Kılıçdaroğlu: Bizim bu ülkeye karşı sorumluluğumuz var!

Kılıçdaroğlu: Bizim bu ülkeye karşı sorumluluğumuz var!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da Mahalle Toplantısı'nda konuşuyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da Mahalle Toplantısı'nda konuşuyor.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:

"MEDYANIN YÜZDE 90'I BİR KİŞİNİN ELİNDE"

Bir ülke düşünün yasama, yürütme ve yargı hepsi bir kişinin elinde. Yani o ülkede güçler ayrılığı yok. Bir ülke düşünün özel ve kamu dahi olmak üzere medyanın neredeyse yüzde 90'ı bir kişinin elinde. Medyanın büyük kısmı muhalefete ekranlarını kapatmış durumda.

Böyle bir ortamda sorunları geniş kitlelere duyurma görevi bizim sorumluluğumuzda Bir ülke düşünün kamuda yükselmenin gereği olarak liyakat değil, otoriteye sadakat ve rantiyecilik esas alınıyor. Deneyimi olan bir kişinin yükselme şansı yok.

Bir ülke düşünün barış istediler diye yüzlerce akademisyenin unvanı ellerinden alınıyor, bilimsel faaliyetlerine engel olunuyor. İşleri ellerinden alınıyor.

Bir ülke düşünün yüzü aşkın gazeteci hapiste. Tahliye edilen yüzlerce gazeteci ise mesleklerine geri dönemeyecek şekilde ötekileştiriliyor.

Bir ülke düşünün devleti yönetenler harcamaların hesabının halka vermiyor. YAptıkları harcamaları bırakın halkı, bu ülkenin meclisi bile bilmiyor.

Yaşanan en ağır krize rağmen iş dünyası korkudan eleştiri yapamıyor. Çünkü o ülkede hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok.

HSK hakim ve savcılara karar vermeden önce bize danışın diyebiliyor. Siyasal gücü ve parasal gücü olanlar yargılanmıyor. Bir ülke düşünün vekilleri tutuklu, belediye başkanları görevden alınıyor.

Herkesin telefonları dinleniyor ve konuşmalar tek bir kişiye servis ediliyor. Bir ülke düşünün o ülkede bir cinayet işleniyor. Ve o cinayetin kayıtları otoritenin elinde olmasına rağmen ellerini kollarını sallayarak çıkıyor. Bir ülke düşünün o ülkenin muhalefet liderinin eleştirilerine tahammül edilemiyor. Yüksek tazminat davaları açılıyor, dava öncesi hakimler değiştiriliyor. Onların feriştahı gelse yolumuzdan döndüremeyecekler.

"MUSTAFA KEMAL VE SİLAH ARKADAŞLARINA KARŞI SORUMLULUĞUMUZ VAR"

16 yıllık bir iktidar döneminde eğitim programını tam 11 kez değiştiriliyor. Çocuklar denek olarak kullanıyor. bu gerçeklerden yola çıkarak kamuoyunu aydınlatacağız. bizim onlar gibi medyamız yok, satın aldığımız kalemlerimiz yok. Biz eleştirilmekten de yüksünmeyiz. Herkesin düşüncesi bizim için değerlidir. Onlar bu tabloyu dayattılar. Bu tabloyu değiştirecek olanlar bizleriz. Bizim bu ülkeye karşı, Mustafa Kemal'e karşı, silah arkadaşlarına karşı sorumluluğumuz var.

Bütün gerçekleri sokak sokak, ev ev anlatmak zorundayız. Bu bizim yükümlülüğümüzdedir. Önümüzde yerel seçimler var. Yerelde demokrasiyi inşa ederek ilerleyeceğiz. Bakın İstanbul'da İstanbullu nefes almak için CHP'li belediyelerin olduğu yere geliyor. Ve insanlar rahat ve özgür gezerler. Hiç bir zaman dayanışma kültürünü reddetmemiştir. Şimdi bunu Türkiye geneline yaygınlaştırmak görevimizdir.

GENÇLİK VE KADIN KOTASINA UYACAĞIZ

Biz gençlerin önünü açmak, kadınların siyasette daha aktif rol alması için çalışmak zorundayız. Biz bu seçimlerde de gençlik ve kadın kotalarına aynen uyacağız.

CHP'li olmak kolay bir olay değildir. CHP'li olmak yürek ister, akıl ister, bilek ister.

CHP'li olmak demek toplumun her kesimini kucaklayan kişi demektir. CHP'li olmak demek kadın-erkek eşitliğine inanmak, bütün inançlara saygılı yaklaşmaktır. CHP'li olmak demek toplumun bütün değerlerine saygı duymak, yurtta ve dünyada barışı savunmak demektir.

"CHP'Lİ OLMAK DEMEK BİREYSEL ÇIKARLAR PEŞİNDE KOŞMAMAK DEMEKTİR"

CHP'li olmak demek alınterinin değerini bilmektir, örgütlü toplumdan yana olmak demektir. CHP'li olmak demek düşünce özgürlüğünden yana olmak, her kuruşun hesabını vermek demektir. Çünkü CHP'li olmak demek bireysel çıkarlar peşinde koşmamak demektir.

"İSTANBUL'U YAŞANABİLİR BİR KENT YAPACAĞIZ"

16 yıldır İstanbul'u yönetiyorlar. "Biz İstanbul'a ihanet ettik" diyorlar. İstanbul'un böğrüne saplanan hançeri söküp almak da bize nasip olacaktır. İstanbul, sana ihanet edenlerden hesap soracağız. Rant için insanları sürdüler, yerlerinden yurtlarından ettiler. Yandaşlara kaynak aktardılar. Biz İstanbul'u yaşanabilir bir kent yapacağız. İstanbul'un Paris'ten ne eksiği var.

Zor koşullarda mücadele etmek bize yakışır. Yetimin hakkını sormak bize yakışır. Biz bu görevi onurumuzla yapacağız. O nedenle mahalle sorumlulurı mahallenize iyi bakacaksınız. Bunu da iyi anlatacaksınız. Onlar gibi bizim yüzlerce televizyon kanalımız yok, gazetemiz yok. Bizim bir gücümüz var, akıl gücümüz, yürek gücümüz var. Bu bize yakışır. Çünkü biz Mustafa Kemal ve arkadaşlarının verdiği Milli Mücadele'nin takipçileriyiz.

Ve inşallah yerel seçimlerde İstanbul'da o hançeri çıkaracağız. İstanbul'u 5 yıl içinde dünyanın imrendiği, en önemli metropollerinden biri haline getireceğiz. Her sorununu biliyoruz, nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Rant için gelip köşeyi dönenlerin nasıl uzaklaştırılması gerektiğini de biliyoruz. Eski kısır tartışmaların dışında yerel seçimlere hepimiz odaklanacağız. Vatandaşımız bunu bekliyor.

Herkes şunu söyleyin bu ülkede CHP olduğu sürece bu ülkede kimse demokrasinin önüne engel koyamaz. O engelleri yıkıp geçmek bizim namus borcumuzdur. Eğer bizler bu görevi yaparsak herkese karşı borcumuzu öderiz. AKP'li kardeşlerime de seslenmek istiyorum. Onlar da şikayetçi. Onlar da geçinemiyorlar, onlar da perişanlık içindeler. 16 yılda ne yaptılar? Eti bile gramla alır hale geldi ülke.

"ONLARIN SARAYI BİZİM MÜTEVAZİ EVLERİMİZ VAR"

Saraylarda yaşıyorlar, yazlık sarayları var, kışlık sarayları var, uçan sarayları var. Bizim mütevazi evlerimiz var, alınterimizle aldığımız evlerimiz var. İsrafa izin vermeyeceğiz. O nedenle AK Parti'li arkadaşlarıma da sesleniyorum sen ne istedilerse verdin şimdi sıra sende şimdi sıra geldi ders vermeye.

Gerçek Gündem