Referandum bitti, çiğ süt yasağı başlıyor

Referandum döneminde sempatik görünmeyeceği nedeniyle bekletildiği anlaşılan ve çiğ sütün satışına kısıtlamalar getiren “çiğ sütün arzına dair tebliğ” referandum biter bitmez 27 Nisan 2017 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. (http://www.resmigazete.gov.tr/ main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/04/201 70425.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/04/20 170425.htm)

Her zamanki gibi halkın sağlığını koruyoruz iddiası ile çiğ sütün satışını kısıtlayıcı kararlar kamuoyuna kabul ettirilmeye çalışılıyor. Gündem çok meşgul olduğundan pek dikkati çekeceğini de zannetmiyoruz. Dünyanın birçok ülkesinde bu tip uygulamalar daha çok süt tozu, süt ürünleri ihraç eden batılı ülkelerin gizli ve açık baskıları ile dayatılıyor. Örneğin Latin Amerika’da çok uzun yıllardır bu tür baskılar yapılmakta idi. Sıra Türkiye’ye geldi. Temel amaç şüphesiz halkın sağlı- ğını korumak değil yerli ve yabancı süt tekellerine alanı biraz daha aç-maktır.

Çiğ sütün satışında sağlık sorunu olmaz mı? Tabii ki olur. Sütü dikkatlice karıştırarak kaynatmazsanız özellikle tüberküloz veya brusella (malta humması) sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Ancak temel amaç bu hastalıkları eradike etmek yani hastalıklı hayvan bırakmamaktır. Bu konuda Tarım Bakanlığının çalışmaları hiç yok değilse de çok yetersizdir. Sütlerdeki tarım ilacı kalıntıları ve antibiyotik konusunda da yapılanlar çok azdır. Bu konular da halk sağlığı bakı- mından çok önemlidir. Ama dikkati çekmiyor. Bu tebliğe göre çiğ süt satabilecek olan işletmelerin hastalıklardan ari iş- letme olmaları gerekmektedir. İncelenecek olan hastalıklar tüberküloz ve bruselladır.

31 Aralık 2017 sonuna kadar iş- letmelerin bu tebliğe uyum yapmaları gerektiği bu kararda belirtilmektedir. Yani sekiz aylık bir süre kalmıştır. Tarım Bakanlığının iki ineğe bile sahip olan çiftçilerin bu belgeyi alabilmeleri için yardımcı olmaları gerekmektedir. Eğer bu sağlanabilirse tebliğ süt üreticileri ve tüketicilerine zarar vermeyebilir. Ancak bu konuda iyimser olmak çok zor. Bakanlıkça yapılan açıklamalarda büyük süt işletmelerin buna uyum gösterebileceği ifade edilmişti. Gıda ve ziraat mühendislerinin, hekimlerin birçoğunun bu gibi girişimler arkasındaki amaçların farkına varmayacaklarını tahmin edebiliriz. Böylelikle mevzuatı da kullanarak kapitalizm sömürüsünü derinleştirmektedir. Sorumlu bilim insanları, çiftçiler ve tüketiciler bu konuyla ilgili tavırlarını ortaya koymalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar