Kılıçdaroğlu: Dava açın diyorum, kimse cesaret edemiyor

Kılıçdaroğlu: Dava açın diyorum, kimse cesaret edemiyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırklareli'nde konuştu...

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:

Bunun adı yapılandırma değil, biz doğru bulmuyoruz. Çiftçi ödeyebilecekse taksidini bunun adı yapılandırmadır. Ödeyemiyorsa yapılandırma olur mu?

-Çiftçi toprağını satıyor, Trakya'nın en büyük sorunu budur. Bakıyor zarar ediyor, satıyor. Bugün Trakya'nın topraklarının bir kısmı bilinçli olarak belirli çevreler tarafından satın alınıyor. Devletin bu konuda sağlık ve tutarlı bir politika yapması gerekiyor. Çiftçinin sadece karnı doymamalı, hayat standartı da yükselmeli. Herkesin hayat standartı yükselirken çiftçinin neden yükselmiyor? O zaman iki sınıflı bir toplum oluruz. Bütün yükü sırtlayanlar çiftçiler.

ÇİFTÇİYE DAVA ÇAĞRISI

Çiftçi 81 milyon vatandaşı doyuruyor, onun üstlendiği görevi kimse üstlenmiyor. Onun için Gazi Mustafa Kemal çiftçi milletin efendisidir demiştir. Çiftçimiz anayasal haklarını bilmiyor. Anayasa açıkça ihlal ediliyor. Anayasa diyor ki çiftçiyi koruyacaksın. Gereği yapılıyor mu? Yapılmıyor. Her şeyden önce anayasal hakkınızı isteyeceksiniz. Kanun uygulansa 188 milyar lira tarıma destek verilmesi lazım. Yapılan destek fiilen 88 milyar lira... 100 milyar liralık alacağınız var. Dava açın diyorum, kimse cesaret edemiyor.

Şu ana kadar uygulanan politika bilinçli olarak uygulanıyor. Öyle "sene kurak geçti" falan değildir. Bu politikanın sonucu ne oldu? 48 milyon ton buğday ithal ettik. 15 milyon ton mısır ithal ettik. 5 milyon ton pirinç ithal ettik, 12 milyon ton pamuk ithal etti. 72 milyar dolarlık tarımsal hammadde ithal ettik. 189 milyar dolar ödedik. Bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum. 189 milyar doları bizim çiftçiye ödeseydiniz bizim çiftçimiz sadece ülkeyi değil bütün Avrupa'yı doyururdu. Önümüzdeki yıl Türkiye açlıkla karşı karşıya gelirse kimse şaşırmasın.

Tarımda sağlıklı planlama gerekiyor. Şu kadar buğday ekilecek, şu kadar mısır, şu kadar mercimek... Bölgenin özelliklerini dikkate alırsınız. 1 sene önceden belli olacak her şey. Herkes mısır ekerse herkes zarar eder, herkes buğday ekerse herkes zarar eder. Bir çiftçinin zararı, milli zarardır. Sağlıklı, tutarlı bir planlama lazım. Hiç kimsenin zarar etmeyeceği, Türkiye'nin kazanacağı bir planlama olmalıdır.

Asıl faturayı seneye ödeyeceğiz. Karşılığını alamazsa çiftçi nasıl ekecek? Tarımda kendi kendine yeten bir ülkeydik. Bugün ithalat olmazsa açız. Bugün "tefeci milletin efendisidir." Geldiğimiz nokta budur, toplumun efendisi tefeciler... Borç alan emir alır. 

"KRİZ EVİN MUTFAĞINDA"

İki yapılı bir topluma doğru gidiyoruz. 1-Sarayda yaşayanlar ve onun çevresi. 2-Halk. Sarayda yaşayanlar huzur içinde, hepsinin keyfi yerinde. Kriz yok diyorlar, Sarayda nasıl kriz olacak? Kriz vatandaşta, evin mutfağında.

3.HAVALİMANI İŞÇİ DİRENİŞİ

İşçiler dediler ki bize haklarımızı verin. 24 işçi şu an hapiste. Hakkını istediği için şu an hapiste. Tahtakurusu var, temizleyin dedikleri için hapisteler. Revir sorunumuz var dedikleri için hapisteler. 6 aylık maaşını alamayanlar var, ödeyin dedikleri için hapisteler. Bu ülkede adalet yoktur, adaleti beraber sağlayacağız, birlikte mücadele edeceğiz.

UÇAN SARAY KONUSU

10'un üstünde uçağı var. Bir ülkenin cumhurbaşkanı iyi bir uçağa binsin mi? Binsin tabi. Ülkenin parasıyla alınması lazım o uçağın. Hiçkimse Türkiye'nin onuru ve haysiyetiyle oynayamaz.

Şimdi ben size neyi anlatayım? Çiftçinin içinde bulunduğu duruma bakın, saraydaki duruma bakın. Saray ve etrafındakiler Lale Devri'ni yaşıyor. Uçak istiyorsan biz sana alalım, elin uçağında ne işin var. Katar Emiri bize bir şey yapmak istiyorsa öğrenci yurdu yapsın. Binlerce öğrenci yurt arıyor.