'Erdoğan, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni 15 senede ağır bir devlet krizine soktu'

'Erdoğan, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni 15 senede ağır bir devlet krizine soktu'

İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "696 sayılı KHK, Erdoğan'ın, 15 Temmuz FETÖ darbesini, otoriter, kişisel rejimini kurmak için bir araç olarak kullandığını bir kez daha gösterdi" dedi.

İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "696 sayılı KHK, Erdoğan'ın, 15 Temmuz FETÖ darbesini, otoriter, kişisel rejimini kurmak için bir araç olarak kullandığını bir kez daha gösterdi." dedi.

Özdağ, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, kumpas davalarının TSK'nın bünyesinde ağır tahribatlar ortaya çıkardığını söyledi.

Özdağ "Türk Ordusu savaş kabiliyetini ciddi ölçüler içinde yitirmiştir. Böylece Erdoğan, 2002-2016 arasındaki politikaları ile Türk Ordusu’na ağır zarar verilmesine yol açarak Türkiye’nin milli güvenliğini ağır şekilde tehdit altına atmıştır.
İzlenmesi gereken milli güvenlik politikasının birinci ve en önemlisi içeride toplumsal gerilimi düşürmek, milli birlik ve beraberlik atmosferini güçlendirmek olmalıydı. Bu politika Aziz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesi ile “iç cephenin” güçlendirilmesidir.
Sayın Erdoğan, siz 15 Temmuz sonrasında iç cepheyi güçlendireceğiniz yerde otoriter bir rejim kurmak adına iç cepheyi parçalamakla kalmadınız, Türk Milleti’ni düşmanlaştırarak, yabancılaştırdınız.
15 Temmuz sonrasında izlenilmesi gereken ikinci milli güvenlik politikası, uluslararası ilişkilerde bir milli menfaat öncelikleri sıralaması yapmaktı. Fakat Türkiye’yi milli meselelerde sonuç alıcı bir duruştam uzak, bağırıp-çağıran ve yalnızlaşan bir ülke görüntüsüne soktunuz.
Özetle yapılması gereken demokratik hukuk devletini yeniden inşa, milli ordu geleneğinden ayrılmama ve bütün Türk milletini kucaklamaktır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "2002-2016 yılları arasındaki politikalarının TSK'ya zarar verdiğini; milli güvenliği tehdit eden bir ortam doğduğunu" öne süren Özdağ, "Bu durum, Erdoğan'ın çok ciddi bir milli güvenlik politikası izlemesini gerektirmektedir." diye konuştu.

Üç ayaklı yeni bir milli güvenlik politikasının belirlenmesi gerektiğini dile getiren Özdağ, "Bu politikanın ilk ayağında milli birlik ve beraberliği güçlendirmek olmalıdır. Yıkılmayan iç cephe, mağlup olan orduları yeniden ayağa kaldırır. Bugün kağıt üzerinde çok güçlü bir Cumhurbaşkanısınız ama siz aynı zamanda milletin büyük kısmıyla duygusal bağı kalmamış bir Cumhurbaşkanısınız. Bu konu hakkında acil olarak tekrar düşünmelisiniz. Sizi benimsemeyen kişilerin de bu ülkenin vatandaşı olduğunu kabul etmeli ve onları aşağılamaktan vazgeçmelisiniz." ifadelerini kullandı.

İkinci olarak, uluslararası ilişkilerde milli menfaatlerin öncelenmesi gerektiğini belirten Özdağ, "Üçüncü olarak; TSK, FETÖ'den temizlenirken, tekrar milli ordu konumuna gelmesi için politika oluşturulmalı." dedi.

-KHK eleştirisi

696 sayılı KHK'nın, "Erdoğan'ın 15 Temmuz FETÖ darbesini, otoriter, kişisel rejimini kurmak için bir araç olarak kullandığını bir kez daha gösterdiğini" öne süren Özdağ, şunları söyledi: 

"Bu düzenlemenin sakın 15-16 Temmuz ile sınırlı olduğunu söylemeyin. Buna ne çocuklar inanır ne de başka kimse? Bu, doğru değil. Sizin parlamenter demokratik sistemi savunanları 'darbeci, terörist' olarak nitelendirdiniz. Bu sistemi savunanlara saldırılsaydı ve bu KHK'ya atıfta bulunsalardı ne olurdu? O zaman bu KHK yoktu ama artık var. Bunun izahı yok.

Verilere göre toplumda silahlanma anormal düzeyde. Böyle bir ortamda nasıl böyle KHK çıkartırsınız, nasıl bunun arkasında durmaya devam edersiniz? İç savaşın kazananı olmuyor. İç savaşın sadece dış kazananı oluyor. Allah bu toplumu böyle bir felaketten korusun.

Birçok düşman ülke Genelkurmay ve istihbarat karargahları, Türkiye'de böyle bir sürecin yaşanması için ellerini, avuçlarını ovuşturuyorlar ve bunun ötesinde planlar yapıyor olabilirler."

Özdağ, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, KHK ile ilgili açıklamalamalarının sorulması üzerine, "Açıklaması çok yumuşak ama sayın Gül de endişesini dile getirmiş." dedi.