'İlk turda aday çıkarmamak Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürmektir'

'İlk turda aday çıkarmamak Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürmektir'

Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), 9. kongresini düz Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdi.

Kongrede yeni başkanlar kurulu Önder İşleyen, Alper Taş, Pelin Bektaş, İlknur Başer, Çiçek Çatalkaya olarak belirlendi. kongrede konuşma yapan Alper Taş, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak, "İlk turda aday çıkarmamak tamamen Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmektir, Başkanlığı Erdoğan’a hediye etmektir" dedi. 

ÖDP’nin 9’uncu kongresini Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde dün yapıldı. “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız”, “Söz yetki karar iktidar halka” , “İsyan kat-caz kahkaha adım adım özgürlüğe” , “Şeker fabrikaları halkındır satılamaz” dövizlerinin yer aldığı salonda, kitle örgütleri ve siyasi partilerden konuklar da katıldı.

Devrim mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan kongreye, Prof Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, Prof. Dr. Aziz Konukman, Bayazıt İlhan, Eriş Bilaloğlu, Selçuk Candansayar, Doğan Tılıç, Kansu Yıldırım, Serpil Güvenç, Kaya Güvenç, Ünal Özmen, Oğuzhan Müftüoğlu, Akın Dirik, Mehmet Ali Yılmaz, Melih Pekdemir, Bülent Forta, HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, HDP milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Fatma Kurtalan, CHP’li milletvekilleri, Candan Yüceer, Aykut Erdoğdu, Zeynep Altıok, İlhan Cihaner, Ali Şeker, Orhan Sarıbal, Nihat Yeşil, Mehmet Tüm, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, TTB İkinci Başkanı Sinan Adıyaman, TTB Genel Sekreteri Sezai Berber, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TMMOB İkinci Başkanı Züber Akgül, KESK Eş Genel Başkanları Aysun Gezen, Mehmet Bozgeyik, SES Eş Başkanı Gönül Erdem, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, BES Genel Başkanı Serpil Akpınar, SES Genel Sekreteri Pınar İçel Çepe, Veli Der Genel Başkanı İlknur Kaya Bahadır, Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kurulu Üyesi Burak Yücel, Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş, TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, TKP Merkez Komite Üyesi Ali Rıza Aydın, DİP Genel Başkanı Sungur Savran, EMEP Genel Başkan Yardımcı Şükran Doğan ve Kaldıraç, SODER, Dersimliler Derneği, Artvin Vakfı, Türkiye Ziraatçılar Derneği, Pir Sultan Abdal, Pir Sultan Mamak Şubesi, Ankara 78’liler, Sarı Saltık Derneği, Tüm Emekli Sen, CHP Yenimahalle temsilcileri, yazar Burhan Sönmez ve sanatçı Cengiz Bozkurt katıldı.

“Bu memlekete zulmü reva görenler için zelzele başladı"

Kongrede ilk sözü Başkanlar Kurulu üyesi Pelin Bektaş aldı. Bektaş, “Bu memlekete zulmü reva görenler için zelzele başladı. Onlar da bunu biliyorlar ve bu yüzden korkuyorlar. Biz yendik. Gezi’de yendik, 16 Nisan Referandumu sürecinde yendik, kazandık. Belki de bizi hatırlamaya, bizi hatırlatmak ve bugünlerde yeniden yaşatmak için hatırlatmaya ihtiyaç var diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Bektaş, “Biz kimiz? Biz, Çeltek’te üretenlerin yöneten olacağını gösterenleriz. Biz, Fatsa’da herkesin yüzünün güldüğü bir hareket inşa eden, mücadele tarihine kutup yıldızını koyabilenleriz. Mahir ve Ulaş’ın mahkeme salonunda kucaklaşma sahnesi var. Ne kadar izlediğimi hatırlamıyorum. Biz bu kucaklaşmayı, kardeşçe devrimci kültür içinde neler yapılabileceğini hissedebilenleriz” diye konuştu.

"2019 seçimlerinde mutlaka devrimciler ve sosyalistler olarak aday çıkarmalıyız"

Daha sonra sözü ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş aldı. “İçinde bulunduğumuz dönemde AKP’nin yenilmez olduğuna dair bir algı var. Bu algı mutlaka yenilmeli. Devrimciler olarak bu algıyı yenmeliyiz. Mücadele pratiğini derinleştirmeliyiz. AKP’nin yenilebileceğini Gezi Direnişi’nde ve 16 Nisan’da gördük. Bunu hep birlikte başardık ama daha ileriye taşıyamadık. Erdoğan’ın bu yenilgisini daha ileriye taşımak için çabamız yeterli olmadı. Bunu başarabilecek olan da devrimcilerdir” diyen Taş, “CHP ve HDP’nin kapsayamadığı büyük bir kitle var. Bizler sosyalistler ve devrimciler olarak bu kitleyi kazanmalıyız. Haziran Hareketi ve ÖDP’nin bunu önüne koyması lazım. 2019 seçimlerine de bu perspektifle hazırlanmalıyız. Bu anlamda 2019 seçimlerinde mutlaka devrimciler ve sosyalistler olarak aday çıkarmalıyız. Şunu net biçimde söylemeliyiz; ilk turda aday çıkarmamak tamamen Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmektir, Başkanlığı Erdoğan’a hediye etmektir. Şunu da söylemeliyim ki başkanlığa hayır derken var olan parlamenter sistemi de övmüyoruz devrimciler olarak. Var olan sistemin birçok sorunu vardır” şeklinde konuştu.

Kongrede belirlenen yeni Başkanlar Kurulu şu isimlerden oluştu: Önder İşleyen, Alper Taş, Pelin Bektaş, İlknur Başer, Çiçek Çatalkaya.

Boratav: Emperyalizm öldü

Prof. Dr. Korkut Boratav: Şanslıyım ki sosyalist bir ailede büyüdüm ve kendim de bu fikre sahip çıktım. Sabahattin Ali amcamdı. Mahir Çayan öğrencimdi… İkisi de faşizm tarafından katledildi. Aklım yettiği, ömrüm elverdiği kadarı ile dünyayı tahlil etmeye çalıştım. Ve sizlere şunu söylüyorum: Emperyalizm ve kapitalizm ölmüştür ama farkında değildir. Ve ölüm sancısı çekerken de faşizmi tırmandırmaktadır.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: Binlerce bedelle kazandığımız haklarımızın AKP tarafından nasıl da inkâr edildiğini, yok sayıldığını hep birlikte yaşıyoruz. Barışı, eşitliği, özgürlüğü savunan herkesin yaka paça tutuklandığı bir dönemi yaşıyoruz. Aydınların, siyasetçilerin cezaevinde olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Cezaevinde rehin tutan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Enis Berberoğlu’nun rehin alındığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Biat etmedikleri için onlar gibi düşünmedikleri için cezaevinde rehinler. Türkiye halkları AKP ve MHP ittifakına rehin değildir. Bu gidişata muhtaç değildir. Biat etmeden mücadele edeceğiz.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu: Biz bu ülkede yüzde 99’uz. Bu gerçeği bilerek yola çıkarsak başkanlık sonucu değişir. Hepimizin bu şekilde düşünmesi gerekiyor. Sol denildiğinde fakirleştirici bir politika düşünülmüştür. Yeni sol ile kalkınmayı da tanımlayabiliriz. Neo-liberalizm çöktü diyoruz, nasıl çöktüğünü anlarsak yeni düzeni de kurabiliriz.

Kongre sonuç bildirgesi
1- Demokratik bir Türkiye’ye bir yol açalım

OHAL rejimi altında; basın mensuplarının, siyasetçilerin, muhaliflerin hapiste tutulduğu; her gün sosyal medya suçları nedeniyle toplumun sesinin kısılmak istendiği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Yurttaşlarımızın eşit ve özgür toplumun demokratik olanaklarından dilediğince yararlanabileceği, sözünü söyleyebileceği, taleplerini dillendirebileceği, itirazını yükseltebileceği bir ülkeye bir yol açalım.

2- Bağımsız bir ülkeye bir yol açalım

Türkiye’nin komşularıyla dostluk içerisinde yaşadığı; emperyalizmle askeri, ekonomik, siyasi ittifak ilişkilerinden sıyrılmış; dünya emekçi halklarının çıkarları doğrultusunda enternasyonalizme benimsemiş; savaşın, kanın, gözyaşının, hamasetlerin pirim yapmadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz. Emperyalizme karşı direniş içerisinde, tam bağımsız bir ülkeye bir yol açalım.

3- Laik, aydınlanmacı bir topluma bir yol açalım

Aklın, bilimin, eleştirel düşüncenin egemen olduğu; eğitimde ön yargıların, hurafelerin, hamasetin genç dimalara aşılanmadığı; inançların ve inançsızlıkların kendini açıkça ifade edebildiği; tarikatların, cemaatlerin devlet kadrolarına çöreklenmediği; liyakatın geçerli olduğu bir topluma yol açalım.

4- Barış ve Birada Yaşama Bir Yol Açalım

Kürt sorununun demokratik bir anlayışla çözümüne inanıyoruz. İnsanlarımızın bu ülkenin yurttaşı olarak kimliklerini-kültürlerini, aidiyetlerini özgürce yaşayabilecekleri; yan yana kardeşçe bir arada yaşam ilkelerine dayalı; hoş görünün egemen olduğu bir Türkiye’yi özlüyoruz. Kardeşlik zeminimize zarar verecek her türlü şiddet-zorbalık, ırkçı ve mezhepçi yaklaşımları reddediyoruz. Kürt sorununu Türkiye sorunu kabul eden bir anlayışla; silahların sustuğu, barışın önünün açıldığı, demokratik bir çözümün hayata geçtiği kardeşlik zeminine bir yol açalım.

5- Kamucu bir ekonomiye bir yol açalım

Gelir ve servet adaletsizliklerinin düzeldiği; ekonominin borsa endeksi, döviz kuru rakamlarından değil; üretim, istihdam, yeni buluşlar üzerinden değerlendirildiği; vergilerin sade yurttaşların günlük harcamalarından değil; kârdan, faizden, mal mülkten alındığı kamucu bir ekonomiyi kurmaya kararlıyız. Her koyun kendi bacağından asılır zihniyetine dayalı piyasa toplumunun yerine sermaye karşısında; kamu çıkarının, kolektif mülkiyet biçimlerinin egemen olduğu; emeğin egemenliğinin geçerli olduğu kamucu bir ekonomiye bir yol açalım.

6- Eşit, Nitelikli, Parasız Sosyal Hizmetlere Bir Yol Açalım

Eğitimde İslamcı referansların egemen olmasına, gerici zihniyetin yaygınlaşmasına karşı laik-bilimsel eğitimden yana olacağız. Sağlık hizmetlerine erişim hem insanlarımızın esenliği hem de toplumun geleceği açısından hayati önemdedir. Sosyal güvenlik sistemi de yurttaşlarımızın, ileri yaşlarında hastalıklarında, maluliyetlerinde rahatlıkla ve huzurla yaşayabileceği bir nitelikte olmalıdır. Tüm bu sosyal hizmetlerin özelleştirilmesine, kar ve aç gözlülüğün parçası haline gelmesine izin vermeyeceğiz. Kamuculuk anlayışımızın en önemli köşe taşlarından biri olduğu yurttaşlarımızın eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi temel sosyal hizmetlere eşit, nitelikli ve parasız erişilebilir biçimde sağlanmasına bir yol açalım.

7- Emeğin Egemenliğine Bir Yol Açalım

Türkiye 80’lerden beri özelleştirme-liberalleştirme uygulamalarıyla sermaye karşısında emeğin güçsüzleştirildiği neo-liberal politikalar izliyor. Taşeronluk; geçici, kısmi zamanlı, parça başı çalışmanın egemen olduğu esnek emek biçimleri yaygınlaşıyor. AKP rejiminde özellikle OHAL uygulamaları altında emeğe yönelik baskılar yoğunlaşıyor. Emeği daha da güçsüzleştirecek ve güvencesizleştirecek bir hat izleniyor. Emeğin özgürce örgütlenebildiği, grev ve toplu sözleşme hakkının sonuna kadar kullanılabildiği, işlerin ve iş saatlerinin adil paylaşıldığı, işsizlik fonunun sermaye çıkarı doğrultusunda talan edilmediği emeğin egemenliğine bir yol açalım.

8- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Bir Yol Açalım

Erkek egemen gerici zihniyetin hayatımızı kuşatmaya çalıştığı; kadınların ve LGBTİ’lerin yaşamlarına ve haklarına saldırıların arttığı, çocuklara yönelik cinsel istismarın meşrulaştırılmaya çalışıldığı karanlık günlerden geçiyoruz. AKP fetvalarıyla, medya kanallarıyla, cemaat yurtlarıyla örgütleniyor. Bu saldırıların karşısında ise tüm bu karanlığa, baskı ve şiddete karşı yaşamına, haklarına, özgürlüğe ve sahip çıkan OHAL’de bile sindirilemeyen kadınlar sokakları dolduruyor. Bu mücadele; eşit, özgür, laik bir ülkeyi kuracak yeni bir başlangıcın umudunu taşıyor. Laiklik için, yaşamımız için, haklarımız için mücadeleyi birlikte yükseltelim, toplumsal cinsiyet eşitliği için bir yol açalım!

9- İnsan doğa uyumuna bir yol açalım

Tüm zenginliklerin ve bereketin kaynağı doğa da sömüre hırsına, yağma ve talan politikalarına kurban ediliyor. Madenlerden sulara kadar tüm halka ait olan, tüm doğal kaynaklar sermaye egemenliğine terk ediliyor; sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim hakkı küresel gıda tekelleri tarafından halkın elinden alınıyor. İnsan doğa uyumunu temel alan bir yaklaşımla yaşamın sürdürebilirliğini, doğal dengenin korunabilmesini gözeten; doğa ve yaşamla uyumlu bir Türkiye’ye bir yol açalım.

10- Dayanışmacı, Paylaşımcı Anlayışa Bir Yol Açalım

Toplumda gücün, şiddetin, zorbalığın hakim olduğu; gücü yetenin devletin de olanaklarıyla ‘öteki’ gördüğüne zulmü reva gördüğü bir iklimde yaşıyoruz. Toplumdaki çürüme karşısında devrimci değerlerin tekrar öne çıkarıldığı; paylaşmaya, dayanışmaya, hoşgörüye dayanan bir kültürü egemen kılmaya çalışacağız. Sözün, yetkinin, kararın halkta olduğu; tüm kararların yaşamı kararlardan etkilenenler tarafından meclisler temelinde doğrudan demokrasiyle alınacağı bir sosyalizm anlayışına bir yol açalım.

11- Sırf çözüm önerilerimizi sıralamakla yetinemeyiz. Esas meselenin toplumu ve ülkeyi değiştirmek olduğunu unutamayız.

Devrime bir yol açalım…
Tek yol devrim!