CHP'li Aytuğ Atıcı, Berat Albayrak'ı kendi teziyle vurdu

CHP'li Aytuğ Atıcı, Berat Albayrak'ı kendi teziyle vurdu

CHP'li Aytuğ Atıcı Meclis kürsüsünden Berat Albayrak'ın nükleer santrali eleştiren doktora tezini okudu, damat Albayrak cevap veremedi.

Sözcü'den Zeynep Gürcanlı'nın haberine göre; CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, hükümetin nükleer enerji politikasını bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji bakanı Berat Albayrak’ın doktora teziyle vurdu. Atıcı, TBMM kürsüsünden Albayrak’ın doktora tezinin nükleer santrallerin çevreye ve insan sağlığına karşı zararlarına ilişkin bölümlerini okudu. Atıcı, yaptığı açıklamada, “Bakan Albayrak, ben doktora tezini kürsüden okuyunca sıkıntıya girdi. Cevap veremedi” dedi.

TORBA YASA GÖRÜŞMESİNDE DAMADIN DOKTORA TEZİ ATIŞMASI


Damat Bakan Berat Albayrak’ın doktora tezi gündeme, TBMM’de hafta sonu yapılan torba yasa görüşmeleri sırasında geldi. TBMM’de görüşülen ve hükümet adına Berat Albayrak’ın savunduğu yasa değişikliği maddeleri arasında, nükleer santral için kıyı bölgelerinde kamulaştırma yapılmasının önünün açılması da vardı. Yasa görüşmeleri sırasında CHP Mersin Milletvekili Atıcı, kürsüye gelerek Berat Albayrak doktora tezinden sayfalar okudu. Atıcı’nın “YÖK’ün sayfasında mevcut” dediği Albayrak’ın doktora tezinin 19 ve 20. sayfalarında, nükleer santrallerin yarattığı çevre sorunlarına atıflar bulunuyor. TBMM Tutanaklarına doktora tezi tartışması şöyle gelişti;

Aykut Atıcı, Bakan Albayrak’ın doktora tezinin 19. sayfasında yer alan “nükleer enerjinin en önemli dezavantajı reaktör ortamındaki tüm artık yakıtların yıllarca emniyetli bir şekilde saklanma zorunluluğudur. Reaktöre konulan yakıtın sadece yüzde 1'inin yakılmakta olduğu, geri kalan kısmının kül olduğu bu süreçte yüksek oranda radyoaktif olan bu atıkların uzun dönemde emniyetli bir şekilde saklanma sorunudur” ifadelerini okudu.

Bakan Albayrak, bu ifadelerin, “nükleer santrale karşı çıktığı anlamına gelemeyeceğini” belirterek, Ermenistan’daki Metsamor gibi eski teknolojiye sahip nükleer santrallerden bahsettiğini söyledi. Akkuyu’nun ise “en yüksek teknoloji ile kurulacağına” vurgu yaptı.

Atıcı bunun üzerine yine söz alarak, bu kez Bakan’ın doktora tezinin 20. sayfasını okudu. Burada ise, nükleer santrallerde yaşanabilecek kazaların etkileri yer alıyordu. Atıcı’nın okuduğu bölümde, “Bu enerji türünde en korkulan unsur, olası bir kaza sonucunda çevreyi temizlenemez bir şekilde kirletme ihtimalidir… Toplum bu nükleer enerjiye karşıdır çünkü hem üretimiyle ilgili sorunlar vardır hem de barışçıl amaçlı kullanılmayacağı olasılığı vardır” deniyordu;  Atıcı’nın bu son çıkışı üzerine ise Albayrak yanıt veremedi.

AYTUĞ ATICI:

Aytuğ Atıcı, yaptığı açıklamada, Bakan Albayrak’ın “kendi teziyle çeliştiğini” vurgulayarak, şöyle dedi;


“Bakan doktora yaptığı dönemde kendi teziyle nükleerin zararlarını anlatıyor. Ancak kader dönüyor, dolaşıyor, onu Bakan koltuğuna oturtuyor. O da bakan olduktan sonra nükleer enerjiyi savunmaya başlıyor. Bakan kendi tezinde, nükleer atıkların sadece yüzde birinin yakıldığını, geriye kalan yüzde 99’un atık haline geldiğini söylüyor. Dünya bunu saklayacak yöntemi henüz bulmadı. Biz de diyoruz ki, bu atıkları emniyetli bir şekilde saklayacak yönteminiz var mı? İşte buna yanıt veremedi.”

“ZARARLI DEDİĞİN ŞEYİ Mİ SAVUNUYORSUN?


Bakan’ın tezinde nükleer kazalar konusunda “çevreyi temizlenemez bir şekilde kirlettiklerinden” bahsettiğine de atıf yapan Atıcı, “Nükleer santrallerin normal şartlarda bile çevreye zarar var. Mesela Almanya’da yapılan bilimsel çalışmalar, nükleer santrallerin yakınında yaşayan çocuklarda kan kanseri görülme ihtimalinin, diğer çocuklara oranla yüzde 2.2 daha fazla olduğunu ortaya çıkardı. En çok korkulan zararı ise, kaza olması durumu. Bizim derdimiz de bu zaten; Önümüzde örnekler var, Çernobil var, Fukuşima var. Akkuyu’da kesinlikle kaza olmaz diyebilir mi Bakan? Diyemez.” Bakan Albayrak’ın nükleer enerjinin zararlarını doktora tezine yazıp, şimdi bu enerji türünü savunmaya başladığına dikkat çeken Atıcı, şöyle konuştu;

“BİLİM İNSANI OLARAK BAŞKA, SİYASETÇİ OLARAK BAŞKA…”


“Bilim adamı olarak başka şey söylüyorsun, siyasetçi olarak başka şey. Bilim adamı olarak söylediklerinin hepsine imzamı atarım. Ama şimdi, kendi yaptığı bilimsel çalışmanın tam tersini savunuyor. Bu tanımlanamaz bir ruh hali, anlaşılmaz bir duygu durumu. Bunları yüzüne karşı söyledim. Sıkıntıya girdi, cevap veremedi.”