Başkanlığı, İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığımız olarak etkinliğimizi planladık. 11 Temmuz günü etkinliğimize başlıyoruz. Bu takvimi 7 Temmuz'dan sonra detaylı bir şekilde paylaşacağız. Demokrasi nöbetine 15 Temmuz gecesi katılacağız. O gece biz, Şehitler Köprüsü'nde, TBMM'de, 15 Temmuz'un sembolü olan bütün mekanlarda olacağız. Biz sokakta demokrasi aramıyoruz, yok edilmek istenen demokrasimize sahip çıkmak için çıkılan o gecenin kahramanlarını anıyoruz. Bu mücadele devam ediyor. 15 Temmuz'un yaraları sarıyor Türkiye Cumhuriyeti devleti. Diğer siyasi partiler de bu mücadelenin yanında olsunlar. Terör örgütüne terör örgütü desinler. Ülkelerinin menfaatlerinin yanında olabilsinler. Biz bunu istiyoruz.

"BİZ SOKAKTA DEMOKRASİ ARAMIYORUZ..."

"Biz sokakta demokrasi aramıyoruz, yok edilmek istenen demokrasimize sahip çıkmak için çıkılan o gecenin kahramanlarını anıyoruz. Bu mücadele devam ediyor. 15 Temmuz'un yaraları sarıyor Türkiye Cumhuriyeti devleti. Diğer siyasi partiler de bu mücadelenin yanında olsunlar. Terör örgütüne terör örgütü desinler. Ülkelerinin menfaatlerinin yanında olabilsinler. Biz bunu istiyoruz.

"CHP'NİN AİHM KARARI"

Konuşmamda bahsettiğim gibi CHP'nin adalet arayışı adalet değil. AYM'ye başvurusu AYM'ye, AİHM'e başvurusu da AİHM'e başvuru değil. Bir tartışma alanı oluşturmak farklı sorun alanlarında yeni krizler üretmek ve sorundan beslenen bir siyasetin parçası olmak. YSK'nın kararlarının sonuçları son derece kesin ve açıktır."

"15 TEMMUZ'U İTİBARSIZLAŞTIRMA ARACI MI"

"Yürüyüşe katılan vatandaşlarımızın can güvenliği önemlidir. İçişleri Bakanlığımız her önlemi alıyor. Yürüyüşün güven içinde devam etmesini hükümetimiz sağlıyor. Malesef CHP sözcülerinin açıklamaları bizi şaşırtmaya devam ediyor. Kasıtlı açıklamalar değilse bunlar vahim açıklamalar. Biz, Türkiye olarak 15 Temmuz'u, hep birlikte anacağız. Demokrasi nöbetlerini hep beraber tutmadık mı? 15 Temmuz gecesi demokrasi nöbetini bir gece tekrar, 15 Temmuz mücadelesinin tekrar hatırlanması için bunu yapacağız. Acaba CHP, 15 Temmuz'u gölgelemek için yaptıklarına adalet yürüyüşünü de araç haline mi getirecek diye sormadan edemiyoruz. Adalet yürüyüşünü dikkate alın sözlerini açıklamalarını bekliyoruz. "15 Temmuz'u itibarsızlaştırmanın aracı mıydı?" sorusunu akla getiriyor"