İyi Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray: En büyük oyu AK Parti tabanından alacağız!

İyi Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray: En büyük oyu AK Parti tabanından alacağız!

CHP'den ayrılıp Meral Akşener öncülüğünde kurulan İyi Parti'ye geçen İzmir Milletvekili Aytun Çıray, "Alternatif olunca milletin tercihi değişir" dedi.

 İyi partinin genel sekreteri ve parti sözcüsü seçilen Çıray, "En büyük oyu AK Parti tabanından alır çünkü AK Parti tabanı içerisinde geçmişte merkez sağ diye tanımladığımız tabanın çok büyük bir oyu var ve onlar İYİ Parti kadrolarının neyi temsil ettiğini gayet iyi biliyorlar" ifadesini kullandı.

AKP'den farklarını Çıray "AK Parti döneminde Türkiye, kişi başı gelir anlamında fakirleşti. Gelir dağılımı iyice bozuldu, hukukun üstünlüğü kaybedildi. Güvenliğimiz yok. Türkiye’de yıllardır bombalar patlıyor. Başımızda PKK diye bir terör örgütü varken, yetmedi; yanlış siyasetleriyle devleti meşru güçlerle yönetmek yerine yanlış kişilerle paralel yürüyerek Türkiye’yi 15 Temmuz hain kalkışmasına kadar getirdiler. Türkiye’nin başında olmayan Suriye siyasetleriyle bir IŞİD terör örgütü belası açtılar. Türkiye’yi bütün çevresiyle küs hale getirdiler. Bütün bunlar zaten farkı oluşturuyor." şeklinde açıkladı.

İyi Parti kimden oy alacak sorusuna Çıray "Yeni parti, dünyadaki bütün örnekleri gibi bir kitle partisi olarak ortaya çıktı. Hedef kitlesi 80 milyon, her düşünceden insan. Türkiye’nin önüne; bugünün şartlarına uygun olarak bir umut, bir heyecan, bir hedef koymak gerekiyor. Bilgi çağına geldik. Türkiye ne yazık ki Sanayi Devrimi’ni es geçti. Biz daha Sanayi Devrimi’ni tamamlamaya çalışırken dünya bilgi çağına girdi. Eğer bu yeni çağa uygun bir yönetim, bir demokratik anlayış ortaya koymazsanız, o zaman Türkiye bu işin içinden çıkamaz. Önce bir durum tespiti, bir hasar tespiti yapalım. Türkiye bugün güvenilmez bir yargıyla yaşıyor. Siyasi gücün bittiği yerde yargının adeta siyasi iktidarın sopası olarak kullanıldığı bir ülke haline geldi. Türkiye bugün emir kumanda ile ekonomiyi yöneteceğini zannedenler tarafından yönetiliyor ve bu her geçen gün ülkeyi daha da fakirleştiriyor. İşsizlik oranı yüzde 13.5’e yaklaştı. Genç işsiz sayısı yüzde 20’yi aştı. Böyle bir ülkede, bu iktidara karşı ciddi bir alternatif koymazsanız şikâyet etme hakkınız da olmaz. Türkiye bir çare bulmak zorunda. “17. ekonomiyiz” diye övünüyorlar. Türkiye, daha 1970’li yıllarda dünyanın 17. ekonomisiydi. 1970’lerin Türkiyesi’ni muhafaza etmeyi önemli bir hadise gibi görüyorlar. Darbelere rağmen, zaman zaman demokrasideki kesintilere rağmen, İkinci Dünya Savaşı’na rağmen, 2002’ye kadar bu ülke ortalama yüzde 5 kalkınma hızı sağlamışken, dünyada hiç olmayacak kadar iyi şartlarda iktidara gelen bu iktidar yüzde 3.5-4 kalkınma hızını zor sağlıyor. O zaman bir yerden buna müdahale etmek gerek." cevabını verdi.

İyi Parti'nini siyasi düşüncesini ise; "Biz; özgürlükçü, demokrat, hukukun üstünlüğünü savunan ve Anayasa’sız Türkiye’yi yeniden hukukun üstünlüğünü sağlayacak bir anayasal devlet haline getirmeyi savunan bir fikir ortaya koyacağız. Daha önce bana İzmir’de “Yelpazenin neresindesiniz?” diye sormuşlardı. “Bazen sağın en solundayım, bazen solun en sağındayım” diye cevap vermiştim. Bu parti böyle geniş bir yelpazede olacak. Aslında 21. yüzyılda bu kavramlarla da insanları tarif etmemek lazım. İnsanlar, “Bireysel hak ve özgürlüklerimi sonuna kadar kullanma hakkını bana verecek misiniz?”, “Kişi başına ortalama gelirimi yükseltecek misiniz?” ve “Gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltecek misiniz?” diye soruyor. Bana yılda ortalama yüzde 6 kalkınma hızı sağlayan projeyi getirenin; ideolojine bakmam. Pragmatik bir partiyim." şeklinde açıkladı.