İzmir Barosu'ndan YSK'ya İstanbul çağrısı!

İzmir Barosu'ndan YSK'ya İstanbul çağrısı!

İzmir Barosu, yerel seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamada, "Yüksek Seçim Kurulu üstüne aldığı vazifeyi hakkıyla yerine getirmek ve ülke genelinde tutarlı ve adil olmak zorundadır" dedi.

İzmir Barosu İstanbul ve yerel seçimler hakkında bir açıklama yayınladı. Muhalefet partisi adaylarının büyük bir çaba ve demokratik yollarla edindiği başarının reddinin, ülke demokrasisinin kaldırabileceği bir yük olmadığının belirtildiği açıklamada, "10 gündür devam eden ve artık bir yıldırma politikası halini alan İstanbul seçimlerine itirazlar hakkında, hukuka ve kanuna uygun kararların verilmesinin tüm demokratik kamuoyunun talebidir" dendi.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Ülkemiz, son 17 yıl içindeki 15’inci seçimini 31 Mart 2019’da yapmış ve 57.093.984 yurttaşımız en temel anayasal haklarından biri olan seçme ve seçilme haklarını kullanmak üzere sandık başına gitmiştir. 

17 yıl içinde yapılan 15 seçimin ikisi hariç tamamında iktidar partisi istediği sonucu almıştır. 2015 yılında, iktidar partisinin mutlak çoğunluğu kaybettiği genel seçimler tekrarlanmıştır. 31 Mart 2019 seçimlerinde ise üç büyük şehirde muhalefet adaylarının kazandığı belli olduktan sonra şaibe iddiası ile İstanbul’da seçimler yenilenmek istenmektedir. Son 17 yılda yapılan hiçbir seçimde iktidar partisi tarafından şaibe iddiası öne sürülmemiştir. Seçimden önce, seçimlerin ne kadar güvenli olduğunu söyleyip henüz oy sayımı sürerken, YSK’dan alınmadığı anlaşılan verilerle, kamuoyunu yanlış yönlendirenlerin, seçimler üzerinde şaibe aramaları trajikomiktir.”

'MUHALEFETİN İTİRAZLARI REDDEDİLDİ'

İktidar partisinin usulsüzlük iddiasını yalnızca İstanbul ile sınırladığının dikkat çekildiği Baro açıklamasında, “İstanbul dışında, Türkiye’nin dört bir yanında, Giresun’da, Muş’ta, Uşak’ta, Zonguldak’ta, Afyon’da ve daha birçok şehirde de kazanan aday ile ikinci olan aday arasında oy farkı son derece düşüktür. Bu fark, bazı yerlerde sadece birkaç yüz oydur. Artvin’in Yusufeli ilçesinde oy farkı 4, Muş’un Malazgirt ilçesinde ise sadece 3’tür. Ancak, bu şehirlerde muhalefet partilerince yapılan itirazlar reddedilmiştir. Yüksek Seçim Kurulu üstüne aldığı vazifeyi hakkıyla yerine getirmek ve ülke genelinde tutarlı ve adil olmak zorundadır” denildi.

'KORKU İMPARATORLUĞU YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR'

Açıklama şöyle devam etti:

“Kendilerine, seslerini duyuracak bağımsız medya organı bile bulmakta zorlanan muhalefet partisi adaylarının büyük bir çaba ve demokratik yollarla edindiği başarının reddi, ülke demokrasisinin kaldırabileceği bir yük değildir. Gerek Anayasa ve gerekse ülkemizin tabi olduğu uluslararası sözleşmelerce korunan seçme ve seçilme hakkının en temel unsurlarından biri özgür seçimler sonucunda yönetici iradenin bir yenisiyle değiştirilebilmesidir. Halk iradesi ile yöneticilerin değiştirilemediği seçimler ancak üçüncü dünya ülkelerinde ve yalnızca göstermelik olarak yapılmaktadır. İnanıyoruz ki; seçim kurullarının, hukuka ve kanuna uygun karar verememelerinin bir sebebi de muktedirler tarafından kamuoyu nezdinde yaftalanma, özgürlüklerinden yoksun bırakılma korkularıdır. Yaratılmaya çalışılan korku imparatorluğundan çağdaş ve özgür bir ülke yaratmak mümkün değildir.  

10 gündür devam eden ve artık bir yıldırma politikası halini alan İstanbul seçimlerine itirazlar hakkında, hukuka ve kanuna uygun kararların verilmesi tüm demokratik kamuoyunun talebidir.”

İstanbul Barosu’na yönelik olarak iktidar partisi sözcüsü tarafından yapılan hedef gösterici nitelendirmelerin kabul edilmediği ve kınandığının belirtildiği açıklamada şu görüşlerle sona erdi:

“İstanbul seçimleri konusunda halkın vicdanı rahattır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de seçimleri oy farkına bakılmaksızın en fazla oy alan aday kazanır. Hukuk ve halkın adalete güveni daha fazla yıpratılmamalıdır. Zira, tarihte, halk iradesinin önünde hiçbir güç duramamıştır. Seçimi kazananlar bellidir. Hukuk bir gün herkese gerekecektir.İzmir Barosu, çağdaş uygarlık hedefiyle sürdürdüğü hukuk devleti ve insan hakları mücadelesinde ülke demokrasisinin yok edilmek istenmesine asla izin vermeyecektir. Tüm yurttaşlarımıza saygıyla duyururuz.”