Destici: Hakan Şükür'ü ben mi milletvekili yaptım

Destici: Hakan Şükür'ü ben mi milletvekili yaptım

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, darbe girişiminin planlayıcısı olduğu ileri sürülen Fethullah Gülen'in ABD'den iadesi için cemaat liderinin işlevinin bitmesi gerektiğini savundu.

Destici, iadesi için ABD'nin Türkiye'den kanıt beklendiği Gülen hakkında "Darbe gecesine kadar Gülen’i hiç istememiş olmamız tam bir garabettir. Ama şu andan itibaren samimiyetle istendiğini düşünüyorum. Eğer ABD’nin Gülen ile işi bitmişse, yaptıracağı bir şey kalmamışsa iade eder. Aynen Abdullah Öcalan’da olduğu gibi, Türkiye’nin kucağına atar. Daha Gülen’le projeleri varsa elinde tutar" dedi.

Mustafa Destici'nin Yeniçağ gazetesinden Hanife Açıkalın'a verdiği söyleşi şöyle:


Darbeyi nasıl öğrendiniz, o gece neler yaptınız?

Darbeyi saat 22.00 sularında Ankara Etlik’te aile dostumuzun nişan merasiminde öğrendim. Önce telefonlar gelmeye başladı. Ankara üzerinde uçakların gezindiğini gördüm. Evime geçtim, eşim yanımdaydı. Kesin bilgiler almak için yetkili kişileri aradım. Bir cunta girişimi olduğu bilgisini kesinleştirdim. 28 Şubat’ta rahmetli şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu, nasıl ki “Milletine namlusunu döndürmüş tanka selam durmam” dediyse ben de 15 Temmuz gecesi ‘Meclis’ine bomba yağdıran, sivil vatandaşlarına ve güvenlik güçlerine ateş açan uçaklara teslim olmayız’ dedim. Önce Sayın Cumhurbaşkanımızı aradım, ulaşamadım. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’u aradım. Kendilerine darbeye karşı olduğumuzu, sivil hükümetlerin yanında yer aldığımızı, milli iradenin yanında olduğumuzu bildirdim. Ve ilk açıklamayı gönderen siyasi partilerin başında biz geliyoruz. Sosyal medya hesaplarına bakarsanız ilk açıklamayı bizim yaptığımızı göreceksiniz. Arkadaşlarımızla istişare ettik, partiye gelmeye karar verdik. Genel Merkezimizin ışıkları açıktı. Arkadaşlarımızın bir kısmını Cumhurbaşkanı Sarayı’na gönderdik, bir kısmını Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne, bir kısmı da Kızılay’daydı. Meclis’in bombalandığını duyunca 7-8 araçlık bir arkadaş grubuyla Meclis’in Çankaya kapısına gittik. Meclis Başkanı’nı aradım, BBP olarak Meclis’in yanında olduğumuzu, tehlike geçene kadar Meclis’in önünden ayrılmayacağımızı bildirdim. Sabah saat 10.00’a kadar Meclis’in önünde bekledik.
"Devlete ve millete ihanet vardır"

Batılı ülkeler, Avrupa, dünya kamuoyu sizce Türkiye’nin yanında yeterince oldu mu?

Batı’nın ve ABD’nin darbeyi kınamakta bu kadar çekimser davranması, ağız ucuyla kınaması bunun arkasında bir üst aklın olduğunu, bunun da ABD ve Batılı güçler olabileceği konusunda sinyaller veriyor. Arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması ve belirlenmesi gerekir. İsrail Anlaşması Meclis’e geldi. Türkiye’nin her ülkeyle iyi ilişkiler içinde olmasını isteriz. Ama ilkelerinden taviz vermemelidir. Gazze’ye abluka gerçekten kalkacak mı? 9 vatandaşımızı şehit eden İsrail askerleri yargı önünde hesap verecekler mi? Anlaşma metninde yargıdan muaf olukları maddesi olduğu söyleniyor. Bu bizi çok rahatsız eder. Rus uçağını gerçekten FETÖ’cü pilotlar mı düşürdü, bunu bilemiyoruz. Ama bu bir FETÖ operasyonuysa devlete ve millete bir ihanet vardır. Türkiye’yi zora sokmak, belki bir savaş haline sokmak için bir sabotajdı. Eğer böyleyse mutlaka cezalarını çekmeliler.

"Sorumlu herkes hesap vermeli"

Fetullah Gülen’in iade edilmesini gerçekten istiyor muyuz? Amerika’nın iade konusundaki niyeti nedir?


Darbe gecesine kadar Gülen’i hiç istememiş olmamız tam bir garabettir. Ama şu andan itibaren samimiyetle istendiğini düşünüyorum. Eğer ABD’nin Gülen ile işi bitmişse, yaptıracağı bir şey kalmamışsa iade eder. Aynen Abdullah Öcalan’da olduğu gibi, Türkiye’nin kucağına atar. Daha Gülen’le projeleri varsa elinde tutar.

OHAL’de yargı süreci sizce nasıl işliyor?

Devlet tedbirini almak zorundaydı. Olağanüstü Hal (OHAL) ilanını böyle yorumladık. Ben miladın 17-25 Aralık olmasını doğru bulmuyorum. Miladı ya 15 Temmuz alırsınız ya da geçmişe yönelik kim gerçekten bu yapının içindeyse, bu yapının kamuya yerleşmesine, TSK’ya girmesine, polis teşkilatına sızmasına, üniversiteler ve HSYK’ya yerleşmesine kim müsaade etmişse hepsinden hesap sorulmalıdır. Darbeye karışmış darbecilerin bize göre idam edilmesi gerekir. Bazı kurumlarda özellikle belediyelerde devlet kurumlarında bu süreci fırsata çeviren belediye başkanları ve yöneticiler var. Amirlerinin gözünde yeri olan altındaki kişilerin üstünü şikâyet ettiğini duyuyoruz. Çekişme içinde olan esnafta ispiyonlamalar duyuyoruz. Aslı astarı olmadan itibarsızlaştırma için şikâyette bulunanlar da tutuklanmalıdır. Biriki böyle örnek olmalıdır ki başkaları buna cesaret edemesin. Terör örgütlerinin belli dönemlerde iş birliği yaptıklarıyla ilgili ipuçları çıkmaya başlıyor, önümüzdeki günlerde daha da netleşecektir. PKK’nın kahpe ve kanlı eylemlere şu zamanda başlamasını da bununla bağdaştırıyorum. Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), FETÖ ile birlikte PKK’ya da uygulanmalıdır. Güneydoğu’da PKK’ya destek veren memurlar, amirler ve yöneticilerin de üzerine gidilmelidir.

"Gün gelir yüzleşmek zorunda kalırsınız"

Parti olarak neyle itham ediliyorsunuz?


Parti olarak en büyük ithamı şuradan yiyoruz. “2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu bir FETÖ projesiydi, siz de bunları desteklediniz” diyerek bizi itham ediyorlar. Adam bir partinin milletvekiliydi ve onun adayıydı. Onlar teklif etti ve biz de istişare sonucu destekledik. Belki tek başıma tercihim olsaydı olmayabilirdi, istişareden çıkan bir karardı. Amerika’ya FETÖ’yü anlatmaya giden heyetin içinde İhsanoğlu da var. Bizi itham ediyorlar ama kendisini öneren, aday yapan, milletvekili seçen parti ve Amerika’ya gönderen Meclis öyle bir ithamla karşılaşmıyor. FETÖ’nün televizyonlarına biz bir çıktıysak, Meclis’teki partiler 10 çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımızı 2014 yerel seçimlerinde 10 dakika dahi çıkarmamışlardı. Yurt dışındaki organizasyonlara defalarca davet edildim ama hiçbirine gitmedim. Hiçbir yurt dışı ziyaretimde okullarını ziyaret etmedim. İftira kampanyalarına prim verilmemelidir. Adaletten ayrılırsanız sırf suçu başkalarına atma adına adaletsizlikler yaparsanız gün gelir yüzleşmek zorunda kalırsınız.

"Hakan Şükür'le görüşmeyen kaç siyasetçi var!"

Kaptan Kartal’ın gözaltına alınma sebebi nedir?


FETÖ yapısına mensup ilan edilen gazetecilerle görüştüğü için gözaltına alındığı söyleniyor. Mesela bunlardan biri olan Hidayet Karaca 2 yıldır tutukludur. Yani en son 2 sene önce görüşmüş olabilir. Hidayet Karaca ile ya da Hakan Şükür ile görüşmeyen kaç siyasetçi vardır. Hakan Şükür’ü ben mi milletvekili yaptım? O zaman bütün Meclis’i tutuklamaları gerekir. Siyasi parti yöneticileri, eğer hakkında bir terör örgütü kararı alınmamışsa toplumun her kesimiyle görüşebilir, bu hukukidir. Bizim için onlar 7 Haziran seçimlerinden itibaren bitmiştir. Çünkü onlar PKK’nın uzantısı HDP’ye oy verdiler. Bizim için milat 17-25 Aralık değil 7 Haziran seçimleriydi. ’Düşmanımın düşmanı dostumdur’ felsefesiyle hareket ettiler, sırf Erdoğan düşmanlığından PKK ile işbirliği yaptılar, orada bizim iyi niyetimiz sonlanmıştır.

"Bizim içimizi karıştırmaya çalışacaklar"

Size yönelik “FETÖ, terör örgütü demedi” türünden söylentilere ne diyorsunuz?


Sayın Cumhurbaşkanı’nın ’Bu işin arkasında paralel devlet yapılanması var’ dediği andan itibaren biz bunun adını koyduk ve o şekilde dillendirdik. Bütün açıklamalarımızda net bir şekilde işin içinde FETÖ’nün olduğunu, paralel devlet yapılanması olduğunu, askerin içinde cuntanın bulunduğunu söyledik. FETÖ’ye terör örgütü diyemediğimi söylemişler, işte diyorum. Onlar bu algıyı devam ettirmeye çalışıyorlar. Bu süreçte bizim içimizi de karıştırmaya çalışacaklardır. Parti olarak, geçtiğimiz günlerde il başkanlarımızı, Merkez Karar Yönetim Kurulumuzu, hem Yüksek İstişare Yönetim Kurulumuzu hem de Alperen Ocakları Başkanlarını topladık. Kendi içlerinde sıkı denetim ve araştırma yapmalarını, bunu yaparken haksızlık yapmamalarını, varsa kurumlarımız içine sızan FETÖ’cülerin belirlenerek yapının dışına çıkarılması talimatını verdik.