Sarıgül'ü bir de böyle okuyun: Rüşvetin belgesi!

Sarıgül'ü bir de böyle okuyun: Rüşvetin belgesi!

Ergün Poyraz

Mustafa Sarıgül’ün de adının karıştığı, kaçak inşaat, rüşvet, mafya ilişkilerinin medyada patlak vermesinin ardından CHP bir araştırma komisyonu kurdu. İstanbul milletvekilleri Mehmet Ali Özpolat, İsmail Atalay ve Sırrı Özbek’ten oluşan komisyonun olaylarla ilgili hazırladığı rapor, dehşet verici değerlendirmeler içeriyordu. Bu rapor, “Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı” adlı kitap da yayımlandı. Kitabın en önemli özelliği Sarıgül hakkında başucu kaynak olması özelliği taşıması ve CHP Genel Başkanlığı’na aday olmadan çok kısa bir süre önce yayımlanmasıydı. Kitap seçimden önce tüm delegelere dağıtıldı. Okuyan dudaklarını ısırdı.

Rahatça denilebilir ki; Sarıgül, CHP Genel Başkanlığı seçimlerini bu kitap nedeniyle kaybetti.

‘’Şişli Belediyesi'ndeki yasalara aykırı uygulama ve işlemlerle ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulunca başlatılmış olan soruşturmaya ilişkin Müfettiş Rıdvan Aydın tarafından hazırlanmış olan raporun kimi hükümleri, 23 Ağustos 2004 tarihli Nokta dergisinde yayımlanmıştır. Bilahare Milliyet gazetesinde de konu Mustafa Sarıgül ile ilgili iddialar olarak kamuoyuna duyurulmuştur.

Raporda yer alan konular, ötelenemeyecek kadar önemli ve ürperticidir. 11 Şubat 2004 yılında Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Bayram Özata’nın mafya usulü ile bacağından silahla yaralanması üzerine emniyetçe başlatılıp derinleştirilen inceleme ve sorgulamalar, şaşırtıcı gerçekleri su yüzüne çıkarmıştır.

Şişli Belediyesi'nde organize bir suç örgütü ile karmaşık ilişkilerin varlığı ortaya çıkmış, imar uygulamalarında parasal çıkar sağlamak ve rüşvet alıp vermek için tehdit, şantaj, şiddet ve adam vurma yollarına başvurulduğu anlaşılmıştır.
Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Osman Arslan’ın da arasında bulunduğu sanıklar hakkında ‘’Çıkar amaçlı suç örgütü’’ kurmak suçunu işledikleri gerekçesi ile ceza davası açılmıştır.

Cumhuriyet Halk Partisi, 28 Mart 2004 seçimlerinden önce ‘’Dürüstlük, saydamlık, hesap verme, hesap sorma, temel ilke olacaktır. Yasalara aykırı davranışlara ve rüşvet kanallarının çalışmasına asla izin vermeyeceğiz’’ taahhüdü ile halktan oy istemiştir. Cumhuriyet Halk Partili adaylar söz veriyor belgesini kamuoyuna duyurmuştur.

Şişli Belediyesi'nde gerçekleştiği savcılığa sunulan belgelerle belli olan rüşvet ve yolsuzluk iddiaları karşısında Cumhuriyet Halk Partisi, çalışma ilkelerine, siyasal yaşam ve yerel yönetim anlayışı doğrultusu ve ahlaki değerleri ile bağdaşmayan konuya, gereken duyarlılığı göstermek mecburiyetindedir.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin bugünkü yöneticileri yolsuzluk ve rüşvet konusunda ne düşündüğünü ne yapacağını, daha 2 Kasım 2000 tarihinde Genel Sekreterlik Genelgesi ile örgüte ve kamuoyuna duyurmuştur.

Anılan Genelgede;

‘’Son günlerde ülkemiz ve toplumumuzun gündemi yolsuzluk bilinçli olarak batırılan ve içleri boşaltılan banka rezaletleri, haksız kazanç elde edenlerin iç karartıcı görüntüleri oluşturmaktadır. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırmalar, siyaseti de kamu yönetimini de kirletmeye, insanlarımızı umutsuzluğa sevk etmeye başlamıştır. Her görevde, her çalışmada, her aşamada ve siyasette ahlakı, erdemi, ötelenemez ön koşul olarak benimsemek, dürüst siyaset, dürüst yönetimi ön planda tutmak CHP’nin ve CHP’lilerin temel hedefidir. Temiz toplum ahlaklı ve erdemli yönetim hedefine varılmasında devlet ve ülke yönetiminde dürüstlüğün, ülke çıkarını kendi çıkarının üstünde tutan anlayışın adresi olan CHP, her zaman olduğu gibi bugün de duyarlılığını ödün vermeden, sapmadan koruma kararlılığındadır’’.

CHP Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Deniz Baykal’ın başkanlığında yukarıda altı önemle çizilen konuları görüşmüş ve yolsuzluk yaptığı ve haksız kazanç elde ettiği, rüşvete veya bu tür işlere bulaşan kişiler ve kuruluşlarla işbirliği içinde olduğu belirlenen her kademedeki CHP üyeleri ile yerel yönetimlerdeki başkan ve meclis üyelerinin CHP ile ilişkilerini derhal kesmelerine, istifa ederek bulundukları görev yerlerini boşaltmalarına, bunu yapmadıkları takdirde haklarında en çabuk, en hızlı yoldan gecikmeden her türlü, yaptırım ve disiplin uygulamasına oy birliğiyle karar vermiştir’’ demiştir.

Şişli Belediyesi ile ilgili olarak yolsuzluk, rüşvet ve haksız kazanç elde etme iddiaları duyurulunca, CHP Merkez Yönetim Kurulu vakit geçirmeden konunun ve iddiaların incelenmesi gerektiğini vurgulamış ve bunun için bir komisyon kurulmuştur.

Komisyon sadece savcılığa intikal eden hususları değil, soruşturmaya konu olmamış ve fakat kamu vicdanını sızlatan diğer çarpık imar uygulamalarını rüşvet ve yolsuzluk olaylarını da incelemiştir. Örneğin, aşağıda daha ayrıntılı olarak incelenecek olan bir olayda 31 Aralık 1998 tarihli yapı ruhsatına 21.11.2002’de tadilat projesi verilmiştir. Yasanın hükmü çiğnenmiş temdit, yapı denetimine sokulmamıştır. Tadilat projesi ile rezidans, otel ve sinemalar eklenmiş, Büyükşehir Belediye Meclisi'nden onay alınması gerekirken alınmamıştır. İnşaatta en az 90.000 metrekarelik fazlalık oluşmuştur. Bu proje ile gerçekleştirilen inşaattaki daireler, (200.000-1.500.000 arası) dolar fiyatla satılmıştır. 179 konutun satımından elde edilen rant, yüz milyon dolarlı meblağlara varmıştır.

Yine Emniyet Müdürlüğü'nün telefon dinlemeleri ile ulaşılan fevkalade önemli bir olay da; savcılık dosyasındaki bilgi, belge, sanık ve tanık ifadelerinde Şişli Belediyesi'nde görevli memur, müdür, daire başkanı ve başkan yardımcıları makamı, sıfatı ve isimleri ile söylenmiş sadece bir kişinin ismi ‘’Belediye üst düzey yöneticisi’’ olarak dile getirilmiştir. Bir Belediye Başkan Yardımcısı'nın da üzerinde üst düzey yöneticisi kim olabilir? Kuşkusuz Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül tarif edilmiştir. Garanti Bankası İş Merkezi'ndeki 7 kaçak katlı inşaat ruhsatı alınabilmesi için Şişli Belediyesi'ndeki ‘’üst düzey yönetici’’ ile diyaloğu iyi olan bir aracının seçilmesi 300 bin dolar rüşvet karşılığı Belediye Başkan Yardımcısı Osman Aslan’ın iskan iznini imzalaması ve aracının üst düzey yöneticiye parayı vermek için telefon ettiği, onun talimatı ile 250 bin doların yardımcısı Osman Aslan’a verildiği kanıtları ile açıkça ortaya çıkmıştır. Bu olayda çok ilginç çarpıcı ve çıplak bir gerçek ortaya çıkmıştır. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişi Rıdvan Aydın’ın 04.08.2004 tarihli Tevdi Raporu'nun 10’uncu sayfasında 300.000 dolar rüşvet karşılığı Başkan Yardımcısı Osman Aslan’ın iskan iznini imzaladığı aracı Nurettin Tarkan Baykara tarafından söylenmiş ve fakat dosya üzerinde yapılan incelemede binanın iskan izninin bulunmadığının tespit edildiği yazılmıştır’’

CHP’nin raporunda, yapı kullanma izin belgesi verilmesi karşılığında alınan rüşvetin belgesinin Mülkiye Başmüfettişi tarafından bulunamaması da mercek altına yatırılıyordu.

‘’Bu olay ‘Yapı Kullanım İzin Belgesi verilmemiştir ki 300.000 dolar rüşvet alınmış olsun’ çelişkisi ile geçiştirilmek istenmiş ve Tevdi Raporu'nun bu bölümü de böyle bir mantık üzerine oturtulmuştur’’

Şişli Belediyesi'nde evrak, ruhsat ve bazı önemli belgelerin dosyalarından yok edildiği bu olayla açıkça belli olmuştur. Oysa İçişleri Bakanlığı Müfettişi Rıdvan Aydın’ın olmadığını söylediği iskan ruhsatı komisyonumuz tarafından ortaya çıkarılmıştır.

Nurettin Tarkan Baykara, 22.04.2004 tarihli emniyete verdiği ifadede iş sahibi Ersin Eren’den 300.000 dolar aldığını ve bu parayı Mustafa Sarıgül’e verilmek üzere (M.Sarıgül o tarihte Avusturya’dadır) Osman Aslan’a teslim ettiğini açıkça belirtmektedir.

Yapı Kullanma İzin belgesi 27.12.2001 tarihini taşıyor. 25.12.2001 tarihinde Belediye Başkan Yardımcısı Rauf Akçay, Uğurlu soyadlı kişiden 300.000 dolar alıyor. Aynı gün 250.000 dolarını Nurettin Tarkan Baykara’ya veriyor. Bu belge ile Şişli Belediye Başkanı’nın 250.000 dolar rüşvet aldığını açıkça kanıtlamaktadır.

Mustafa Sarıgül’ün rüşvet işlerinde Başkan Yardımcısı Osman Aslan’ı aracı olarak kullandığı Mithat Yılmaz isimli mafya ilişkili kişiden emniyetçe zabt edilen ve 22.04.2004 tarihli emniyet ifadesine eklenen Sony marka ses kayıt cihazındaki konuşmalardan da anlaşılmaktadır. Bu kasette Mustafa Sarıgül’ün rüşvet rakamını belirlediği, paraları Osman Aslan’ın aldığı açıkça bellidir.

Nurettin Tarkan Baykara’nın ifadesinden Mustafa Sarıgül’ün Salih Tatlıcı isimli kişiden 2-3 milyon dolar istediği de anlaşılmaktadır.

İmar uygulamalarındaki rüşvet ve yolsuzluklardan Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün haberi olduğu bellidir.

Şişli Belediyesi sınırları içinde imar planlarına aykırı uygulamalar ile büyük rüşvetler karşılığında özel şahıslara ve büyük firmalara rant yaratılmıştır. Rüşvetin verilmesinde kimi zaman mafya aracılık etmiştir. Belediyenin yapmaması gereken işler ve uygulamalar çıkar sağlanarak kanunsuzluk, usulsüzlük ve yolsuzluk yaparak gerçekleştirilmiştir.

3194 Sayılı İmar Kanunu ve yönetmeliklerine (1/1000) ölçekli uygulama planlarına aykırılıklara göz yumulmuş, ruhsat alınmadan yapılara başlatılmış ve bitirilmiştir.

Şişli Belediyesi'nde yapılması, kanun ve yönetmelik emri olan işler ise bilinçli planlı şekilde savsaklanmıştır.

Kimi inşaatların ruhsat ve eklerine aykırı olarak yerinde büyük kurulduğu işin başında anlaşılmış, daha bodrum kat inşaatında müdahale edilip mühürlenmesi ve belediye makineleri ile yıkılması mümkün iken ve encümenin yıkım kararı var iken yıkılmamış, inşaata aykırılıklara göz yumulmuş ve imara ve ruhsata aykırı kaçak katlar çıkılmıştır.

Kaçak ve ruhsatsız yapılar kimi zaman göstermelik olarak mühürlenmiş, daha sonra mühür fekkine göz yumulmuş, ilgili mercilere suç duyurusunda bulunulmamıştır. Belediye yetkilileri, imar mevzuatına aykırı inşaatlarla ilgili olarak re’sen olarak hiçbir işlem yapmamış, ihbar ve şikayetler üzerine müdahale etmek zorunda kalmıştır.

Tespit edilebilen sadece 25 adet imara aykırı inşaatta trilyonlarca rant yaratılmış, bu ranttan imar sahipleri yararlanırken belediye yetkilileri de hislerine düşeni almışlardır.

Şili Belediyesi'nde yolsuzluk ve usulsüzlüklerin imara aykırı uygulamaların belli olmaması için dosyaların içi boşaltılmış, önemli evraklar dosyalardan çıkartılmış, evraklar değiştirilmiş, kimi zaman tahrif edilmiştir. Böylece müfettişlerde atlatılmış kandırılmıştır. İçişleri Bakanlığı Müfettişi Rıdvan Aydın’ın önüne konulan Garanti Bankası İş Merkezi inşaat dosyasında yapı kullanma izin belgesine rastlanılmadığına yukarıda değinilmişti.

Sadece Şişli Belediyesi evraklarında usulsüzlük ve yolsuzluk yapılmakla yetinilmemiş İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yeniden karar alınması gereken konularda bu yola gidilmemiştir. Kaçak yapıların yasalaştırılması için alınan Şişli Belediye Meclis kararları Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından reddedilmiş olmasına rağmen kaçak inşaatlara hiç dokunulmamıştır.

Ruhsatsız ya da ruhsata aykırı kaçak yapılarla ilgili yıkım ihaleleri yapılmamış, ihaleye kimi zaman giren olmaması, sorumluluktan kaçmanın kalkanı olmuştur.

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Encümen Başkanlığı ve imar ile ilgili işlemleri başkan yardımcılarına devrettiğini, tüm kanunsuz ve usulsüz işlerden, yolsuzluklardan onların sorumlu olduklarını söyleyerek kendini temize çıkaramaz.

Belediye Başkanı, belediye meclisi ve encümenin kararlarını uygulamak belediyeyi sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumakla yükümlüdür.

Şişli Belediye Başkanı, imar fen ve yapı denetim müdürleri, belediye başkan yardımcıları; ruhsatsız, ruhsata aykırı kaçak yapılara birlikte göz yummuşlar, inşaat sahiplerini mafyanın kucağına atmışlar, yolsuzluk batağına birlikte batmışlar ve trilyonlara varan rüşvet almışlardır.

Şili Belediye Başkanı kendi belediyesinin sınırları dışında İstanbul’daki diğer belediyelerin de içişlerine karışmış, Bakırköy Belediyesi'nde bile usulsüz işlere girişmiş, Bakırköy Belediyesi'nin personeline kadar müdahale etmiş, kaçak bir yapının yıkılmamasını isteyebilmiştir. Başka belediyede de usulsüzlük yapılmasını isteyen bir başkan, kendi belediyesinde kendi otoritesi altında neler yapmaz?

Belediyelerde dürüstlük ve şeffaflığı ilke edinen Cumhuriyet Halk Partisi'nin Şişli Belediyesi'nde başında ve içinde Başkan Mustafa Sarıgül’ün olduğu yolsuzluklara, kanunsuzluklara, mafya ilişkilerine, rüşvetlere ses çıkarmaması beklenemez. Olaya ilgili mercilerin ve savcılığın el koyması, Cumhuriyet Halk Partisi'nin konunun üzerine gitmesi engellenemez.

İmar uygulamalarından, ruhsata aykırı ya da kaçak yapılardan pis ilişkiler ve kokular yayılan Şişli Belediyesi'nin işlemlerinde baş sorumlu Başkan Mustafa Sarıgül’dür. Şu anda Mustafa Sarıgül’ün en yakın adamı ve Başkan Yardımcısı Osman Aslan çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmaktan ceza davasında yargılanmaktadır. Hazırlanmış olan dosya kapsamına göre CHP tüzüğü ve disiplin işleri yönetmeliği hükümleri uyarınca cezalandırılıp, vakit geçirmeden CHP ile üyelik bağının ve ilişkisinin kesilmesi kaçınılmazdır. İlişik olarak sunulan inceleme ve değerlendirme raporumuz doğrultusunda işlem yapılması arz olunur’’

81 sayfalık araştırma raporunu hazırlayan milletvekilleri, eski Avcılar Belediye Başkanı Tahsin Salihoğlu ile Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile de görüşmüşlerdi. İki belediye başkanının anlattıkları akıllara durgunluk verecek yöntem ve davranışları ortaya çıkarıyordu.

MUSTAFA SARIGÜL HAKKINDA ANLATILANLAR

Komisyonumuz çalışmaya başladığı andan itibaren bize ulaştırılan birçok ifadeden iki tanesini Mustafa Sarıgül’ün kişiliğini, yolsuzluklarla içli dışlı yaşamını, tehdit ve şantaj yöntemlerine ne kadar kolayca baş vurmakta olduğunu yansıttığı ve güvenilir saygın kişilerce aktarıldığı için sunuyoruz.

OLAY-1 Eski Avcılar Belediyesi Başkanı Tahsin Salihoğlu’nun Beyanı:

Avcılar Belediyesi eski Başkanı Tahsin Salihoğlu komisyonumuza şu bilgiyi vermiştir;

‘’Bir sabah telefonum çaldı. Telefonun karşısındaki Mustafa Sarıgül idi. Bana ‘Sayın Başkanım sizi ziyarete gelebilir miyim’ dedi. Ben de ‘Buyurun gelin’ dedim. Birkaç gün sonra makamımda beni ziyaret etti. Bu ziyaretinde benden hiçbir talepte bulunmadan, bana övgüler yağdırarak ‘Sayın Başkanım icraatlarınıza hayranım, çalışmalarınıza aşığım, sizi örnek alıyorum, ne kadar başarılısınız’ diyerek övgü dolu sözler etti.

Aradan bir hafta geçtikten sonra beni tekrar arayarak ‘Başkanım size gelebilir miyim’ dedi. Ben de ‘Buyurun gelin’ dedim. Mustafa Sarıgül beni ikinci ziyaretinde ‘Sayın Başkanım, benim tanıdığım, çok değer verdiğim iki iş adamı var. Bunlar Avcılar'a büyük yatırım yapmak istiyorlar. Uygun görürseniz bu iki iş adamını size getirerek tanıştırmak istiyorum. Yapacakları yatırımlardan Avcılar Belediyesi ve halkına büyük imkanlar sağlayacaklar’ dedi. Ben de ‘olur’ dedim.

Bu konuşmamızdan bir gün sonra yanında iki iş adamı Korkmaz Yiğit ve Kemal Gürman Beylerle birlikte geldiler. Yatırım konusu konuşmalara girdiğimizde projenin adını -Uydukent ve Ispartakule Projesi- adı altında dev bir şehir projeleri olduğunu bu projenin uygulanması halinde Bahçeşehir’e kadar uzanan modern bir kent kuracaklarını ifade ettiler. Ben de alt yapıdan istihdamdan Avcılar Belediyesi’ne büyük imkan ve gelir sağlayacağını gördüğümden çok mutlu oldum. Teknisyenleri çağırdım. Arkadaşlarım da incelediler ve bu projenin Avcılar için faydalı olacağını onlarda teyit ettiler. Ben de bunun üzerine adı geçen iş adamları Korkmaz Yiğit ve Kemal Gürman’a projeleriyle ilgili harç parası olarak muhasebeye gerekli bedeli yatırmalarını söyledim. İş adamları harcı yatırdılar ve gerekli çalışmalara başlanılmak üzere Mustafa Sarıgül ve adı geçen işadamları makamımdan ayrıldılar ve akabinde projenin uygulaması konusundaki çalışmalara başlandı.

1-2 ay geçtikten sonra Mustafa Sarıgül beni tekrar aradı ve benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben de ‘buyurun gelin’ dedim. Üçüncü kez makamıma geldiğinde sert bir ifadeyle ‘Başkanım, bu projeyi durdurmamız gerekir’ dedi. Şaşırdım. ‘Neden’ diye sordum. Mustafa Sarıgül bana ‘Başkanım bu proje için sana rüşvet verdiklerini söylüyorlar, seni lekeliyorlar, onun için bu projeyi durdurmamız lazım’ dedi. Ben de kızarak ve sinirli bir ifadeyle ‘Bu yalanı kim söylüyor’ dedim. Mustafa Sarıgül’de ‘Yiğit ve Kemal Gürman söylüyorlar’ dedi. Ben de derhal telefonu kaldırarak Korkmaz Yiğit ve Kemal Gürman’ı makamıma çağırdım. İki iş adamı makamıma geldiler. Onlara, ‘Benim hakkımda sizden rüşvet aldığımı bana rüşvet verdiğinizi konuşuyormuşsunuz sağda solda. Ben hanginizden rüşvet aldım.’ Dedim. İkisi de şaşırdı. ‘Olur mu Başkanım siz dünyanın en iyi insanısınız, bize yardımcı oldunuz, yol gösterdiniz, kolaylık sağladınız, biz nasıl hakkınızda böyle bir şey söyleyebiliriz, mümkün mü? Bunu size kim söyledi Başkanım’ diye sordular. Ben de yanımızda bulunan Mustafa Sarıgül’ü göstererek ‘Sarıgül söyledi’ dedim.

Bunun üzerine her iki iş adamı şaşırdılar ve bana dönerek, ‘Doğruyu bilmek istiyor musunuz? Başkanım madem konu açıldı biz de sana gerçekleri söyleyelim. Bu proje için Mustafa Sarıgül Avcılar Belediyesi’ndeki işlerinizi takip ederim, çıkacak pürüzlerinizi hallederim dedi. Ve bunun karşılığında bizden birer milyon dolarlık iki adet senet aldı. Sonra biz buraya gelip sizi tanıyıp olumlu yaklaşımınızı gördük ve bize hiçbir zorluk çıkarmadan projeyi sahiplendiniz. Biz de bunun üzerine 'Kardeşim sen bize Başkanı farklı anlattın. Halbuki bu adam çok iyi bir belediye başkanı. Görüldüğü kadarıyla halkına hizmeti düşünen, rüşvet ve yolsuzluğu aklından geçirmeyen değerli bir insan. Oysa sen bize başka türlü anlattın. Sayın Başkan ise işin başından bu yana bize devamlı yardımcı olmaktadır. O yüzden biz sana bu parayı niye verelim?’ dedik. Bunun üzerine Mustafa Sarıgül bizden parayı alamayınca projeyi durdurmak ve bizden bu parayı alabilmek için bu iftirayı atmıştır' dediler. Bu tartışmadan sonra makamımdan ayrılıp gittiler.

Daha sonra öğrendiğim kadarıyla Mustafa Sarıgül bir iş adamını, Korkmaz Yiğit ve Kemal Gürman’a göndererek iş adamlarına hitaben 'Mustafa Sarıgül’e senetleri verdiniz mi? Verdiyseniz kardeşim, gidin Sarıgül’le anlaşın. Yoksa bu adam senetleri mafyaya verir, bu parayı yine sizden alır, size tavsiyem; gidip Sarıgül’le anlaşın’ demiş. Sonradan duyduğuma göre Sarıgül, bu senetleri tahsil etmiş.

OLAY-2 Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in Açıklamaları:

Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in Mustafa Sarıgül’le ilgili yaşadıkları Şişli Belediye Başkanı'nı yakından tanımak açısından değerlendirilebilecek niteliktedir. Kendi belediyesindeki yolsuzluklarını himayesine almış olması bir yana bir de Bakırköy Belediyesi'ni baskı altına alarak yolsuzluğa zorlamaktadır. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen olayı şöyle anlatmaktadır;

"Bir gün Mustafa Sarıgül Aydın Ayaydın, Muharrem Eskiyapan, Ahmet Çetinsaya, Hüseyin Bayraktar’la birlikte Kaşıbeyaz Restaurant’ta yemek yedik. Bu yemek sırasındaki sohbette Mustafa Sarıgül’ün siyasi çalışmaları konuşuldu. O gün yemekten kısa bir süre sonra bir yakınım Mustafa Sarıgül’ün beni telefonla aradığını söyledi ve ‘'O adama söyle belediyede çalışan falan kişiye dokunmasın, bir de Kaşıbeyaz’ın yanındaki kaçak inşaatı yıkmasın, yoksa ayaklarını kırarım dedi' diye aktardı. Yemekte beraber olduğumuz Mustafa Sarıgül’ün bu yaptığına hem anlam veremedim, hem de hayretler içinde kaldım. Kaşıbeyaz’ın yanındaki kaçak inşaatı yapan Mustafa Sarıgül’ün yakın dostu Behçet isimli müteahhitmiş. Bu müteahhidin Bakırköy Belediyesi’nde iş takip etmesi bizim belediye yetkililerince engellenince bu olaya çok içerlemiş. Mustafa Sarıgül’ü devreye sokmuş. O da bize baskı yapmaya başlamış.

Bu olaydan bir süre sonra Mustafa Sarıgül’ün arkadaşı olan ve Sarıgül ile yıllarca beraber çalışmış benim Belediye Başkan Yardımcım Turgay Akbal makamında oturduğu sırada ziyaret maksadıyla yanına gelen silahlı iki kişi 'Başkan kaçak inşaatların yıkımını durduracaksın. Eğer durdurmazsan senin ve Başkanın için iyi olmaz' derken gelenlerden bir tanesinin telefonu çalıyor. Telefon konuşmasında muhatabın Mustafa Sarıgül olduğunu anlayan Turgay Akbal, hemen telefonu kapıp 'Mustafa Başkan ne diyeceksen bana söyle, silahlı adamlar göndererek beni korkutamazsın. Burada yapılan yanlış bir iş yoktur' diyor. Mustafa Sarıgül de şaşırarak olayı geçiştirmek istiyor…’’

CHP milletvekillerinden oluşan komisyon, Sarıgül ve eylemleri hakkında değerlendirme ve kanaatlerini şöyle kaleme almışlardı:

DEĞERLENDİRME

Raporumuz ekinde sunduğumuz, yolsuzluklara konu parseller, ekte sunduğumuz Büyükşehir Belediyesi'nin Şişli İlçesinde 03.03.1999 tarihinden 11.03.2004 tarihine kadar yapılan tüm plan tadilatları listesiyle karşılaştırıldığında görülmektedir ki; yolsuzluk, kanunsuzluk ve usulsüzlüğe konu parseller için hiçbir plan tadilatı yapılmamıştır.

Kısacası usulsüzlükler ve yasaya aykırılıklar giderilmemiş, aynen devam etmektedir. Dosyamızda bulunan bütün evraklar incelendiğinde ortaya vahim bir tablo çıkmaktadır. Bu tabloyla Şişli bölgesinde bulunan özel şahıslara ve şirketlere büyük rantlar temin edildiği anlaşılmaktadır. Bu rantın toplam büyüklüğü milyar dolarlarla ifade edilen boyuttadır. Denilebilir ki, bu önemli bulgulara ilgili müfettişler neden ulaşamadılar? Sürekli teftiş edilen Şişli Belediyesi'nde ancak tek bir müfettiş, bir takım bulgulara ulaşmış, o da gerekli soruşturmayı açmıştır. Ancak diğer belgelere ulaşılamamıştır. Çünkü dosyalar teknik terimiyle temizlenmiştir, evraklar çıkartılmış, dosyalar boşaltılmış v.s. Bu nedenle müfettişlerin önüne hep eksik bilgiler konulmuş ve gerçeklere ulaşılması engellenmiştir. Dosya içerisinde örneklerle anlattığımız olaylar incelendiğine, evraklar detaylıca irdelendiğinde görülüyor ki; açıkça yasalar ihlal edilmiş, tahrifatlar yapılmış, usulsüzlükler diz boyu olmuştur.

Hemen aklımıza şu soru geliyor; özel şahıs ve şirketlere milyar dolarlarla ifade edilen rant temin eden bu usulsüz ve yasalara aykırı işlemleri, Şişli Belediyesi'nde görevli kamu görevlileri neden yapmışlar ve yapmaya devam ediyorlar. Babalar evlatlarına böyle iyilik yapamazlar, onun için iyilik yaptı diyemeyiz. Ayrıca yasalara aykırı iyilik olur mu? Bilmeden yaptılar, tehdit edildikleri için yaptılar, zorla yaptırdılar diyemeyiz. Kısacası böyle milyar dolarlarla ifade edilen rantı özel şahıslara sağlarken, yasalara aykırı davrananlar, resmi evrakları değiştirenler, tahrif edenler, usulsüzlük yapanlar, özetle ağır cezalık suç işlemeyi göze alanlar, elbette ki bu suçları ancak büyük çıkarlar karşısında işleyebilirler.
İşte bu büyük rant ve bu rantı sağlayan yasa ve usul tanımaz tavır, başka şahıslarında iştahını kabartmış ve bu ranttan pay almak için harekete geçirmiştir.

Dosyamızdaki 'Emniyet Araştırma' dosyası incelendiğinde, hala çete suçundan tutuklu bulunan Mithat Yılmaz ve ekibi bu ilişkilerin içine girmiş, belediyede yapılan usulsüz işlemlerin takipçisi olmuşlar, Şişli'de yayımladıkları ‘’Şişli Gazetesi’’ ile Belediye Başkanı ve yetkilileriyle ancak ilişkilerini ilerletmişler, yıllarca süren birlikteliklerinden sonra, aralarındaki bir çıkar çatışmasından dolayı da Şişli Belediye Başkanı’nın ortağı, yakın arkadaşı, hemşehrisi ve Başkan Yardımcısı Bayram Özata’yı ayaklarından vurmuşlardır. Bu olaya ilişkin dosya incelendiğinde, dosyada bulunan telefon dinleme tutanakları okunduğunda, bu yüksek rantın nasıl çıkara dönüştürüldüğü hemen anlaşılmaktadır.
 

Bu konuda yedi kaçak katı olan binada elde edilen ranta karşılık Nurettin Tarkan Baykara aracılığıyla alınan rüşveti örnek gösterebiliriz.

N. Tarkan Baykara’nın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ndeki ve İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki ifadesinde açıkça belirttiği gibi 300.000 dolar rüşvetin Ersin Eren tarafından Başkan Yardımcısı Rauf Akçay’a verildiği, Rauf Akçay’ın kendisini arayarak ‘’Gel bu parayı al ve diğer Başkan Yardımcısı Osman Aslan’a götür’’ dediğini, kendisinin Rauf Akçay’dan 250.000 dolar aldığını ve bunu Osman Aslan’a götürdüğnü söylüyor.
‘’Rüşvetin belgesi olur mu?’’ deniliyor. İşte bu konuda Rauf Akçay’ın 300.000 dolar aldığı ve N. Tarkan Baykara’nın da Rauf Akçay’dan 250.000 dolar aldığına ilişkin aynı tarihli ve aynı formatlı belgeleri raporumuzda mevcuttur. Bu belgeler Şişli Belediyesi'nde özel şahıslar ve şirketler lehine oluşturulan rantın nasıl rüşvete dönüştürüldüğünün açık ve seçik kanıtlarıdır. Bunun için başka belge aramaya gerek yoktur.
Şişli Belediyesi'nde oluşturulmuş olan çıkara dayalı ilişkiler ağı öyle bir hale gelmiştir ki, bunları birbirinden ayırmak, birinin diğerini dışlaması imkansız hale gelmiş gibi görünmektedir.

N. Tarkan Baykara’nın ifadesinde adı geçen, bütün bu yolsuzluk iddialarında imzası olan ve açılan davada çete kurmak suçundan yargılanan Osman Aslan hala Şişli Belediyesi'nde en yetkili başkan yardımcısıdır. Bunu anlamak mümkün değildir.

SONUÇ

Yukarıda bölümler halinde raporumuza aldığımız konular tarafımızdan incelenip değerlendirildiğinde hukuken ve siyaseten hiç de göz ardı edemeyeceğimiz vahim sonuçlar ortaya çıkmıştır.

Şişli Belediyesi'nde, başta Belediye Başkanı olmak üzere kaçak inşaat yapımına göz yummuşlar, hatta yardımcı olmuşlar, gerekli kolaylıkları sağlamışlardır. İnşaat mafyasıyla iş birliği yapmışlar, ekteki tevdi raporunda görüleceği üzere, rüşvet karşılığında inşaat sahiplerine olağanüstü rantlar temin etmişlerdir.

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hem yasal olarak, hem de siyaseten bu sonuçlardan kendini soyutlayamaz. ‘’Bana ne’’ diyemez. Cumhuriyet Halk Partisi açısından bizi ilgilendiren, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül hakkında açılan soruşturmaların niteliği ve ciddi yolsuzluk iddialarıdır. Ayrıca Belediye Yasasının, yani 1580 sayılı yasanın 99. Maddesinin B fıkrası gereğincede Belediye Başkanı baş sorumludur.

Yıllar önce İstanbul Belediyesi İSKİ Genel Müdürlüğü'nde yapılan yolsuzluk yıllardır partimize yönelik tek eleştiri olmuştur. Genel Başkanımız SHP_CHP birleşmesinden sonra genel başkan olunca ilk demeçlerinden birisi İSKİ’deki yolsuzluktan dolayı Türk Halkından özür dilemek olmuştur. Kaldı ki İSKİ Genel Müdürü sonuçta siyasi kimliği olmayan bir bürokrattı. Ama yaptığı yolsuzluğun tüm olumsuzlukları, siyaseten acı bir faturayla partimize ödettirilmiştir.

Dosyamız içeriği incelendiğinde yapılanları görememek, yapılanları bilememek ve yapılanları örtbas etmek mümkün değildir. Bu olayların siyasi sonuçlarının faturası ağır olacaktır. Bu faturaların Cumhuriyet Halk Partisi'ne ödettirilmesine kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur.

Tüm dosya münderecatına, eldeki mevcut bilgi ve belgelere göre, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Şişli Belediyesi Meclis Üyesi Bayram Özata, Cumhuriyet Halk Partisi'nin temel ilkelerine, 2 Kasım 2000 tarihli genelgesine, 28 Mart seçimleri öncesinde hazırlanan yemin metnine aykırı davranmışlardır.

Bu nedenle CHP üyesi olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Belediye Meclis Üyesi Bayram Özata’nın CHP ile ilişkilerinin kesilmesi komisyonumuzca uygun görülmüş ve raporumuz gereği için ekleriyle birlikte Merkez Yönetim Kurulumuza arz edilmiştir.

Saygılarımızla…

Mehmet Ali Özpolat, İstanbul Milletvekili MYK Üyesi…

İsmet Atalay; İstanbul Milletvekili PM Üyesi…

Sırrı Özbek; İstanbul Milletvekili…”