Çıkın sokağa ve vatandaşa sorun, ülkenin eğitim sisteminin gidişatından memnun olan var mı? Gerçi bu sorunun yanıtı için sokağa çıkmaya da gerek yok! Kendi çocuklarınızdan ve çevrenizden zaten yeterince serzenişleri duyuyorsunuzdur. Parası olan çocuğunu özel okullara gönderebiliyor. Özel okullar her ne kadar Milli Eğitim’in müfredatına sadık kalsa da özelleştirilmiş bir eğitim-öğretimden ve daha güvenli bulunduğundan ekonomik durumu iyi olan aileler kesenin ağzını açıp çocuklarını bu okullara gönderebiliyorlar. Ya devlet okulları? Hiç sormayın, sayılı birkaç okul vardı. Şimdi onların da durumu ortada… Bu okullar, mezunlarının, velilerinin, öğrencilerinin ve eğitimcilerinin büyük fedakârlıkları ile ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bu okullarımızın ne doğru dürüst ödeneği ne de doğru dürüst gelirleri vardır. İyi ki okul aile birlikleri var. Onlar da olmazsa ne olurdu acaba?

Türkiye’nin gözde ve sayılı  devlet okulları ile ilgili yeni kararnameyi görünce hayretler içerisinde kaldım.  Hani hatırlarsanız,  son olarak okul müdürleri artık sözlü mülakatla atanmıştı ya… Birçok eğitimci gibi ben de okul yönetici atamalarında yazılı sınavın kaldırılmasını, sözlü sınavın getirilmesini objektifliğe ve şeffaflığa aykırı olduğu için eleştirmiştim. Ama tabi kimsenin eleştiriyi dikkate alma gibi bir derdi olmadığı için tartışmalı bir şekilde binlerce okul yöneticisinin yerine yenileri atanmıştı.
Şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türkiye genelinde fen, Anadolu ve sosyal bilimler liselerinin de aralarında olduğu 41 lisenin “Proje Okulları” kapsamına alınarak öğretmen ve müdür atamasının direk Bakan Nabi Avcı tarafından yapılması ile ilgili kararname çıkardı.
7 Ocak 2015 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Müdürlüğü, kanun hükmünde yapılan düzenleme sonucunda “Proje Okulları” kapsamına alınan okulların listesini valiliklere gönderdi. 652 sayılı kararnamede şu ifadelere yer verildi: “Yurtiçi veya yurtdışında, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlar ile Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri Bakan tarafından yapılır.”
Böylece, Ankara Atatürk Lisesi, Ankara Fen Lisesi, Ankara Çankaya Sosyal Bilimler Lisesi, Ankara Çankaya Güzel Sanatlar Lisesi, Çapa Fen Lisesi, Bahçelievler Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi, Balıkesir Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi, İstanbul Vefa Lisesi, Cağaloğlu Anadolu Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi ve Konya Meram Anadolu Lisesi, başta olmak üzere büyük kentlerin fen ve Anadolu ve sosyal bilimler liseleriyle birlikte 41 lise özel olarak seçilerek “Proje Okulları” kapsamına alındı. 

Yani anlayacağınız Türkiye’nin en yüksek puanlı okullarına öğretmen ve müdür atamaları “yönetmelikler” dışına çıkarıldı. Bundan böyle bu okullara Bakan Avcı, sınavsız bir şekilde istediği okul yöneticilerini ve öğretmenlerini atayabilme yetkisine sahip olacak. Şimdi ne yapılmak isteniyor? Gelişmiş batılı ülkelerde okul yöneticileri hatta öğretmenler, yine o okulun öğrencisi ve velisi tarafından seçiliyorken, şimdi de Türkiye’nin en gözde okullarının yönetici ve öğretmenlerinin doğrudan Bakan tarafından seçilmesi ne anlama geliyor?  Ne hedefleniyor?  Bari öğrencileri de  Nabi Bey seçisin de bu iş tam olsun.
Gerçi yapılanlara hemen bir gerekçe bulunur ya;  “yurtiçi ve yurtdışında proje yürüten okullar” olduğu için bu okullar direkt Bakanlık merkez teşkilatına bağlanıyormuş… Buna kim inanır bilemiyorum, ama ben inanmıyorum. Bunun adının kadrolaşma olduğunu herkes biliyor. Bari çıkın bunun böyle olduğunu açıkça söyleyin ve kimsenin de zekâsıyla dalga geçmeyin…
Bu arada devlet okulu olmalarına rağmen, Galatasaray ve İstanbul Erkek Liseleri’ni bu listede göremedim. Neden acaba? Bu okullar ulusal ve uluslararası projelere katılmıyor mu?  Ya da bu projelere katılmak için yeterli mi değiller? Yoksa benim bilmediğim başka bir şey mi var?