İnce'den TÜİK'e sert tepki... Hesap sormalıyız!

İnce'den TÜİK'e sert tepki... Hesap sormalıyız!

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yanlış bilgiler vererek yatırımcıyı yanlış yönlendirdiğini söyledi. İnce, 'Yunanistan’daki İstatistik Kurumu’nun başkanı hapse girdi. TÜİK’i gözden geçirmeliyiz, yanlış bilgiler verdiği için hesap sormalıyız' dedi.

Milliyet gazetesine konuşan İnce'nin açıklamaları özetle şöyle:

Türkiye’de mülteci sayısı da tam bilinmiyor, Suriyeli sayısı da tam bilinmiyor, Suriyelilere harcanan para da tam bilinmiyor, eğitimde olmayan gençler de bilinmiyor. Hesaplama yöntemlerini değiştirerek işsizliği nasıl düşük gösteriyor. Adam 5 senedir iş arıyor, 6’ncı senede umudunu kesmiş. Müracaat etmiyor, onu işsiz saymıyor. Trafik kazalarını nasıl yapıyor. Kaza oldu 3 kişi öldü 2’si yaralı. Yaralılar hastaneye gitti, hastanede öldüler. Onlara eceliyle ölmüş muamelesi yapıyor. Bütün istatistiklerde Ali Cengiz oyunu var. Türkiye’nin belki de en fazla sorgulanması gereken kurumlarından biri de TÜİK’tir. Yanlış bilgiler verdiği için Türkiye’nin yatırım gücünü kırıyor. Yanlış bilgilerle yatırımcıyı yanlış yönlendiriyor. Yunanistan’daki İstatistik Kurumu’nun Başkanı hapse girdi. Türkiye’de TÜİK’i gözden geçirmeliyiz. Türkiye’nin kaynaklarını yanlış kullandırdığı için, yanlış bilgiler verdiği için hesap sormalıyız. Buralardan başlamalıyız. TÜİK’ten başlamalıyız, uzun vadeli eğitimden başlamalıyız, yargıdan, sağlıktan başlamalıyız. Sağlıkta binaya yatırım yapıyorsun, insana yatırım yapacağız. Önceden muayene olamıyordu insanlar Ak Parti’den önce, şimdi muayene oluyor tedavi olamıyor. Bir şey fark etmedi. Doktorun önünden geçip gidiyorsun iki dakikada. Ama tedavi olduğun yok. Bütün bunları masaya yatıracağız.

'GELİR GİDER TABLOSUNA BAKMAMIZ LAZIM'

(İlk icraatlar) Kamudaki ekonomi kurmaylarıyla, kendi ekonomi kurmaylarımı toplayıp ekonomi toplantısı yapacağım. Merkez Bankası’nın durumu… Talimatla yönetilen bir Merkez Bankası değil. Önce buradan başlayacağız. Acil olmayan kamu yaptırımlarını durduracağız. (Orada genelleme yapıyorlar. Acil olmayan derken. Mesela havalimanı?) Yani ona kurmaylar karar verecek. Bir göreceğiz önce. İdeolojik saplantılardan uzak duracağız. ‘Bütün bürokratları görevden alırım’ gibi bir yaklaşımım asla olmaz. O sonraki iş. Gelir gider tablosuna bir bakmamız lazım. Gider fazlaysa iki tane iş var yapılacak. Ya para basacaksınız, ya borç alacaksınız.

'DIŞ GÜÇLER NİYE BATIRMAK İSTESİN?'

450 milyar dolar borç var. Şu mantık yanlış bir mantık. Dış güçler bizi batırmak istiyor. Adamın benden 450 milyar dolar alacağı var. Niye beni batırmak istesin ki. Alacağını alamaz o zaman. Bu 450 milyar doların 320 milyar doları 16 senede Ak Parti döneminde olmuş. Yani millet Ak Parti’ye güvendiği gibi, yabancılar da güvenmiş. Adam bu parasını almak ister, seni batırmak istemez. Erdoğan’la anlaşamadığım yerlerden birisi bu. Sürekli bir üst akıl var. Ona ortak aklı teklif ediyorum. Gel ortak akılla üst aklı yenelim. Neymiş bu üst akıl yani. Merak ediyorum, yok böyle bir şey. Gel bu üst akılı ortak akılla yenelim, ortak akla inanmadığı için üst akla yeniliyor bence.

'ERDOĞAN'IN ÇAĞI BİLMEDİĞİ BELLİ'

Erdoğan Erzurum’da ‘Biz otomobil yapacağız, o hala bisiklete binmeye devam etsin’ demiş. Çağı tanıyamadığı, çağını bilmediği buradan belli. Bir otomobili yapan, iki otomobili yapan robotu yapan, üç robotun yazılımını yapan. Güç kimin? Otomobili yapanın mı, robotu yapanın mı, yazılımı yapanın mı? Güç yazılımı yapanın. Erdoğan hala kaportaya talip, tekerleklere talip, direksiyona talip, şanzımana talip, hala bunlara talipler. 

'ERDOĞAN'IN HİÇ ŞANSI YOK'

(18 yaşında bir genç olsanız, neden Muharrem İnce’ye oy verirsiniz?) Muharrem İnce kavga etmiyor, gelecek vaadediyor, iyi eğitim diyor, uzlaşma diyor, barışma diyor, sosyal devlet diyor, parada pulda gözü yok. (Şu anki genel tablo nasıl?) Erdoğan’la kafa kafaya sonuç alacağımızı düşünüyorum. İlk turda 38 olur 40 olur ama aşan olmaz. İkinci turda hiç şansı yok çünkü oyunu artıracağı yer yok.

'YATIRIMCI GÜVENLİ LİMAN İSTER'

Ekonomi politikaları, güven üstüne kurulmalıdır. Para, yatırımcı güvenli bir liman ister. Türkiye’nin mahkemesine güvenmezse, Türkiye’nin yargısına güvenmezse niye gelsin ki buraya, gelmez. Önce biz güven duyacağız. Önce 81 milyon bizim mahkemelerimize güven duyacak, sonra yabancılar. (Sizin ‘Seçildiğim zaman dolarda hızlı bir düşüş olacak’ söyleminiz var. Ama bunu İngiliz piyasaları, oradaki fon yöneticileriyle konuştuğumuzda 16 yıllık iktidar değişirse dolarda yukarı doğru hızlı bir hareket kesinlikle olur diyorlar.) Hukuk devleti, demokrasi, bağımsız mahkemeler, özgürlükler, Wikipedia’yı açacaksın, passoligi kaldıracaksın, Cumhurbaşkanını eleştiren tweetler atılacak, öğrenciler gerekirse boykot edilecek, polis sabah evinden almayacak. Böyle bir özgürlük ortamında dolar yükselecek, pazarcının bile telefonunun dinlendiğinden şüphelendiği Tayyip Erdoğan döneminde dolar yükselmeyecek öyle mi?. Böyle bir şey olmaz. O zaman ekonomi diye bir bilim yok dünyada demek ki. Olabilir mi mantıklı mı sizce. Bana mantıklı gelmiyor.

'İNGİLİZLER ELLERİNDE BİR TUTSAK VARSA ONUN KALMASINI İSTER'

(Batı’nın ille de Türkiye’de demokrasi olsun diye bir talebi yok. Onların amacı para kazanmak. Bu batıdan uzaklaşmak anlamına mı geliyor?) Ama demokrasiyle ekonomi arasında bir bağ var. Acaba İngilizler 16 yıldır kalanın tekrar kalmasını mı istiyor? Öyle bakmak lazım. Büyük ihtimal öyledir. Ellerinde bir tutsak varsa, onu devam ettirmek isterler. Yani bir emperyalist güç demokratik bir Türkiye mi ister, tek adam mı ister? Tek adam ister. Tek adamı ele geçirdiğin zaman bütün devleti ele geçirirsin. Oysa kuralları işleyen bir Türkiye olursa, sivil toplum bir taraftan mahkemeler, bağımsız yargı, özgür parlamento olursa o devleti ele geçirmek zor olur. Yani İngilizler halifenin olmasını ister. Niye koca Müslüman dünyasıyla uğraşacağına bir halifeyi ele geçirip İslam dünyasını ele geçirir. Yani İngilizler bu konuda ne söylüyorsa tersi doğru demektir.