CHP sözcüsü Tezcan, Anayasa Mahkemesi'ne sordu: Korkuyor musunuz?

CHP sözcüsü Tezcan, Anayasa Mahkemesi'ne sordu: Korkuyor musunuz?

CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK sonrası açıklamalarda bulundu. Anayasa Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu kararını neden açıklamadığını soran Tezcan, "Korkuyor musunuz? Bu Anayasa Mahkemesi'ne yakışıyor mu?" diye sordu.

CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK sonrası "Bugün Enis Berberoğlu'nun duruşması vardı, yine ertelendi. Anayasa Mahkemesi halen karar vermiyor. Neden karar vermiyorsunuz? Sizin bu işin habercilik olduğuna ilişkin bir kararınız var, 'Bu bir haberciliktir' diyorsunuz. 'Milletvekillerinin yeri yasama yeridir, hüküm kesinleşinceye kadar tutuklanamaz' diyordunuz. Bu iki karar önünüzdeyken neden karar vermiyorsunuz? Korkuyor musunuz? Bu korkunuz sadece Berberoğlu'nun haksız yere içeride yatmasına sebep olmuyor, AİHM'ye müracaatının yolunu da kapatıyorsunuz. Bir mağdurun hakkını bloke etmek, Anayasa Mahkamesi'ne yakışıyor mu? 

Sözcü gazetesinin iddianamesi hazırlandı. Mahkeme tarafından kabul edildi. Sözcü iddianamesi Türk yargısının utanç belgesidir. Rejimin utanç belgesidir. Buna iddianame demek mümkün değil.
73 sayfadan oluşuyor. 3’te 2’si Sözcü ile ilgili değil. FETÖ devlete nasıl yerleşmiş onu anlatıyor. Geri kalanda Sözcü’ye iftira var. Neymiş Sözcü algı operasyonu yapıyormuş. Algı operasyonu ismi çok tanıdık. Ergenekon kumpasında FETÖ’cüler içeriye attıkları gazetecilere ‘algı operasyonu yapıyor’ diyorlardı. Şimdi de benzer durum var. Bakın bu davada yargılanan muhalefettir. Bunu herkes görecektir. Muhalif habercilik yargılanıyor. İddanamenin tümü yalandır. Bugünün Zekeriya Özleri olmayın." ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Bülent Tezcan, "TBMM'nin açılışındaki fotoğraf, parti devletinin fotoğrafıydı. İlk defa partizan bir cumhurbaşkanı, açılış konuşması yaptı. Kontrollü hükümet, kontrollü Meclis, kontrollü muhalefet, kontrollü yargı. O fotoğraf kadrajında olanlar, bunlardı. Biz, o fotoğrafın parçası olmayız; olmayacağız. Biz, kontrollü muhalefet olmaya talip değiliz" dedi. 

CHP Sözcüsü Tezcan, düzenlediği basın toplantısıyla partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının gündemini kamuoyuyla paylaşarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'ne bağlı Esendere Beldesi'nde 4 askerin şehit olduğu, 4 askerin de yaralandığı terör saldırısıyla ilgili Tezcan, "Sayın Genel Başkanımız, '4 yılda terörü bitiririm' dedi. Bunun memnuniyetle karşılanması, siyaset tarafından olumlu bir kucaklama görmesini beklerken, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öfkesiyle karşılaştı. Şaşırdık. Demek ki Sayın Erdoğan, terörün bitmeyeceğine inanıyor. Sayın Genel Başkanımız, '4 yılda terörü bitireceğim' dediği zaman terörün bitmeyeceğine milleti inandırmaya çalışıyor. Şaşılacak bir şekilde AK Parti Genel Başkanı, terörün devam edeceğini anlatırcasına ifadeler kullanıyor. Bu anlayışla terörle mücadelede başarılı olmak, mümkün değildir." diye konuştu. 

'BİZ, O FOTOĞRAFIN PARÇASI OLMAYACAĞIZ'

TBMM'nin pazar günü çalışmalarına başladığını hatırlatan CHP'li Tezcan, "Yeni yasama dönemi çalışmaları başladı. Orada bir fotoğraf gördük. TBMM'nin açılışındaki fotoğraf, aslında parti devletinin fotoğrafıydı. İlk defa partizan bir cumhurbaşkanı, açılış konuşması yaptı. İlk defa tarafsız bir cumhurbaşkanı makamı ihlal edilerek, partizan bir cumhurbaşkanının hitabıyla Meclis çalışmalarına başladı ve bu döneme uygun bir fotoğraf verildi. Tek adam rejiminin fotoğrafı. Kontrollü hükümet, kontrollü Meclis, kontrollü muhalefet, kontrollü yargı. O fotoğraf kadrajında olanlar, bunlardı. Biz, o fotoğrafın parçası olmayız; olmayacağız da. Biz, kontrollü muhalefet olmaya talip değiliz. Biz, demokratik iktidarın temsilcisi olmaya talibiz. Bu, basit bir fotoğraf değil." dedi. 

'EN ÖNEMLİ GÖREV, OHAL'İN KALDIRILMASI'

Yeni parlamento döneminde, önemli iki mesele olduğuna dikkat çeken Tezcan, "Türkiye, derhal OHAL rejiminden çıkmak zorunda. Normalleşmek zorundayız. Ekonomik, toplumsal, hukuksal sorunlarımızı OHAL şartları altında çözemeyiz; derinleşir. Türkiye'de kriz de derinleşir, hayat zorlaşır. O yüzden Türkiye'nin derhal normalleşmesi lazım. Parlamentonun önündeki en önemli görev, öncelikle OHAL'in kaldırılmasıdır." açıklamasında bulundu. 

'TEK ADAM REJİMİNİ YERLEŞTİRMEYE DÖNÜK SİSTEMİN PARÇASI OLMAYACAĞIZ'

Uyum yasalarıyla ilgili partisinin tutumuna da değinen CHP'li Tezcan, şöyle devam etti: "Bir diğer önemli süreç, uyum yasaları gelecek. Herkes merak ediyor, uyum yasaları sürecinde ne olacak; diye. Uyum yasaları konusundaki tutumumuz, çok açıktır. Biz, Türkiye'de gayri meşru, mühürsüz anayasa da olsa yürürlüğe giren Anayasa'dan kaynaklanan zorunlu uygulamaya dönük teknik değişikliklere uygun zeminlerde düşüncelerimizi bildireceğiz. Ancak tek adam rejimini tahkim etmeye dönük, tek adam rejimini yerleştirmeye dönük, mevcut gayrimeşru anayasanın getirdiği güçleri tek elde toplamaya dönük sistemin parçası olmayacağız. Bu gayrimeşru sistemi tahkim etmeye dönük sürecin de parçası olmayacağız. Ona karşı duruşumuzu da her zaman güçlü şekilde göstereceğiz."

'ÜMMETİN LİDERİ, PEYGAMBERLERDİR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifa edeceği iddialarına verdiği 'Şu an böyle bir şey yok, olmayacağı anlamına gelmez' yanıtıyla Gökçek'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili 'Sadece Türkiye'nin değil, ümmetin lideridir' açıklaması sorulan CHP Sözcüsü Tezcan, şöyle konuştu: 

"Melih Gökçek'le ilgili partisinin genel başkanı, düşüncesini söyledi. Onların kendi meselesidir, ben onu bilmem; ama 'ümmetin lideri' haşa. Bizim bildiğimiz; ümmetin lideri, peygamberlerdir. Peygamberler, ümmetlerin lideridir. Haşa, Erdoğan'ı peygamber mertebesine mi oturtuyor; onu bilmiyorum. Bunu yapıyorsa bu dünyada millet hesabını sorar, öbür dünyada da Allah hesabını sorar; ama biz, bu millete peygamberden başka milleti ümmet yapacak girişimlerin tarihimizde milleti marabaya çevirdiğini çok gördük. Millet, sadece peygamberlerin ümmeti olur. Aslolan, milleti millet yapabilmektir. Milleti millet yapan özelliklerden uzaklaştırarak, Türkiye, bugün içinde bulunduğu açmazın içine giriyor.