Kılıçdaroğlu İnce’ye “Hayır…” diyecek

Kılıçdaroğlu İnce’ye “Hayır…” diyecek

Kılıçdaroğlu, yerel seçimlere dair açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mart 2019'da yapılacak yerel seçim için İYİ Parti ile kurulması planlanan ittifak için "İYİ Parti'nin çok oy aldığı yerlerde, İYİ Parti adayına bizimkiler (CHP) destek verebilirler. Oturur konuşurlar, destek verirler; ona göre, Başkan İYİ Partili, başkan yardımcılarından birisi de CHP’li olur" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'ya konuştu.

Yerel seçimlerle ilgili olarak "Gerçekten halkın sempatisini topluyorsa AK Parti’den birisi de CHP iyi bir aday gösteriyorsa gelip oyunu ona verebiliyor" diyen Kılıçdaroğlu, iktidar cephesinde bu nedenle bir 'panik havası göründüğünü' iddia etti.

Muharrem Sarıkaya'nın yazısı şöyle:

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ile ittifak konusunda kararlı.

Bu arada şunu da belirtmeliyim İYİ Parti lideri Meral Akşener de “İttifakı bozan olmam, ama İYİ Parti’ye oy veren 5 milyonun oyunu da savunurum” noktasında…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’nin tekrar ittifak konusunu ele almak için bugün buluşmaya karar verdiği dün CHP lideri Kılıçdaroğlu ile bu konular üzerinde konuştuk.

Önce bugün Erdoğan ile Bahçeli arasındaki buluşmaya dikkat çekerek söze girdi…

“Bizim yaptığımız iş birliği atağının paniği” diye yorumlayıp ekledi:

“İttifak konusunda daha önce de söylediğim gibi… Yerel aday çok önemli… Gerçekten halkın sempatisini topluyorsa AK Parti’den birisi de CHP iyi bir aday gösteriyorsa gelip oyunu ona verebiliyor...”

İktidar cephesinde bu nedenle bir “panik havası gördüğünü” bir daha vurgulayıp devam etti:

“Ne kadar korkarlarsa korksunlar, telaşlanırlarsa telaşlansınlar bu seçimde kaybedecekler. Onlar da görüyor bunu İstanbul’un, Ankara’nın hiçbir sorununu çözmediler. Bunların yönettiği ama herhangi bir sorununu çözdüğü yeri gösteremezsiniz…”

Büyük şehirlerde “sorunların daha arttığını, derinleştiğini” de vurguladı, “Kendileri itiraf ediyorlar İstanbul’a ihanet ettik diye” anımsatmasında bulunup devam etti:

“Dışarıdan gelenler ihanet etmediğine göre kendileri ihanet ettiler. Dolayısıyla biz hep söylüyoruz İstanbul’un bağrına saplanmış olan ihanet hançerini çekip çıkarmak bizim görevimiz…”

MODELİN ÖZETİ

Bu aşamada İYİ Parti ile oluşturmaya çalıştıkları iş birliği diye tarif ettikleri ittifak için kendisinin nasıl bir model öngördüğünü sordum.

Yanıtı aynen şöyle oldu:

“Tabi ki sandıkta ittifak, en güçlü ittifaktır. Yerelde adaylar, partililer birbirlerini daha iyi tanıyorlar. Kimin hangi koşullarda destekleneceğine onlar daha iyi karar verebiliyorlar. Bu milletvekili seçimi değil, her belediye seçiminin kendine özgü koşulları vardır. İYİ Parti'nin çok oy aldığı yerlerde, İYİ Parti adayına bizimkiler (CHP) destek verebilirler. Oturur konuşurlar, destek verirler; ona göre, Başkan İYİ Partili, başkan yardımcılarından birisi de CHP’li olur. Belediye Meclisi’nde oturup kendi aralarında karara varırlar…”

Geçen seçimde “ittifak konusunun konuşulmadığı dönemlerde dahi seçmenin büyük kısmının sandıkta doğal ittifakı oluşturduğunu” belirtti.

Örnek olarak geçen seçim Adana ve Mersin’de CHP seçmeninin “AKP gelmesin diye MHP’li adaya Büyükşehir’de oy verme yoluna gittiğini” hatırlattı ve ekledi:

“Bunları engelleyemezsiniz. Tepede biz oturup da katı kurallara bağlı bir şey belirleyemeyiz…”

Bu aşamada şu soruyu yönelttim:

“Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir’de aday gösterilmesi konusundaki kişisel kararlılığınız devam ediyor mu?”

Yanıtı aynen şöyle oldu:

“Benim sevdiğim, saydığım başarılı bir belediye başkanı...”

DEMİRTAŞ KARARI

HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında AİHM’in uzun tutukluluk nedeniyle serbest bırakılmasına yönelik kararı ile ilgili olarak da Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Dünyada hukuk devletine saygılıyız… Hukuk devletine saygılı yönetim var algısını yaratmak istiyorsak, AİHM kararına uymamız lazım; uyuyoruz da zaten. Veya onun karşılığında tazminat ödeniyor. Dolayısıyla kararın içeriğini görmeden, bilmeden bir şey diyemem. Ama gönül isterdi ki bu kararı Anayasa Mahkemesi verebilsin; öncelikle görüşüp bir hukuksuzluk, haksızlık varsa önce o ortaya koyabilseydi...”

Kılıçdaroğlu ile sohbetimiz bu noktada sonlandı…


***

İnce’ye “Hayır…” diyecek

Kılıçdaroğlu’nun yanından ayrıldıktan sonra başka bazı konularda yakın çevresine söylediği yaklaşımlar hakkında da bilgi sahibi oldum.

Bunların başında da muhtemelen bugün görüşeceği CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile İstanbul adaylığı üzerinde yapacağı görüşme geliyor.

Aktarıldığına göre, Kılıçdaroğlu yakın çevresinin, “Muharrem İnce talep ederse İstanbul için aday gösterir misiniz?” sorusuna kesin bir dille “Hayır…” yanıtı vermiş.

Gerekçelerini de sıralamış…

Hatta kendisiyle bu konu üzerinde görüşmek isteyen çevrelere Kılıçdaroğlu aynen şunları söylemiş:

“Muharrem (İnce) Bey Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 16 Nisan referandumunda elde ettiğimiz sonucu yakalayabilseydi, İstanbul’da kendisini hemen aday gösterirdik; hiçbir tereddüdümüz de olmazdı. Ama o oranın çok altına düştü…”

Yakın çevresi dedi ki, “Eğer İnce ile görüşme (bugün) gerçekleşirse kendisine aktaracak…”


***

Lokal ittifak

CHP ile İYİ Parti arasında görüşmeleri devam eden, AK Parti ile MHP arasında da bugün yeniden başlayacak ittifak görüşmelerinden nasıl bir sonuç çıkar…

CHP-İYİ Parti görüşmelerinin zorluklara rağmen sınırlı da olsa bir noktada buluşmayla sonuçlanması muhtemel…

Şunu baştan belirteyim, CHP TBMM’nin ikinci büyük partisi olarak bir ilde aday göstermeme gibi yöne gitmeyecek; bu konuda kesin kararlı.

Benzer yaklaşım İYİ Parti’de de söz konusu; Adana, Mersin, Manisa’da kendi adaylarının desteklenmesini kesin istiyor…

Dikkat çeken, AK Parti ile MHP arasında devam eden müzakerelerin temelinin de bu 3 vilayeti kapsıyor olması…

İktidar tarafına sonra gelmek üzere, CHP ile İYİ Parti’de bu yaklaşım olduğuna göre iş birliği nasıl sağlanacak?

Üzerinde durulan, birinin düşük profilli bir aday göstermesi yönünde.

Ancak, CHP tarafı “Bizim özellikle Adana, Mersin ve Manisa’da oylarımız çok yüksek” dedikten sonra şu noktaya dikkat çekiliyor:

“Biz buralarda düşük profilli bir aday çıkarsak bile sonuçta seçmen gidip CHP amblemine oy verirse o zaman da seçimi kaybederiz” yaklaşımında.

ÖTEKİNE DAHA FAZLA

Üzerinde durulan ise o büyükşehirde en yüksek oya sahip olanın önderliğinde eş başkan modeline uygun bir yapıya gidilmesi.

Yani her ne kadar Büyükşehir adayı bir partiden gösterilse de onun yanındaki diğer partinin adayının eş değer tutulması ve başkan yardımcısı olarak eş yetkiyle donatılması…

Belediye meclislerinde de başkan yardımcılığını alana daha fazla üyelik tanınarak eşitliğin sağlanması…

SÖYLEM DEĞİŞTİ

Benzer yaklaşım AK Parti içinde de söz konusu…

İki hafta öncesine kadar MHP ile ittifak konusunda isteksiz havanın olduğu AK Parti’de bugün için tersine bir yaklaşım hakim...

Hatta daha önce “olmasa dahi iyi” diyenler, dün itibarıyla söylemini ve üslubunu “olsa daha iyi olur” şekline dönüştürmüş.

MHP ile ittifaktan beklenilen bazı büyük kentlerde birlikte hareket etmeye odaklı “lokal ittifak” oluşturmak.

Yani, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya’da büyükşehirde MHP’nin AK Parti’ye desteği karşılığı, AK Parti’nin de bu bölgelerin merkez ilçelerinde MHP adaylarına destek vermesine odaklı bir formül öneriliyor.

MHP ise bu yaklaşıma “Eğer bizden bir talep varsa empati yapılıp, benzer şeyleri onların da bize önermesini bekleriz” yönünde yanıt veriyor.

Yani, İstanbul, Ankara, İzmir’de eğer destek isteniyorsa, aynı desteğin Adana, Mersin ve Manisa’da MHP’ye gösterilmesini bekliyor.

LİDERLER BİLİYOR

AK Parti içinde bir grup, “Neden olmasın” bakışında ancak bir başka grup bunun yaratacağı oy düşmesinin getirdiği sonuçlara da bakmak gerektiğinin altını çiziyor.

Eğer bir ittifak yapılacaksa bunun bazı illerle sınırlı kalması, diğer bölgelerde ise herkesin kendi adayıyla yarışması öngörülüyor.

Bir sonuç getirir mi?

Başta da belirttiğim gibi bunlar kurmayların görüşleri…

Daha önemlisi liderlerin bugün nasıl bir zeminde ve hangi model üzerinde ittifak konuşacağı bilgisine hiçbiri sahip değildi…