CHP Sözcüsü Öztrak: Kendilerine oy vermeyenlere 'terörist' demeye başladılar

CHP Sözcüsü Öztrak: Kendilerine oy vermeyenlere 'terörist' demeye başladılar

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak basın toplantısı gerçekleştirdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü gündeme ve siyasete ilişkin açıklamalarda bulundu.


Öztrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Biz gönül kırmaya değil gönül yapmaya çalıştık. Kendimizi değil milletimizi düşünerek bir kampanya yürüttük. CHP ve İYİ Parti'den oluşan Millet İttifakı milletin dertleri ile dertlendi. Kalan 5 gün içinde de aynı nezaket için çalışmaya devam edeceğiz

Karşısında Saray ve onun bekçisi son derece saldırgan ve seviyesiz bir çalışma yürütüyor

Cumhurbaşkanı zırhına bürünmüş, seçim yasaklarına tabi olmayan Saray'daki zat hiçbir korunması olmayanlara saldırıyor. Medyanın tamamını ele geçirenler olmayanları varmış gibi yazdılar.

'KENDİLERİNE OY VERMEYENLERE TERÖRİST DEMEYE BAŞLADILAR'

Dış güçler saldırıyor dediler tutmadı. Çiftçiyi, esnafı hain ilan edep mutfak yangınını bastırmaya çalıştırdılar olmadı. Sonra beka dediler o da olmadı. Vites artırdılar kendilerine oy vermeyenlere terörist demeye başladılar. Bu ülkede vergi verirken, askere giderken parti ayrımı yapılmaz ama burada yapıyorlar

'BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARIMIZ DOĞRUDAN HEDEF ALINDI'

Baktılar ne yapsalar olmuyor parti liderlerini tehdit etmeye başladılar. Saraydaki zat başta genel başkanımız olmak üzere milyonluk davalar açtı, koruma hakkı olmayanları hapisle tehdit etti. Genel Başkanımızın idamı istendi. Belediye başkan adaylarımız doğrudan hedef alındı. Bir takım tetikçiler kullanılarak haysiyet cellatları çıkarıldı.

 
Bir tek adayımızın karşısına AKP'den MHP'ye herkes çıktı. Olmadı Ankara'ya da kendine de yazık edersin dediler. Dün itibariyle yargı bağımsızlığını hiçe sayan uygulamalar devam ediyorlar

Son olarak CHP'nin hiç benimsemediği "Bu bir halk ayaklanmasıdır" bildirileri hazırlandığını, bu bildirilere partimizin logosunun basıldığı ihbarını aldık. Bu bildirinin bizimle yakından uzaktan bir ilgisi olmadığını söylemek istiyorum

Bu seçim sonuçlarını da edepleri ile kabul etsinlerDemokrasinin imkan ve araçlarıyla iktidara gelip şimdi darbeci ağzıyla demokrasimizi tehdit etmeye başladılar. Ama milletimizin en güzel dersi 31 Mart'ta vereceklerini kendileri de gördü.

Saraydaki zatın zehirli dile sadece milletimiz arasına nifak sokmakla kalmadı, uluslararası arenada da sorun oldu.

Teröristin çektiği katliam görüntülerini seçim meydanlarında dakikalarca gösterdi. 3-5 oy için teröristin propoganndasını yaptı. Atatürk'ün inşa ettiği Çanakkale dostluğunu yerle bir etti. Yeni Zelanda'nın 'Atatürk' hatırlatması sonrasında tornistan yaptılar. Yeni Zelanda Başbakanı bu süreçten birlik ile çıkarken, Saraydaki zatın tavrı nedeniyle Türkiye'nin itibari yerle bir edilmek istendi.

Bunun nedeni işsizlik, mutfak yangını, konkordatolar gündeme gelmesin diyeydi. Suriyeliler için 35 milyar dolar kaynak bulanların memuruna, polisine verdiği 3600 ek göstergeyi vermediğ igörülmesin diyedir.

'ERDOĞAN MİLLETİN YÜZÜNE NASIL BAKACAK?'

Sebep oldukları krizin üzerini örtmek için akla hayale gelmeyen bir kampanya yürütüyorlar. 1 Nisan sabahı bu sözleri sarf eden Erdoğan milletin yüzüne nasıl bakacak, nasıl diyecek ben bu ülkede 82 milyonun Cumhurbaşkanı'yım. Asıl önemlisi 1 Nisan'dan sonra ekonomiyi nasıl yönetecek. 1 Nisan sonrası milletimiz çok acı bir reçete ile karşı karşıya kalacak.

Dövizin, faizin ateşi yine çıkmaya başladı. Provokatif eylemlere girenler bedelini öder diye bağırıyorlar. Oysa provokatör arıyorsanız uzağa bakmaya gerek yok. Damat bakan bir süredir yoktu rahattık. Geçen hafta çıktı konuştu, piyasalar döviz hesaplarına gelen vergi ve rezervlerde erimenin üzerine gelen bu konuşmayla yine tedirgin edildi. Provokatör aranıyorsa yanı başındaki damada bakacak.

Neden bu kadar etkileniyor? Çünkü gereken önlemler alınmadı. Pansuman tedbirler bir yere götürmez. 24 Haziran'dan önce yetkiyi verin dolarla nasıl mücadele edeceğimizi görün dediniz, yapılanlar ortada. Neyinize güveniyorsunuz da ekonomiyi bu kadar borca batırıp, rezervleri tükettikten sonra yatırımcıyı kaçırmaya çalışıyorsunuz