Hanks, her bireyin kişisel tercihini ortaya koymasının, seçimden önce oyunu vermesinin gerektiği bir zaman olduğunu belirtti.

Ocak ayında gösterime girecek 'The Post' filmi, Washington Post gazetesinin efsanevi eski genel yayın yönetmeni Ben Bradlee'nin 1971'de Vietnam Savaşı ile ilgili devlet sırlarının ifşasını içeren Pentagon Belgeleri'ni yayımlamasının ardından dönemin ABD Başkanı Richard Nixon tarafından tehdit edilmesini konu alıyor. Steven Spielberg'in yönettiği filmde Meryl Streep ile başrolleri paylaşan ve Bradlee'yi canlandıran Tom Hanks, The Hollywood Reporter'ın sorularını yanıtladı. ​Muhabirin Trump'ın Beyaz Saray'da filmin gösterimi için davette bulunması halinde gidip gitmeyeceğini sorması üzerine ''İlginç bir soru. Gideceğimi sanmıyorum'' diyen Hanks, şöyle devam etti:

'NEONAZİLERİN MEŞALELİ GEÇİT YAPTIĞI BİR ÜLKE HALİNE GELDİK'

''Kasım 2016'da (ABD başkanlık seçiminde) işlerin böyle gideceğini düşünmüyordum. Charlottesville'de Neonazilerin ellerinde meşalelerle geçit yaptığı, Navajo şifre geliştiricilerinin önünde Pocahontas şakalarının yapıldığı bir ülkede yaşayacağımızı ben o zaman tahayyül edemedim.''

'SİPERLERE GİRME ZAMANI'

Trump'ın ananakım medya ile tutuştuğu savaşta hedeflerinden biri Washington Post gazetesi iken Hanks, davete icabet etmeme kararını ABD Başkanı'nın ifade özgürlüğüne ilişkin anayasanın 1. ek maddesine yönelik saldırılarıyla gerekçelendirdi. Eşcinsel hakları savunucusu ve çevreci yanıyla da tanınan aktör, ''Ne zaman siperlere girileceğine her bireyin kendisinin karar vermesi gerekir. An gelir, kişisel tercihlerimiz, kişisel görüşlerimizi yansıtır. Aslında seçimden önce oy vermemiz lazım. Ben de muhtemelen gitmemekten yana oy kullanırım'' dedi.