Demirtaş: Madem İsrail ve Rusya ile barışacaktın, o pastayı niye yedin!

Demirtaş: Madem İsrail ve Rusya ile barışacaktın, o pastayı niye yedin!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: "İsrail'in ödeyeceği tazminatı belki de Türk iş adamları vermiştir."

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İsrail ile Türkiye arasında ilişkilerin normalleşmesi için mutabakat imzalanmasıyla ilgili olarak, "İsrail’den özür duyan oldu mu? Yok. Tazminat meselesi var, 21 milyon dolar vakfa verilecekmiş. İsrail için belki de Türk iş adamları vermiştir. İsrail’in cebinden para da çıkmıyordur" dedi. "Şimdi sahiller bomboş, narenciye üretimi durmuş, iş durmuş. Bu yıl turizm çöktü, şimdi Kemer Belediyesi ev vermeye kalkıyor. Bunu biz söylesek var ya, vatandaşlıktan atmışlardı bizi" diyen Demirtaş, "Açıkça özür diledi Putin’den. Ya niye bu kadar kabadayılık yaptınız o zaman? Ağa maraba hikayesi var ya, 'Madem böyle olacaktı biz bu kuru pastayı niye yedik?' diye..." ifadesini kullandı.
Demirtaş, Güneydoğu'da yaşanan sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamıyla ilgili olarak da,  "AKP’ye, Saray’daki zata sesleniyorum. Zevk, sefa içinde yaşıyor olabilirsiniz. Oğullarınız kumarhaneden çıkmayabilir. Ama gün gelir o alay ettiğiniz millet o Saray’ı sizin başınıza yıkar" dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Yanıbaşımızda hala bütün Somali, Afganistan, Pakistan’dan Suriye’ye, Filistin’e, Türkiye coğrafyasında yaşananlara bakalım. Ya uygulayıcısıdırlar, ya planlayıcısıdırlar ya da sessiz kalarak destekçisidirler. Şırnak’a bakalım. İkinci Dünya Savaşı’na benzer şeyler yaşanıyor. Bosna’da 21 yıl önce bir soykırımdan bahsediyoruz, utanç abidesi olarak orada duruyor da, 21 gün önce Şırnak’ta, Cizre’de yapılıyor, yine sessizler. Bosna’daki sessizliğe güvenerek bunu yaptılar.
"Şırnak'ta tank veya top atışı yapılmamış bir yer kalmayacak' dendi"
Yapıyorlar hala. Türkiye’nin büyük kısmının bundan haberi bile yok. Kendi ülkemizin 81 vilayetinden biri, Şırnak örneğin, yok edilmiş durumda. Örnekler fotoğraflarıyla, bu fotoğraf Guernica’da çekildi. 1937 İspanya Bask bölgesi, 2016 Türkiye. Şu nasıl bir terörle mücadele anlayışı. Burada İspanya’daki diktatör şu yıkıntıyı oradaki direnişçiler yaptı diye. Cumhuriyetçiler Guernica’yı yıktılar dedi. Şimdi bizdekine sorsan o da aynı şeyi söyleyecek. Kendi emri ve talimatıyla... Şırnak’ta tank veya top atışı yapılmamış bir yer kalmayacak dendi. Zaten uzaktan vurarak dediğini Saray’daki zatın canlı yayında duyduk. Yüzde 75’i şu şekilde. 90 bin kişilik nüfus aylardır şehrin dışındaki köylerde, çadırlarda yaşıyorlar.
"Buna 'terörle mücadele' diyorlar, bu terörle mücadele olamaz"
Buna terörle mücadele diyorlar. Orada yaşayanlar bunu kimin yaptığını iyi biliyor. Trabzon’dakiler, Tekirdağ’dakiler de biliyor. Bu terörle mücadele olamaz. Sivil yerleşim yerini tümden yakıp yıkmak savaş suçudur. Bosna’dakiler o yüzden yargılanıyor. Sırp kasapları o yüzden yargılanıyor. Şu anda iş makineleri çalışıyor. Bir şehirden söz ediyoruz ya, apartmandan söz etmiyoruz. Bunların bir tek suçu var. Terörle mücadeleyle alakası yok. Kürt halkı. Kürt olmaları. AKP’ye boyun eğmeyen Kürtler yaşıyor. Tek suçları bu. Defalarca denediler. Dersim’de, Ağrı’da, Zilan’da bunu denediler. İlle Kürt, kendi kimliğini kabul edecek. Etmeyene bunu yaparız diyorlar. Jandarma Genel Komutanı “Doğru, operasyonlar bitmiş ama Batı’daki jandarma birliklerini eğitime tabi tutuyoruz” diyorlar. Meskun mahal eğitimi yapıyorlar. Bugün duymazdan gelebilirsiniz, yokmuş gibi davranabilirsiniz. 21 yıl önce bütün dünya yokmuş gibi davrandı. 
"Saray'ı başınıza yıkarlar"
NATO, Avrupa, BM, orada hiçbir şey olmuyormuş gibi yaptılar. Sessiz kalarak destek oldular, Sırp generallerinin arkasında durdular. Bugün sessiz kalıyorsunuz ama bunların hesabı verilecek. AKP’ye, Saray’daki zata sesleniyorum. Zevk, sefa içinde yaşıyor olabilirsiniz. Oğullarınız kumarhaneden çıkmayabilir. Ama gün gelir o alay ettiğiniz millet sizin Saray’ı sizin başınıza yıkar.
Başbakan diyeceğim de, başbakan yok ortada. Saray’daki zat çıksın açıklama yapsın. Camiler tank ve top atışıyla yerle bir edildi. İnkar ediyorsan görüntüleri var. Belki merkez medya korkuyor ama sosyal medyada hepsi yayınlanıyor. Yıkıyorlar.
"Yazdığın ağlamaklı mektubu yazamıyor musun?"
Böyle bir ortamda şiddet, terör destekçisi biz oluyoruz, bu hanımefendiler, beyefendiler de ülkenin ileri demokrasisini temsil ediyorlar. Lice’de operasyon yapıyoruz diye tam bir fiyasko gerçekleşti. Kenevir tarlaları var diyorlar, ben orada avukatlık yaptım. Askerle ortaklık yapmayan kimse kenevir ekemez. Yeri geldiğinde bütün Lice’yi suçlu ilan edip, dağ taş bombalayıp kenevir temizliyoruz diyorlar. Kusura bakma, orada altındaki komutanlara sor bakalım. Senin komutanın payını almadan hangi yıl buna izin vermiş? Yok öyle bir şey. Orada amaç Lice halkını suçlamak. Suçlu varsa al. Savaş uçağıyla köy bombalamanın, her yeri yakmanın terörle mücadelenin ne alakası var? Sivil halk tehdit edildi. Lice’de yaşanan da bu, Sur’da yaşanan da bu. Bütün bunların çözümü basit bir ilkeli, ahlaklı yönteme de dayanabilir. Müzakere diye bir şey var. Masa diye bir şey var. Kavga ettiğin bütün ülkelerle ilkesizlik üzerine barışacaksın, kendi vatandaşına kin kusmaya devam edeceksin. Kürdün, Alevi’nin Putin kadar değeri yok mu? Putin’den dilediğin özrü  kendi vatandaşından dileyemiyor musun? Yazdığın ağlamaklı mektubu yazamıyor musun?
"Davos'ta 'One minute' diye artistlik yapacaksın..."
Filistin halkına zulüm yapan, Mescid-i Aksa’ya botlarıyla girdiği için terör devleti ilan edilen, plajlarda çocukları katletti diye bas bas bağırdınız. İsrail hükümeti kadar kıymeti yok mu vatandaşlarının, yokmuş. Bakın, İsrail’le, Rusya’yla, Suriye’yle, Mısır’la Türkiye ilişki geliştirebilir. Buna itirazımız yok, ilkeli olacak. Buna bakarız. Bunu yapmadığınız zaman ülkenin itibarı diye bir şey kalmaz.
Şimdi gidip Davos’ta one minute diye artistlik yapacaksın, aynı dönemde İsrail’le yapılan ticareti yüzde 300 artıracaksın. Belgeler var. 1,3 milyardan 4,2 milyar dolara çıkmıştır. One minute artistliğinden sonra. Görünürde İsrail, Yahudi düşmanlığı, el altından her türlü işbirliğini sürdürme. Ne demiş bir tanesi, işte “Filistin davası gibi bir tiyatro oynuyor AKP hükümeti ama bizle yürüttüğü ticaret İsrail’in işine yarıyor, biz de ses çıkarmıyoruz” diyorlar.
Mavi Marmara katliamı, Gazze – Filistin meselesi, bunların hepsinin iç politika malzemesi olduğu dönem. Ticaret yapma demiyoruz, yapsınlar. Herkesle yapsınlar. Bunu içeride İsrail düşmanlığı olarak pazarlarsan ahlaksızlık olur.  Bunu yaptılar yıllarca. Oy topladılar, insanların duygularını sömürdüler. Kudüs Kudüs deyip bizi İsrail işbirlikçisi ilan ettiler. Gazze’den dolayı İsrail ablukayı kaldırdı mı? Külliyen yalan, devam ediyor. Türkiye’den giden yardımlar sürüyor, İsrail istediği malı gönderiyor.
İsrail’den özür duyan oldu mu? Yok. Tazminat meselesi var, 21 milyon dolar vakfa verilecekmiş. İsrail için belki de Türk işadamları vermiştir. İsrail’in cebinden para da çıkmıyordur.
"O pastayı niye yedin!"
İsrail’le kavga edilir, şakşakçılar alkışlar. Barışılır yine şakşakçılar alkışlar. Rusya’yla görüştük, vatan haini mi ilan edilmedik, işbirlikçi mi ilan edilmedik? Şimdi bir milliyetçi partinin belediye başkanı düşen pilotun ailesine ev vermek istedi ya. Nasıl milliyetçisiniz siz? Çakma, çin malı diyorlar ya. Hani biz vatan hainiydik. Şimdi sahiller bomboş, narenciye üretimi durmuş, iş durmuş. Bu yıl turizm çöktü, şimdi Kemer Belediyesi ev vermeye kalkıyor. Bunu biz söylesek var ya, vatandaşlıktan atmışlardı bizi. Açıkça özür diledi Putin’den. Ya niye bu kadar kabadayılık yaptınız o zaman? Ağa maraba hikayesi var ya, “Madem böyle olacaktı biz bu kuru pastayı niye yedik?” diye...
"5 yılda ülkeyi nereye getirdiler"
Suriye’yle, Mısır’la o kadar sorunumuz yok diyorlar. O zaman bu kadar insan niye öldü? Siz Suriye’nin içini bu kadar karıştırmasınız, bu hale gelmeyecekti. Ilımlı muhalefet adı altında beslediğiniz çeteler ne bu kadar savaş büyüyecekti, ne bu kadar insan göç edecekti, şehirler yıkılacaktı. O zaman gece gündüz Esad Esad diye diye oy toplayan kimdi? İnsan inanamıyor, şaka gibi bunlar. Şaka hükümeti. Gerçek olunca gülemiyor insan. Geçici işçi statüsünde işten çıkarılınca Davutoğlu, 10 yıldır hiçbir şey olmamış sanki. Bunların hesabını vereceksiniz. Suriye’yle çatışmayın, oradaki radikelleri beslemeyin dediğimizde bize vatan haini diyenler acaba o dönem vatan hainliği yapmış olmasınlar. Demek ki AKP’nin içinde baya bir vatan haini varmış. 5 yılda ülkeyi nereye getirdiler.
"Sen haklısın yağcılığına, şakşakçılığına girmeyeceğiz"
Rabia rabia diye oy topladınız, şimdi Mısır’la sorun yok diyorlar. Mısır’daki süreci de tetikleyen buradaki. O kadar gaza gelmişti ki Tunus’ta, Mısır’da miting yapıyordu. Birileri buna gaz vermişti, Mursi’ye de bu gaz verdi. Alelacele işi sağlama al diye... Bunlar 'Arkanızdayız, korkmayın' dediler. Muhalefeti dinlemeyin dediler. Ülke karıştı. Bunların sözünü dinlemeseler belki Mısır’ın başına bunlar gelmeyecekti.
Şimdi hepsi perişan, çoluk çocuk orada katledilenler yargılanıyor. Çıkmış, hiçbir şey olmamış gibi hiçbir sorunumuz yok diyor. Bu ilkesizler sorgulanmazsa bu ülkenin başına çok büyük felaketler gelecek. Türkler ve Türkiye’de yaşayan diğer kesimler hiç kendini güvende hissetmesin. Bu adamın ayağı bir kaysın, Denizli’ye Kütahya’ya aynısı yapar. Zannetmeyin ki sizi sevdiği için. İktidarı kaybetme riski gördüğünde İzmir’i İstanbul’u ateşe verir. Bundan kurtulmanın biricik yolu var. Buna karşı olanlar birleşecek. Sen haklısın yağcılığına, şakşakçılığına girmeyeceğiz. Yanlışın yanlış olduğunu, katilin katil olduğunu, hırsızın hırsız olduğunu söylemeye devam edeceğiz. "Bu topraklar tarihin en kanlı toprakları, ne tarlası ya?" “Vatan diyor ancak şehit kanıyla sulanırsa vatan olur, yoksa tarla olur” diyor. Zannedersiniz tarihinde bu topraklarda hiç kan dökülmemiş, vatan yapmak için kan dökülecek. Bu topraklar tarihin en kanlı toprakları. Ne tarlası ya? İnsanoğlu var olduğundan beri kan dökülüyor. Hala vatan olmamışsa Kürdün kanını dökerek mi yapacaksın? Bu ne rezil bir anlayış. Kendi iktidarın için kan döküyorsun. 
Suriyelileri vatandaşlığa alacağız diyorlar. Çok güveniyorsan kendine referanduma götür. Bakalım halk ne diyecek? Türkiye genelinde iyi koordine edildikten sonra arzu eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına başvuru yapabilir. Vatandaşlık kanunu belli, buna göre işler. Oradan çıkıp "Suriyelileri vatandaş yapacağız, TOKİ'ye yerleştireceğiz" diyor. Bu ne ya, gereksiz gündemler yaratarak ana gündemden toplumu saptırma, halkı çaresiz bıraktırma bilinçli politikası. Karpuz seçer gibi suriyeli seçecek. Sen Suriyeli'nin diplomasıyla uğraşacağına kendi diplomanla uğraşsaydın, onu çözseydik daha iyi olurdu.
Suriyelileri vatandaş olarak alalım dediğinizde bir şovenizmi kışkırtacağınızı bilirsiniz. Gelir vergisi, yüzde 20-25'e tekabül eder, bu gelirin vergisinin neredeyse tamamını işçiler, memurlar öder. Biliyorsunuz önce vergi kesilir, sonra siz maaş alırsınız. Şimdi bakın ülkede gelir dağılımı adaletsiz, vergi dağılımı adaletsiz. Balık baştan kokmuş, tuz kokmuş, siz Suriyelileri vatandaş yapacağız dediğinizde kıyamet kopuyor işte. Sokakta kalan, dilencilere ırkçı gözüyle bakmayın sakın, bu işin sebebi onlar değil. Onların en yoksul evi, bizim kaldırımlarımızdan, taşlarımızdan daha değerlidir. Bunlar şimdi liderler, suçu günahı yine Suriyeli yurttaşın üzerine yıkmaya çalışıyor.