Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

Puslu “seçim” oyunları

Ekonomi berbat. Siyaset ondan beter! Küfürbaz ve iftiracı pişkinlerin elinde kalmış dense yanlış olur mu?
Ödenemeyecek boyutlara yükselmiş döviz borçları içinde debeleniyor reel ekonomi.
Döviz, altın TL zorla dengede tutulmaya çalışılıyor.
İşler daha büyük kriz noktasına varmadan abra kadabra yöntemleriyle iktidarı elinde tutmak için her yol mubah bazıları için!
Kontrollü seçim(!)
Kandırmaca seçim.
Ama kim kimi kandıracak?
Öyle görülüyor ki, bu sefer iktidar, yedekleri ve yandaşları kendini kandıracak.

***

Zira kaybetme korkusu bu sefer gerçek bir kaybetme hüsranına dönecek 24 Haziranda.
Çünkü artık millet bıktı yalan, dolan, aldatıldık edebiyatından.
Seçimlerle ilgili uyum yasaları bile henüz çıkartılmadı.
Yani, maç başladı, ama kurallar oyun esnasında koyulacak.
Bunun adı da demokrasi ve seçim olacak…
Bırakın yahu! Bari milletle dalga geçmeyin.
Ama yine de, 24 Haziran akşamı tüm adaletsiz koşullara rağmen mazlum ve haklıların kazandığını göreceğiz.
Ve Türkiye yeniden olağan hale dönecek!

***

Çok dengesiz ve haksız bir seçim atmosferi...
Adaletsizlik seçim sistemi ve yönetimi ister istemez meşruiyet sorununu doğurur.
Ama bu halk çok seçim hokkabazlıklarını boşa çıkarmayı becermiştir.
Bu sefer, niyet ayyuka bu kadar çıktığında zaten gereğini yapar.

***

Medya imkânları hemen hemen olmayan bir muhalefet bloğu…
Ama yine de halkın aklı, vicdanı ve sağduyusuna güvenen bir muhalefet.
Tek taraflı propaganda mekanizması ile her gün medyada saatlerce mesnetsiz saldırıya uğrayan ve “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen siyasetçilerin hapse atıldığı bir muhalefet.
CHP’nin tasarlanan engelleme gerçekleşirse yapacağı ilk şey bu demokrasi bloğuna kapılarını, hem de katılmak isteyen hepsine seçim için sonuna kadar açmaktır.
Hem de hiç bir parti ve siyasetçi ayrımı ve özellikle koltuk hesabı yapmadan.
Seçime sokulmama tehdidi altındaki İYİ Parti’lilerden, AKP içinde yönetim sultasından bıkan AKP’lilerden, ihanete uğradıklarını düşünen MHP ve BBP’li gerçek milliyetçilerden, teröre karşı duran HDP’liler ve ulusalcılık bayraktarlığı iddiasındaki
Vatan Partililere, Demokrat Parti’lilerden Saadet Partisi’ne kadar herkesi tek bir amaç için birleştirme görevi CHP’ye düşmektedir.
Yeter ki 16 Nisan mühürsüz anayasa değişikliklerini geri alınması sağlansın.
Önemli olan Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle “sivil darbe” ye son vermek.
Yani başkanlık rejimini tasfiye edecek bir cumhurbaşkanı adayının seçilmesini sağlamak.
İsim bile o kadar önemli değil.
Sadece yeterince oy alabilecek bir kişi olsun.
Er veya dişi.
Gerisinin şimdilik hiç önemi yok!
Hele, kim milletvekili olmuş, başkanlık sistemi kalırsa  hiç önemli değil.
Yeter ki parlamenter demokrasiye ve 15 Nisan 2017 anayasal sistemini tekrar kuracağını taahhüt eden bir Cumhurbaşkanı seçmek için bir araya gelinsin.
Hani mühürsüz referandumda HAYIR kelimesinin etrafında birleşmiş CHP’lisinden, MHP’lisinden, HDP’lisine, AKP’lisinden BBP’lisine…
Aynı ruh halini daha güçlü yaratmak zorundayız.
Aksi halde, ne mi olur?
Haydi, buyrun parlamenter demokrasinin, adalet ve özgürlüğün cenaze namazına!

Önceki ve Sonraki Yazılar