İnsan kafası kesenlerden medet umulmaz!

 Musul’da yaşananlar ile ilgili biraz şeytanın avukatlığını yapalım… IŞID’ın rehin tuttuğu konsolosluk görevlileri ve şoförlerin akıbeti için ne dedi Sayın Başbakan; “Onları , tereyağından kıl çeker gibi alacağız!” Yani, hiçbir sorun çıkmayacak. Kimsenin burnu kanamayacak ve “bizce terörist bir güruh tarafından” tutsak edilen insanlarımız, salimen Türkiye’ye geri dönecekler!

İyi de ne zaman?

Hani üç gün önce serbest bırakılıyorlardı! Hatta saat bile verilmişti…

Ama yapmadılar!

Neden?

Çünkü, IŞID da kendi içerisinde dingin değil. Homojen bir yapısı yok. Gelen bilgilere bakılırsa, kendi içerisinde şu an ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim; “Dünya kamuoyuna sesimizi duyurduk. Türkiye ile bir sorunumuz yok! Tutsakları bırakalım!” derken, diğer kesim; “Hayır! Türkiye, Amerika’nın dümen suyuna girip müdahalede bulunabilir. Hem Musul, Türkiye’de ‘Misak-ı Milli’ olarak kabul ediliyor. Ne olur ne olmaz. Türkiye’yi kontrol edebilmek için, tutsakları en azından bir süre daha bırakmamalıyız” diye, diretiyor.

X X X

Tam bir kaos anlayacağınız! Siyasi otoritenin kiminle hangi pazarlıklar içerisinde olduğunu bilemiyoruz. Başbakan Erdoğan, o sözü ettiğine göre, elbet bir bildiği var. Tahminen, IŞID ile diyalog istihbarat örgütleri tarafından yürütülüyor. Belki bölgedeki güçlü feodal yapılar da burada rol alıyor. Bilemiyoruz…

Bilinen tek şey var o da; Irak’ta artık devlet otoritesinin olmadığıdır. Ki, Irak Hükümeti ve ordusu, Musul’da yaşananlar için kılını bile kıpırdatmadı. Bu nedenledir ki, oradaki insanlarımızın akıbeti, terör örgütlerinin insafına kalmış.

Tam bir garabet…

Büyük devlet olmanın gereğini ne yazık ki bugünkü AKP iktidarı yerine getirememiştir. Suriye’nin yanı sıra, Irak’taki Maliki yönetimiyle diplomasiyi sıfıra indirmiş, terör örgütleriyle kendi politik stratejilerini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Ortadoğu’da zaten var olan, düşün yoğunluklu “mezhep çatışması” giderek, kitlesel bir katliama dönüşebilir. Şiilere karşı Irak’ta oluşturulmaya çalışılan Sünni yapının – ki IŞID, İslami kurallarla yönetilen bir devlet ilan edeceğini söylüyor – önümüzdeki süreçte neler yapabileceğini tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Açıkladıkları 16 maddelik “yaşam biçimi” ne bakarsanız daha iyi anlarsınız.



X X X

Endişem odur ki dünkü YURT’un manşetinde olduğu gibi ikinci bir “Kerbela”nın peşinde olmasınlar. Ama ne yazık ki gözleri dönmüş bu insanların. Hele hele, kendine “Ebu Dua” diyen IŞID lideri Ebubekir El Bağdadi, insanlıktan nasibini almamış, kin ve nefret temelinde kanla beslenmeye çalışan bir yaratık. Yayınladıkları, propaganda videosunda “insan kafalarının kesildiği” sahnelere, vicdan sahibi olanların bakması mümkün değil. Adam, “ karanlık ortaçağın timsali” gibi.

Bunlar Türklere de İslamı böyle kabul ettirmişlerdi. Kılıçla, kafa keserek. 9’uncu yüzyıldaki Talas Savaşı'na bakar da Karahanlıların neler yaşadığını okursanız bu söylediklerimi çok daha iyi anlarsınız.

Sonuç olarak, zalim sadece zulmeder. Tarih, zalimden medet umanların yanılgıları ile doludur. Bu bakımdan hükümet, bu insan müsveddelerinin sözüne asla güvenmemelidir!



Önceki ve Sonraki Yazılar