Erdoğan, Baykal, Erdoğdu ve Şaban Dişli

Erdoğan, Baykal, Erdoğdu ve Şaban Dişli

YURT yazarı Süleyman Kılıç yazısının Akşam Gazetesi'nde kaynak gösterilmesine tepki gösterdi. Kılıç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu'nun, CHP'nin Kurucu Genel Başkanı Deniz Baykal'ı nasıl protokolden kaldırdığını yazdı...

İşte Süleyman Kılıç'ın çok konuşulacak "Erdoğan, Baykal, Aydoğdu ve Şaban Dişli" yazısı:

Aslında bugün bayram yazacaktım. Kurbanın insanlara insanlığını hatırlattığını. Hayvanı da neden insana yaklaşt​ır​dığını. Kurban geleneğinin, bir farz olmadığını ama tüm dinlerde olduğunu. Bayramlarda hoşgörü ve kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu.. Kurban bayramınızın tüm yurttaşlarımıza, insanlığa barış ve kardeşilik ve mutluluk get​i​rmesini dileyerek yazıma başlamak istiyorum.

Önceki gün ve dünkü  yazımda CHP de yaşanan ‘bir densizlik’ MHP’de yaşanan tekme tokatlı bir  ‘kavganın perde arkasını’ yazmıştım. Hem de isim vermeden.
İktidar yanlısı Akşam Gazetesi MHP’de Teşkilat Başkanı ve Ankara Milletvekili Şefkat Çetin’in isminin karıştığı, bir eski milletvekili çocuğunun dövülmesi konusu ile ilgilenmedi bile. MHP milletvekili Şefkat Çetin’e atfedilen 12 Eylül öncesi ‘ülküdaşlarının  tabutunu omuzlayanları’ temsil ettiği sözlerine karşılık, Bahçeli’nin, ‘ülkücülük arkadaşlarının tabutunu omuzlamak değil, onları yaşatmaktır’ sözlerini de görmedi. Yine Şefkat Çetin’in muhataplarının ‘ilgimiz yok’ savunmalarına rağmen, hedefi belli olmayan bir bayan ile sırf bir fotoğaf çektirdi diye Devlet Bahçeli’nin oğlu kadar sevdiği en yakın danışmanları İstanbul Milletvekili Ömer Faruk Aksu ile  Ortadoğu Gazetesi Yazarı Yıldıray Çiçek  kavgasını ise hiç görmedi.
Kendi taktirleri..
Ama CHP’de isim vermeden yayınlanan ‘densiz’ bir davranışı şahsımı da kaynak göstererek haberleştirdi. Bir yazar olarak yazımın kaynak gösterilmesinden doğal olarak memnuniyet duymam lazım. Ama olmadım, olamadım. Çünkü, CHP içinde yaratılmak istenen kargaşanın parçası olmak hoşuma gitmez. Olmam da.
Ya ‘densizliği yapanın hiç mi suçu yok?’ desem de..
Bu densizliklere, bu makam sana ağır geldi, kenara çekil denilmediği için bu noktada değimliyiz, diye içim içimi yese de.
Öncelikle şunu söyleyeyim. FETÖ kanlı darbesinin mimarı olan generalin kardeşi Şaban Dişli’nin köşke başdanışman olarak atanmasını bırakın eleştirmeyi, ‘neden?’ diye soramayanların adalet kurultayını yargılamaya hakları yoktur. Tabii ki bu sözüm, bunu soramayan gazetelerin yazı işlerinedir. Muhabirlere değil. Ercan Öztürk kendi alanında deneyimli bir muhabirdir. Ben isim yazmadım. O yazıda, ‘genel başkan yardımcılığını belediyelere sipariş vermek sanan’ dediğim kişi, Aykut Erdoğdu değildir. O şahıs kendisini bilir. O şahıs, Çanakkale Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan gibi çevreyi bilen isimlere belki de kişisel sebeplerle organizasyonda yer vermeyenlerdendir.
Evet Aykut Erdoğdu Baykal ile ilgili bir densizlik yaptı. Ama yanına gidip de ‘kalkar mısınız?’ asla ama asla demedi.
Ortada Baykal’ın ‘kalkması için’ gözünün içine baka baka yapılan gereksiz ve densiz anonslar vardır. Bu ısrarlı anonslar sonucu Deniz Baykal’ın, ‘beni kastediyor’  Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar’ın ısrarlarına rağmen ön sıradan kalkıp, arka sıralara geçme olgunluğunu göstermiştir.
Aykut Erdoğdu’nun alkollü halde çadır basma hikayesini bilemem, gerçi ortada bir tutanak ve rapor var. Mümkün ama Kemal Kılıçdaroğlu çadırda kalmıyordu, karavanda kalıyordu.
Bu noktadan sonra Aykut Erdoğdu’ya düşen, susmak…
Görevinde kalıp kalmama kararı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na aittir. Bu kendisinin hakkıdır. Tüzük ve kanunların verdiği haktır bu.

KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU YEDİRTMEYİZ

Bu örnekleri niye verdim? Haber tahrif edilemez. Benim yazımdan alıntı yapılması hoşuma da gider. Ancak bunun CHP’ye yönelik hele hele Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bir ‘başarısızlık ve kargaşa’ hikayesine alet edilmesine asla sessiz de kalmam.
Hiç düşündünüz mü, bu haberler ancak öz eleştiriye açık toplumlarda olur. Allah aşkına hiç mi AKP’de başarısız, istismarcı siyasetçi yok. Bakın bizim açık. Açık açık konuşuyoruz. Niye sizde tek satır yok.
Mesela Akşam Gazetesi Şaban Dişli’nin Ekonomiden sorumlu Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı, (yeni sisteme göre bakan seviyesinde sayılıyor.) olarak atanmasına ne diyor? Asya Bankasına para yatırdığı için gözaltına alınan, eşinde bylock çıktı diye işten atılan insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?  Bunların çoğu gariban.
Niye tam bir imar tilkisi ve  FETÖ’den tutuklu bulunan damada sahip İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş hala görevde? Bunu niye sorgulayamıyorsunuz?
Mesela FETÖ’cü damatlar, gelinler, ortaklar ve AKP’li siyasetçiler diye bir dizi yapmayı düşünüyor musunuz?
Bu görüşlerinizi sosyal medyada bile göremiyoruz. Neden acaba? Nedeni gayet basit, hepiniz, hepimiz 80 milyon gözetim altındasınız…
Adalet Yürüyüşü ile başlayan süreçte toplumda adalet arayışları ve adalet ihtiyacı ortaya çıktı. Bunu CHP ve Lideri Kemal Kılıçdaroğlu sağladı. Dört gün boyunca baştan sona takip ettiğim Adalet Kurultayı her kurum ve görüşten insanın katıldığı en az 30 bin kişinin katılımıyla yapılan başarılı bir organizasyondur.
Çanakkale’de adaletsizliğe reçete yazıldı.
Hiçbir aksaklık bu arayışı zedeleyemez. Biz açık ve demokratik bir toplumuz. YURT Gazetesi olaylara olabildiğince tarafsız bakar. Taraflara mikrofon tutar. Ama AKP'ye karşıdır. En azından ‘sıkıldık, gidin artık yeter’ diyen bir gazetedir. Olaylara muhalif ve agresif ama tarafsız bakar. Ama sonuna kadar da Kemal Kılıçdaroğlu’nun (çok ama çok büyük hata yapmazsa) yanındadır. AKP’nin gitmesini ve CHP’nin iktidarını demokratik  bir ihtiyaç olarak görür. Bu kurultay da adalet arayışlarına derman olacak formülleri kristalize etmiştir. Ne yapsanız da boşuna. Kemal Kılıçdaroğlu AKP’nin tabelasının yarısını sırtlayıp götürdü bile. Sıra içi boşalan kalkınmada…