Demirtaş: Hakkımdaki iddianame doğrudan 7 Haziran seçimleriyle ilgili

Demirtaş: Hakkımdaki iddianame doğrudan 7 Haziran seçimleriyle ilgili

4 Kasım 2016'dan beri tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yargılandığı davanın duruşmasında cezaevi önündeki annelere yönelik yapılan polis şiddetini kınadı.

4 Kasım 2016'dan beri Edirne Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yargılandığı davanın duruşması Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülmeye başlandı. Demirtaş duruşmaya, Edirne Cezaevi'nden SEGBİS yoluyla bağlandı.

Demirtaş, Gebze Cezaevi önündeki annelere yönelik polis şiddetinin onur kırıcı olduğunu ifade edrek, "Annelerin gözyaşlarının rengi olmayacağını hatırlatarak kınıyorum" dedi.

'ANALARIN GÖZYAŞLARININ RENGİ OLMAZ'

"Barış ve demokrasinin güçlenmesi için; sağduyunun, diyaloğun hakim olabilmesi için yapılan açlık grevleri devam ediyor. Hem arkadaşlarıma selamlarımı gönderiyorum hem de kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyorum. Gebze Cezaevi önünde çocukları için oturma eylemi yapan annelerimize yönelik onur kırıcı muameleleri asla kabul etmeyeceğimizi, annelerin gözyaşlarının rengi olmayacağını hatırlatarak kınıyorum. Aralarında dosyamı takip eden avukatların da olduğu bir grup avukat arkadaşıma Kızılay Meydanı'nda sert bir müdahalede bulunulmuş, işkenceye varan uygulamalar yapılmıştır. Avukat arkadaşlarımı selamlıyor, kendilerine reva görülen bu muameleyi kınıyorum.

'YARGI BASKI ALTINDA'

Savcı 15 no'lu fezlekede, 8 Nisan 2011'de suç işlediğimi iddia ediyor. Bir yürüyüş. Peki bu fezleke yürüyüşten hemen sonra mı hazırlanmış? Hayır. 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra, 6 Ekim 2015'te hazırlanmış. Bu fezleke, 7 Haziran ile doğrudan bağlantılıdır. Ne hikmetse bu savcı tam 4 buçuk yıl beklemiş, 7 Haziran seçimlerinden sonra da fezleke düzenleyip Meclise göndermiş. Bu fezleke Mecliste tartışılmadan, Anayasaya aykırı bir şekilde dokunulmazlıklarımız kaldırıldı. Fezleke de, aradan geçen 4 buçuk yıla rağmen kelimesi kelimesine iddianameye dönüştürüldü. Ben ve milletvekili arkadaşlarımın, evlerimiz basılarak kaçırılırcasına alınmamızın, birçok fezleke ve iddianamenin tamamında olduğu gibi, hukuk ve yargı alet edilerek yapılan ahlaksızca bir komplodan başka bir şey olmadığı, bu fezlekeyle de anlaşılmaktadır. Erdoğan ve Davutoğlu tarafından, bugün olduğu gibi, kamuoyuna açık bir şekilde yargının baskı altına alınması ve Hükümete yakın medya tarafından 24 saat bunun propagandasının yapılması sonucu savcılar harekete geçmiştir.