Bu bayramda ‘adaletsizliğin kurbanı’ olanlara sahip çıkmak gerekiyor

Gülmen ve Özakça’nın 14 Eylül’de gerçekleşecek duruşmalarına çağrı yapan CHP’li Tüm şunları söyledi: 

“Kurban Bayramı kurban etleri ve kanlarıyla yapılan bir şölen değildir. Kurban insanın kendi içindeki iktidar hırsını, vahşiliği, kin ve nefreti kurban ettiğinde gerçekleşir. Kurban aynı zamanda iktidarın, sonsuz büyüme hırsına, tektipleştirici mantığına ve kendisine karşı olanı yok etme arzusuna karşı da direnmeyi ve mücadele etmeyi gerektirir. Bugün Saray’ın iktidar hırsı, ne yazık ki milyonlarca mağduriyetin yaşanmasına neden oluyor. Bu adaletsizliğin kurbanı olanlara sahip çıkmak gerekiyor. Bugün Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevinin 180. günündeler. Sadece işini ve ekmeğini istediği için iki insan cezaevine atıldı, onların yakınları da evlerinde hapsedilmeye çalışılıyor. Ekmek ve özgürlük talebi insanın en haklı talebidir. Nuriye ve Semih’in iktidarın hırsına kurban edilmesine seyirci kalmamalıyız. Nuriye ve Semih’i yaşatacak olan şey, hükûmetin adım atmasını beklemekten ziyade onların haklı taleplerine sonuna kadar sahip çıkmaktır. Onların açlıklarının tam 190. gününde, 14 Eylül’de Ankara Adliyesi’nde yapılacak duruşmalarına vicdan sahibi herkes gitmeli, onların taleplerine sahip çıkarak iktidarı çözüme zorlamalıdır.”

AKP güç zehirlenmesinin, öfke ve nefretinin ‘kurbanı’ olacak! 

CHP'li Mehmet Tüm açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “OHAL rejimi nedeniyle cezaevine atılan on binlerce insan ve bunların için yüzlerce akademisyen, sanatçı, aydın ve gazeteci var. Haksız yere işinden atıldığı onlarca kişi intihar ederek canına kıydı. Konuşan, düşünen, soran, sorgulayan ne kadar kişi varsa baskı ve korku altına alınmaya çalışılıyor. KHK’larla aslında düşünen insanlar değil, AKP kendini kurban ediyor. Saray rejimi er ya da geç bu iktidar sarhoşluğunun, güç zehirlenmesinin, bu büyük öfke ve nefretin kurbanı olacaktır. Ama bu süreci hızlandırmak sadece bizlerin elinde. İktidarın hedef aldığı ve yaraladığı ne kadar insan varsa, hepsine sahip çıkmak gerekiyor. Adaletsizliğin, KHK’ların ve bu iktidarın kurbanları sadece dayanışarak bu faşizmi sonlandırabilir. Zulme uğramış mağdurları, gazetecileri, akademisyenleri, aydınları asla yalnız bırakmamalıyız. Bu vesileyle herkesi Nuriye ve Semih’in davasına bir kez daha davet ediyorum. Bu mücadeleyi sadece dayanışarak kazanabiliriz.”