Muharrem İnce neden aday olduğunu YURT'a anlattı!

Muharrem İnce neden aday olduğunu YURT'a anlattı!

CHP Genel Başkanlığı'na yeniden aday olan Muharrem İnce, neden böyle bir tercihte bulunduğunu YURT gazetesine açıkladı. YURT Ankara Temsilcisi Mehmet Yurtseven’e konuşan Muharrem İnce, “Neden aday oldunuz?” sorusuna “Ben daha önce aday olduğum Kurultay’da partim için, Türkiye için bir iddia ortaya koydum ve bunun iktidarla sonuçlanan uzun bir yolculuk olduğunu söyledim. Şu anda bunun gereğini yapıyorum” diye cevap verdi.

İşte Muharrem İnce'nin  YURT Ankara Temsilcisi Mehmet Yurtseven’e verdiği röportaj:

-Size temel bir sorum olacak, neden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığına yeniden aday olma ihtiyacı duydunuz?

Ben daha önce aday olduğum Kurultay’da partim için Türkiye için bir iddia ortaya koydum ve bunun iktidarla sonuçlanan uzun bir yolculuk olduğunu söylemiştim. Şu anda bunun gereğini yapıyorum.

Aday oldum. Çünkü, büyük uzlaş- masını kaybetmiş kutuplaşmış, birlikte yaşama arzusu kaybolmuş bir Türkiye var. Türkiye’nin büyük uzlaşmasını Cumhuriyetçi kamu anlayışı temelinde yeniden kurmak, Türkiyemizi, Cumhuriyetimizi, Demokrasimizi, Özgürlüklerimizi yeniden kazanmak, hatalarımızı onarmak ve daha iyisini yapmak için aday oldum.

Aday oldum çünkü, mevcut ekonomik sorunlarımızı aşarak, kalkınmamızı insanı gelişmişlik ölçütlerine göre gerçekleştirmek, gelir dağılımını dü- zeltmek, dolaylı vergilerin oranını gelişmiş ülkeler düzeyinde tutmak, tarım alanında yeniden kendimize yeten bir ülke olmak için, sattığının, aldığından daha fazla olduğu bir ülke olmak için, ekonominin bütün aktörlerine hukuki güvenceler sağlamak için, bizden olanların ya da olmayanların değil üretenlerin ve çalışanların yanında olmak için adayım.

Aday oldum çünkü Türkiye’nin büyük uzlaşmasının temelini bağımsız, hukukun üstünlüğüne göre hareket eden bir yargı düzeni kurarak sağlayacağız, insan haklarını her alanda gözeten bir ülke olmak için, adaletine güvenilen, sığınılan bir ülke olmak için adayım.

Aday oldum. Çünkü, bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Ve şunu bilmeliyiz yenilenme zamanını atlayan, gerekli yenilenmeyi zamanında yapamayan bir partinin başarı elde etmesi mümkün değildir

-‘CHP’de Genel Başkanlık değil yönetim sorunu var deniliyor’ siz ne düşünüyorsunuz?

Genel Başkan sorununun olmadığı yerde yö- netim sorunu olmaz. CHP Tüzüğü Genel Başkana inanılmaz yetkiler vermekte. Adeta tek yetkili. Yönetim anlayışını, bu anlayışa uygun kişileri kendisi belirlemekte. Her defasında değiştirmek zorunda kaldığı Genel Başkan Yardımcılarını kendisi belirlemekte. Partiyi partililer yönetir. Oysa bizde dışarından transfer edilmiş, yaşamlarında CHP’nin kenarından geçmemiş insanlar yönetici olabilmekte.

-Genel Başkanla görüştünüz. Görüşme sonrasında yaptığınız açıklamadan anlıyoruz ki Genel Merkez Yönetimi tarafından kurultay delegelerine baskı yapılmış. Bu baskılar nasıl olmakta?

Benim birinci önceliğim partimdir. Hiçbir şekilde partimin zarar görmesini istemem. Türkiye olarak, adamın adamı olma zihniyetinden, özgür irade sahibi olamamaktan büyük bedeller ödemekteyiz. Bizim Kurultay delegelerimiz özgürce karar vermelidirler. Çünkü onların kararları, sadece bu partiye gönül verenleri etkilemeyecek, bütün Türkiye’yi ve geleceğimizi etkileyecek.

1. İllerde il başkanları üzerinden delegelere baskı yapılıyor. Genel merkez yöneticileri il başkanlarını arayıp, genel başkanı aday gösteren imzaları getir diyor. İl başkanları onları topluyor, imzalayın diyor. Beni genel merkez karşısında örgütüne sahip çıkamamış biri durumuna dü- şürmeyin diyor. Daha önemlisi delegeler parti içinde ilçe başkanıysalar veya bu görevde olanların yakınlarıysalar, kendilerinin görevden alınacakları tehdidinde bulunuyorlar. 2. Delege bir belediye çalışanıysa işine son verilmekle tehdit ediliyor. Benim söylediğim şudur, Türkiye’de nelerden yakınıyorsak, parti içinde onu yapmamalıyız. Siz parti imkânlarıyla aday oluyorsunuz, ben kendi imkânlarımla aday oluyorum. Siz partinin gü- cünü kullanarak, insanlara ulaşıyorsunuz, ben ise elde telefon tek tek arayarak ulaşıyorum. Türkiye’de devlet imkânlarının iktidar tarafından kullanılmasına nasıl karşıysak, parti imkânların kullanılmasına da karşı olmalıyız. Valilerin seçim yardımı yaptığı ülke olmaktan şikâyetçi olmuş isek, İl Başkanları bulundukları ilde seçildikten sonra bütün partililerin il başkanıdır. Kendini seçenlerin il başkanı gibi davranmalarını kabul etmemeliyiz. Özellikle bazı belediye başkanlarının, örgüt üzerinde belediye üzerinden kurduğu saltanatı kabul etmemeliyiz. Örgütün gücü, örgüte karşı kullanılamaz.