AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde 11.00’de yabancı medya temsilcileri ile bir araya geldi.

Erdoğan’ın yaptığı konuşmada şu başlıklar öne çıkardı:

“Gazetecilik hakikat arayışıdır, her gazeteci bir araştırmacıdır. İnandırıcılığını kaybetmiş bir medyanın ne topluma ne de insanlığa hiçbir faydası olamaz.

Kalemini ve kamerasını terör örgütlerinin emrine verenler bizim nezdimizde asla gazeteci olamazlar. Bizi sık sık eleştirenlerin bilerek gözden kaçırdığı nokta burasıdır.

Bize dair haberleri etik ilkeler çerçevesinde değerlendirmenizi rica ediyoruz. Sizlerden sadece gerçeklerin peşinde koşmanızı bekliyoruz.

Gazetecilik hakikat arayışıdır. Gazeteci de doğruların peşindeki insandır. Yalan haberlere tevessül etmek bireyin doğru haber alma hakkını da ihlal etmektir. Medya özgürlüğü işte bunun için vardır.

Güven erozyonuna uğrayan basın kuruluşu meslek mensupları için ağır bir yüktür. Medya siyaseti dizayn etmenin aracı haline dönüştürülmemelidir.”

Tayyip Erdoğan’ın yabancı gazetecilere verdiği “ders” eski dostu gazeteci Fehmi Koru’nun yazdıklarını hatırlattı. Fehmi Koru, "Ben Böyle Gördüm" kitabında, iktidara yakın Sabah, Yeni Şafak, Star ve Yeni Akit gazetelerinde köşe yazan bir grup gazetecinin, Erdoğan’ın Kısıklı’daki evinde “sabah brifingleri” aldığına şahit olduğunu yazdı.

Fehmi Koru, Fethullah Gülen’in 17 Aralık 2013 geriliminden sonra Erdoğan’a da iletilmesi talebiyle dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderdiği “sulh mektubu”nu Pensilvanya’dan Türkiye'ye getirmişti.

Mektup trafiğinde neler yaşandığını da anlattığı kitabında ABD'ye hareket etmeden önce Erdoğan'ın Kısıklı'daki evine gittiğini söyleyen Koru, “bir yanlış anlaşılma sonucu” brifing buluşmasına şahit olmuş. 18 Aralık 2013 gecesi dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ün konutunda yaptığı görüşmenin ardından 19 Aralık sabahı Erdoğan'ın İstanbul Kısıklı'daki evine gelen Koru, korumaların kendisini evin alt katına götürdüğünü ve karşılaştığı manzara karşısında “çok şaşırdığını” ifade ediyor. Koru, orada gördüklerini şöyle anlatıyor:

“Evin alt katı toplantılara müsait bir salon olarak tasarlanmış. O kata iner inmez, hepsini yakından tanıdığım, Sabah, Star, Yeni Şafak ve Yeni Akit gazetelerinde köşeleri olan orada bekleşen gazetecilerle karşılaştım. Bana refakat eden koruma, Erdoğan'dan ‘sabah brifingi' almaya gelen gazetecilerden sandığı için olacak, beni de alt kat salona indirmişti. Kendimi diğerlerinden ayıracak ne dediğimi yaşadığım şaşkınlık yüzünden hatırlamıyorum; ama uyarım üzerine koruma beni hemen yukarı kata çıkardı, beklemem için evin girişindeki salona aldı. Biraz sonra da Tayyip Bey geldi zaten…”

Yabancı gazetecilere “Medya siyaseti dizayn etmenin aracı haline dönüştürülmemelidir” diyen Erdoğan, evinde gazetecilere brifing vermesi şimdiye kadar yalanlanmadı.