Reha İsvan, bir Türk Jan Dark'ı

Cumhuriyet Reha İsvan'ı, rahmetli Bülent Ecevit ve eşinin aracılığı ile tandım

Emekli bir korgeneral olarak yaşama veda eden babasının, Reha Hanıma, ilk isim olarak neden "Cumhuriyet" dediğini de o tarihlerde sormak aklıma gelmemişti.

Ama Reha-Ahmet İsvan çifti ile bizleri kısa sürede dostluk bağları ile bir araya getirenin, düşünce birlikteliğinden kaynaklanmış olduğunu görmek; Yalova'da bir köyde yaşamayı yeğleyen İsvanların Cumhuriyetin, yurttaşlarına sağladığı olanakları özümsemiş olmasından geliyordu.

Aydın bir Türk kadını olan Reha Hanım, ziraat mühendisi olmanın birikimi ile evlenmeden önce Tepebaşı’nda tarım araçları satan bir firmada çalıştığı için, eşinin çiftliğinin bulunduğu Yalova'nın Çiftlik beldesine kolayca uyum sağlamıştı.

Çift, dünya görüşleri gereği siyasetle uğraşmanın da bir yurttaşlık görevi olduğunu bildiği için CHP’ye gönül bağlarıyla bağlıydılar. 1965’te  esmeye başlayan Ortanın Solu  rüzgarını, statükocu kesimin direnmesine karşın; değişim için kullanmayı düşünen yenilikçi hareketin içinde İsvanlar da Robert Kolej’den yakın dostları olan Bülent-Rahşan  Ecevit i izliyorlardı.

Bülent Bey, Genel Sekreterliği’ni üstleneceği 18’inci CHP Kurultayı’nda görüşlerini anlatmak amacıyla Ortanın Solu adını taşıyan kitabını Reha İsvan'ın kız kardeşinin kocası olan Nezih Neyzi'nin İstiklal Caddesi’ndeki ofisine kapanarak on gün gibi kısa bir zaman içinde hazırlamıştı.

Reha Hanım, özellikle hemcinslerinin siyaset ile uğraşmasını yaygınlaştırmak için Yalova köylerinde toplantılar düzenleyerek  görev üstlendiği

CHP’nin yanı sıra ;dönemin siyasal iktidarı  olan Adalet Partisi’nin dış politikasına karşı bir sivil toplum örgütü olarak kurulan Barış Derneği’nin de kurucuları arasında yer aldı.

Dernek, 12 Eylül darbesine gerekli ortamı yaymak ve yönetmek isteyen cuntanın hedefleri arasında olduğu için, darbe günü kapatıldı ve  yöneticileri de tutuklandılar!

Emekli Büyükelçi Mahmut Dikerdem,CHP Milletvekili Kemal Anadol, gazeteciler Ali Sirmen, Niyazi Dalyancı, Avukat Turgut Kazan'ın yanı sıra Reha İsvan  tek kadın olarak 38 ay süren bir tutuklama süresi geçirdi.

Selimiye’de tutuksuz olarak süren kendi davalarımın yanı sıra; bir duruşmasını izlemek amacıyla gittiğim Metris Sıkıyönetim Mahkemesinde, Sevgili Reha İsvan, kır saçları ve yüzüne çöken işkence izlerine karşın dimdik ayakta kendisini değil; barışı, yurttaşlık haklarını savunuyor ve Askeri Savcı Süleyman Takkeci'ye de hakimlere de kök söktürüyordu.

38 ay süren  tutukluluğun ve işkencenin neden olduğu o karabasan dönemini, aklanarak bitirdi ve Yalova'ya anneleri olduğu çocuklarına döndü.

                                                                   ***

Bir mayıs akşamında Çiftlik İlçesi’ndeki evinde yaşama veda ettiğini  öğrenmenin acısı elbette büyüktür.

Bir yaşdaşımı, bir düşünce ve eski bir yol arkadaşımı yitirmiş olmanın yanı sıra Reha Hanım gibi ülkemizde ne yazık ki -bugün için- sayıları az olan bir kadın eylemciyi yitirmiş olmak!

Uğrunda sıkıyönetim zindanlarında 38 ay yatmayı göze almış bir Barış sevdalısını, Pentagon'un Suriye'ye karşı düğmeye basmak için bir dizi senaryolar hazırladığı ve ülkesinin, o hazırlıklara destek olacağını açıklayan Başbakan’ın  ABD ile birlikte olacağını emri vaki yaparak ilan ettiği saatlerde yitirdik.

Haksızlıklar, darbeler, asker ya da sivil  giysili darbeciler, zulümler karşısında yılmak bilmeyen  bir Cumhuriyet kadınını sonsuz yolculuğuna uğurlayıp, helalleşmek isteyenlere duyurulur.

 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar