Rant ve çıkar ilişkilerini deşifre etmek için yazıyorum
Siyaset ve demokrasinin vazgeçilmezi siyasi partilerdir.
Siyasi partilerin referansları da icraatlarıdır.
Tek başına iktidara gelmesi için koşturduğumuz CHP’nin başarısına baş koyduk.
Ancak, Türkiye’de bu bıktıran ve çekilmez olan iktidar gidecekse, mutlaka alternatifinin oluşması gereklidir.
Alternatif de CHP’dir. Olmalıdır da…
Üç dönem TBMM’de milletvekili olarak görev yaptım.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptım.
Beni tanıyanlar tanır. Tanımayanlar da tanıyanlara sorsun.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bakanlık dönemimde birlikte çalıştık.
Beni, en iyi Sayın Genel Başkanım tanır.
Kişisel beklentim sadece siyaset ile sınırlıdır.
Gayrısı bendenizin üstüne yapışmaz. Siyasette de geleceğim her yere geldim.
Tek isteğim ve beklentim de ülkemize ve uğruna bedel ödediğimiz halkımıza hizmettir.
Bu sütunlarda hiçbir kişisel ve kurumsal şahsi beklenti içinde olmadan yazacağım.
Özellikle kokuşan yerel yönetimlerde yaşanan ilişkileri…
Yani? Parasal ilişkileri...
Yani? Rant ilişkilerini...
Niye mi? Siyaset kendisini mutlaka bu parasal ilişkilerden arındırmalıdır.
Önümüzde 3 yıl seçim görünmüyor.
Ayık duran ve ayakta kalan kazanır.
Herkesin evinin önünü temizlemesinin tam zamanı...
CHP’nin alternatif olması için bu şart.
Herkes işini doğru yapsın, kimse de kusura bakmasın.
Bu temizliğe bir an önce başlamalı, halkı ve seçmeni de samimiyetimizle inandırmalıyız.
Kimse ile kişisel kızgınlığımız, kırgınlığımız yok.
YURT olarak da şahsım adına da beklentimiz de yok.
Senin-benim hırsızım olmaz. Hırsızın, adam kayırmacılığın sağı solu da olmaz.
Yaptığımız yanlıştan da dönmeye hazırız.
Hem de okuyucu önünde.
Sürçü lisan ettiysek af ola.