Sibel Köklü / YURT

Yurt Gazetesi’ne ziyarette bulunan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, çarpıcı açıklamalar yaptı. Türkiye için çok önemli olan 3 beyaz hakkında konuşan Gürsel Tekin, “Bir ülkenin, toplumun temel taşı, vazgeçilmezi olan 3 beyazı varsa o ülke her zaman vardır. Bunlardan birincisi pamuk. Giysiden battaniyeye bütün ihtiyaçlarınızı karşılar. Zaten cumhuriyetin kuruluşuna baktığınızda pamuk üretiminden dolayı Türkiye’nin dört bir yanına hızlı bir şekilde Sümerbank’ın kurulduğunu görürsünüz. Şimdi yerli ve milli tartışmaları var ya, işte yerlilik budur. İhtiyaçlarınızı kendinizin karşılamasıdır. Ne yazık ki pamuk bitti, bitirdiler” dedi.

İkinci beyazın un olduğunu söyleyen Gürsel Tekin, sözlerine şöyle devam etti; “İnsanların en temel ihtiyacı olan ekmeği karşıladığımız un çok önemli. Bütün illere bakın, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren çok sayıda un fabrikası vardır. Pamuk bitti, şu anda un fabrikaları da kapanıyor. Adana, Çorum, Kars, Erzurum, Türkiye’nin dört bir yanında 70 yıl önce kurulan un fabrikalarının yüzde 80’i kapandı. Dayanamadı yılların fabrikaları çünkü rekabet edebilecek durumda değiller. Buğ- dayın tamamı ithal oldu, verimli tarım alanları imara açıldı. Her yer betonlaştı, çiftçi buğday ekemez oldu. Faiz lobisine, banka borçlarına, tefeci kıskacına kaldılar. Ne yazık ki dayanamadılar. Bizim geçmişimize baktığımızda bin yıllar önce buğdayın keşfedildiği coğrafya burası. Şimdi yılda 7 milyon ton buğdayı biz dışarıdan ithal eder hale geldik, böyle bir şey olamaz. Bunun siyasi tarifi zarar – kar üzerinden inşa edilemez. Ekmekten vazgeçebilir misiniz? Bu çok vahim bir olay…”

MİLLİ OLAN HER ŞEY PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ve hatta zarar ettikleri gerekçesiyle kapatılmaları gündemde. Gürsel Tekin de şekeri Türkiye’nin en önemli 3 beyazından biri olarak tarif ediyor; “Bu 3 beyaz ülkenin temel taşı. Ne yazık ki 3 beyaz çok ciddi tehlikede. Bu tehlike bir ülkenin geleceğini ve bağımsızlığını tartışılır hale sokar. Dünyada çok ciddi bir gıda tartışması var. Gelecekte gıda sıkıntısıyla karşılaşılabileceği konuşuluyor. İstanbul’da her yer AVM. Eskiden Çatalca, Silivri gibi ilçelerde meyve sebze yetişiyordu, şu anda hiç biri yok. Ülkeyi gıdada tamamen bağımlı hale getireceksiniz sonra da dönüp yerli ve milli diyeceksiniz. Ne yazık ki milli olan her şey heba ediliyor, peşkeş çekiliyor. 3 beyaza büyük ihanet ediliyor.”

TİCARET ODALARI TAVIR KOYMALI

Bu durumda ne yapılması gerektiği ile ilgili sorumuz üzerine Gürsel Tekin şunları söyledi; “Ana muhalefet olarak biz üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. Özellikle pamukla ilgili uyarıları yıllardır yapıyoruz. Burada iş sadece muhalefet partilerinde değil. Ticaret odalarına ve oda başkanlarına da iş düşüyor, tavır koymaları gerekiyor. Ticaret odası başkanını aradığınızda of the recort diyor konuşurken, o illerdeki ekonomi çökmüş, Anadolu konkordato ilan etmiş durumda. Oda baş- kanları susuyor ama vatandaş Konya’da, Tokat’ta sesini çıkarıyor. Anadolu’da vatandaş yüksek sesle itirazını yapıyor.

2001 yılında Ankara’da bir esnaf Başbakanlık önüne yazar kasa attı biliyorsunuz ama onun organizasyonu ticaret odası ve odalar birliği tarafından yapıldı. O kriz döneminde bile Ankara Siteler’de tek bir kapalı dükkan yoktu. Şimdi oradaki dükkanların yarısı kapalı. Kayseri’de Nato Caddesi, Adana’da Turgut Özal Caddesi, Bursa’nın en işlek caddesi, Kapalıçarşı, Bağdat Caddesi, İstiklal Caddesi vs. buralardaki perişanlığı gördüğü- nüzde, ekonomideki durumu anlayabiliyorsunuz.”

İSTANBUL'DA SON YEŞİL ALANLAR İHALEDE

İstanbul’daki son yeşil alanların da ihaleye çıkarıldığını söyleyen Gürsel Tekin, şunları söyledi; “Başbakanı dün dinledim ‘En çok yeşil alanı biz yapacağız’ dedi. Biliyorsunuz İstanbul’da yeşil alan olarak sadece mezarlıklar, askeri alanlar ve kamu alanları kaldı. Bu hafta sadece İstanbul’da 8 kamu alanı ihaleye çıktı. Yakında mezarlıklar da satışa çı- karsa şaşırmam yani. Sayın Başbakan siz bunlardan haberdar değil misiniz?” diye sordu.

BU İŞİ AŞACAĞIZ, MERAK ETMEYİN

Gürsel Tekin sözlerine şöyle devam etti; “Tarihin bütün dönemlerinde iktidarlar kaybedecekleri zaman kendilerine göre yasa yaparlar. Ama kazanamazlar. Gazete köpürtmeleriyle olacak iş değil bunlar. Dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen politize bir Türk seçmeni var. 365 gün siyaset konuşan tek ülkeyiz. Televizyonlarda, kahvelerde, işyerlerinde siyaset konuşulur. Bu kadar siyaset konuşulan bir ülkede vatandaş ne yapacağını bilir, sandıkta gerekeni yapacaktır. Genel başkanımız geçen gece yaptığı açıklamada seçimlerdeki oy oranını yüzde 60 olarak açıkladı. Yüzde 60 dedi çünkü yüzde 3 çalma payı bırakıyoruz. Benim rahmetli babam tarımla uğraşırdı, buğday işi yapardı oradan biliyoruz biz köylü çocuğuyuz. Ama şimdi sayın başbakan, cumhurbaşkanı, bakanlar köylü çocuğu değil onlar saraydan geldikleri için bilmezler bunları. Rahmetli babam buğday satardı yüzde 3 dara düşerlerdi, şimdi biz de seçimlerde yüzde 3’ü düşüyoruz fire olarak, çalma payı olarak. Köylünün sattığı yumurtanın üzerinde bile mühür arayan zihniyet oy pusulalarında mühre gerek görmüyor. Vatandaş 81 milyonun geleceği için oy kullanacak ama oy pusulasında mühür aranmayacak, ya yumurta kadar kıymetli değil mi bizim oyumuz? Vatandaşlarımız hiç merak etmesin, bu işi aşacağız. Bu yöntemler tarihimizin hiçbir döneminde darbecilere yarar getirmemiştir. Yine getirmeyecektir.”