Fatih Yaşlı: Saray varsa saray zenginleri de olur

Fatih Yaşlı: Saray varsa saray zenginleri de olur

Fatih Yaşlı, bugünkü köşesinde Demirören-Kalyon ailelerinin çocukları için düzenlenen şaşaalı düğün üzerinden memleketin durumunu anlattı.

Türkiye sermayesinden Demirören-Kalyon ailelerinin çocukları için Çırağan Sarayı'nda düzenlenen düğün, Kuran tilaveti esnasında çekilmiş videonun sosyal medyada paylaşılması üzerine oldukça konuşulmuş, düğün öncesinde sarayın bahçesine 'kışlık bahçe-kafeterya" denilebilecek cinsten bir yapının inşa edilmesiyle, 108 yıllık sarayın dokusunun bozulması; fazlasıyla tepki toplamıştı.

Fatih Yaşlı bugün Birgün'deki köşesinde, şatafatlı Çırağan düğünü üzerinden memleketin içerisinde olduğu hali anlattı. Para babalarıyla emekçilerin aynı gemide olamayacağı mesajını veren Yaşlı'nın yazısında ilgili bölümler şöyle:

- “Yılın düğünü” on yedi yılın kısa tarihidir: Kuran tilavetinin ardından gelen pop konserinin, “seküler” sermayenin İslamcılarla kurduğu ilişkinin, yaranmacılığın ve yanaşmacılığın, kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesinin, medyanın ele geçirilmesinin, rantın ve betonun, “adalet” diye diye, “kalkınma” diye diye gelinen yerin ve elbette ki “rantı ben dağıtırım” diyen “büyük patron”un tarihidir…

- "Ve hiç şüphesiz “yılın düğünü” yol haritamızdır. Bir yanda ihtişamın bir yanda sefaletin, bir yanda şatafatın bir yanda açlığın, bir yanda lüksün bir yanda yoksulluğun giderek yoğunlaştığı, derinleştiği ve böylesine gözle görülür hale geldiği bir ülkede, sahip olduğu sınıfsal karakterden azade bir otoriterlik eleştirisi üzerinden iktidar karşıtlığı üretmek de, piyasacılığın ve gericiliğin farklı versiyonları arasında tercih yapmak da bizim işimiz değildir."

- "İktidarın geriletilmesi iktidarın sadece sayısal olarak geriletilmesi değildir, buradan yola çıkarak iktidarın temsil ettiği her şeyin, sermaye düzeninin, emperyalizmle işbirliğinin, gericiliğin geriletilmesidir. İktidarın geriletilmesi kıdem tazminatının ve işsizlik fonunun gaspına, vergi yükünün emekçilerin sırtına yüklenmesine, kamu kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesine, dincileştirilen eğitime, tarikat ve cemaatlerin çocukları diri diri gömmesine karşı mücadele etmek demektir."