Son dakika... Vize kriziyle ilgili Hükümet'ten önemli açıklama

Son dakika... Vize kriziyle ilgili Hükümet'ten önemli açıklama

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Türkiye ile ABD'nin vize işlemlerini karşılıklı olarak askıya almasıyla ilgili, "İki ülke arasında, temsilcilerin bir araya gelip bu konu üzerinde çalışmaları kararı alındı ve bu karar gereği önümüzdeki günlerde bir araya gelinecek, çalışılacak ve sonucuna göre de bir adım atılacaktır" dedi.

Bekir Bozdağ'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Dün Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı bir telefon görüşmesi yaptılar. Ve son gelişmeleri değerlendirdiler. Ve bakanımızdan benim aldığım bilgiye göre oldukça yapıcı bir karşılıklı görüşme gerçekleşmiş oldu.

'ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ADIM ATILACAK'

Bundan sonraki süreç, görüşmede planlandığı gibi işleyeceğini tahmin ediyorum. İki ülke arasında temsilcilerin bir araya gelip bu konuda çalışma kararı alındığı ve önümüzdeki günlerde bir araya gelinecek. Çalışılacak ve önümüzdeki günlerde adım atılacak.

Bizim beklentimiz bu krizin hem Türkiye'nin hem de ABD'nin lehine olmadığı yönündedir. İki ülkeye de bu kriz zarar vermektedir.

İlişkiler daha önce de pek çok sınamadan geçti. İki ülke birlikte çalışma kararı alındı.

'AVUKATIYLA GÖRÜŞTÜRÜLDÜ'

Bizim hukuk sistemimizde bir kişi gözaltına alındıktan sonra, tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine gönderildiğinde avukat bulundurulması kanunen zorunludur. OHAL olduğu için belli süre görüştürülmüyor. Ama sonra görüştürülüyor.

25 Eylül'de gözaltına alınıyor, 4 Ekim'de tutuklanıyor. Ve 8 Ekim'de vizeyle ilgili karar çıkıyor. 25 Eylül'de ABD elçiliğinin haberi var. 4 Ekim'de de haberi var.

İkincisi, bizim hukukumuzda savcı ve kolluk avukat olmadan herhangi bir kişinin ifadesini alamaz. Hem polisteki ifade avukat huzurunda, hem de savcılıktaki ifadesi avukatı huzurunda alınmıştır. Sulh cezadaki ifadesi de avukat huzurunda yapılmıştır.

'İSTEDİĞİ ZAMAN GÖRÜŞEBİLİR'

Zannedersem bu konuda bir bilgi eksikliği var. İkincisi de avukatlarıyla istediği zaman görüşebilir. Kendi özel avukatı da olabilir. O avukat da istediği zaman müvekkiliyle görüşebilir. Buna engel yok. Ama bugüne kadar herhangi bir avukat görüşme talebi, ifadede hazır bulunan avukat dışında görüşme talebi olmamış. Ailesinden de bir talep olmamış. Ailesine de bu bildirilmiştir.

Büyükelçi çalışanının avukatı ve ailesiyle görüşmesine herhangi bir engel yoktur.

İfade sırasında avukat var, sulh ceza hakiminde avukat var. Ama bu ifade sırasındaki avukat dışında ayrıca bir avukatın görüşme talebi olmamış. Ailesinin de bir görüşme talebi olmamış. Savcılık ailesine de 'sizin görüşme hakkınız var' diye bilgilendirme yapılmış.

'BİLGİ SAHİBİ OLMANIN YOLU BELLİDİR'

Bu kişi bir Türk vatandaşı. ABD Büyükelçiliği'nin bildirdiği diplomatik kişiler arasında ismi de geçmemektedir. Diplomatik bir bağışıklığı da bunun yok. Herhangi bir Türk vatandaşına suç isnadı yapıldığında, aynı usule göre soruşturma yapılmıştır. ABD Büyükelçiliği'nde çalıştığı için negatif ayrımcılık yapılması söz konusu değil. Yürütülmesi gereken soruşturma yürütülmüştür.

Kaldı ki bu konuda bilgi sahibi olmak istediğinde Sayın Büyükelçinin bunun yolu bellidir. Gazetecileri toplayıp açıklama yapmak değil. Yapılması gereken nedir? Dışişleri kanalıyla müracaat edilir. Ziyaret talep edilebilir. Avukat gönderebilirler, avukatı onlarla konuşabilir, dosyaya bakabilir. Bunun yolu, diplomatik usulüyle de bellidir. Bunları işletmesi lazım.

Yani medyayı toplayıp burada bir intikam düşüncesi var gibi açıklama yapmak değil. Dışişleri üzerinden, Adalet Bakanlığı üzerinden talep de bulunabilir. İlgili yerel çalışanla görüşebildiği gibi, büyükelçilik kendi avukatını gönderebilir. Avukat da bu bilgileri, dosyadaki delilleri alabilir. Yani bizim hukukumuz bunların hepsine izin veriliyor. Normal olan bu izinlerin büyükelçilik tarafından takip edilmesidir.

'SAYGI SINIRLARINI AŞAN BİR DİL KULLANAMAZ'

Bir büyükelçi, hükümet ve bakanlar hakkında böyle bir üslupla saygı sınırların aşan bir dil kullanamaz. O ülkenin içişlerine karışma amacı taşır. Diplomatik nezaketle de bağdaşması mümkün değildir. 'İntikam' düşüncesi hükümette veya herhangi bir bakanda olması mümkün değildir. Büyük bir saygısızlıktır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.

'SAKLAMIYORUZ' DİYE AÇIKLAMA YAPTI. BU BEYANA İTİBAR ETMEMİZ GEREKİYOR

(İfadeye çağırılan bir kişi daha var. ''Amerika misyonlarında değil'' açıklaması geldi. Bu kişinin nerede olduğuna ilişkin  bilgi var mı sorusuna) Bu sorunun esas muhatabı biz değiliz. Bunun asıl muhatabı büyükelçidir. Yani başkonsoloslukta veya herhangi bir yerde böyle bir kişinin olup olmadığına ilişkin bir soruyu oraya sormak lazım. O da 'saklamıyoruz' diye açıklama yaptı. Biz bu beyana itibar etmemiz gerekir. Onların açıklaması bu yönde...

Tabi güvenlik güçlerimiz hakkında yakalama kararı bulunan kişiler için Türkiye'nin her yerinde arama görevini yerine getirecektir.