RTE'nin düşünce sistematiği

Hâşâ ne bir psikologum, ne de nöroloji uzmanı! Ancak, sadece normal yurdum insanının değil, ülkeye yön veren siyasetçi, iş adamı, düşünürlerin bile davranış ve fikir üretme çabalarına sadece rasyonel aklın yön verdiğini kabul etmiyorum. Ülkeyi yöneten ve üstelik çoğunluğun onayını sürekli alan bir siyasi lider karar alırken; aklın, hatta vicdanın söyledikleri dışında “duyguları/fıtratı/ruh hali/düşünce haritası” ışığında hareket edebilir. Hatta bazılarında “başarı” arttıkça “duygu fırtınaları” etkisini artırır. Kısacası; insan tabii ki “rasyonel hayvan”dır ama hep rasyonel kararlar almaz.                                                                      *** Bu açıdan RTE’nin davranış ve sözlerine yön veren ruh halini şöyle anlamaya çalışıyorum. 1) O sürekli isyan eden bir Spartaküs! Ezilmişlerin (muhafazakârlar) içinden geldi. Onlar adına isyan etti. Cumhurbaşkanı oldu ama isyanı bitmedi. Zira ezilmişlik duyguları hala çok güçlü! Üstelik su uyur (eski) Ezenler uyumaz! 2) Unutmayalım, uzun süre ezilmiş eline fırsat geçtiği sürece ezmek ister! 3) Üç dönem üst üste ve artan oylarla Hükümet olduktan ve nihayet tek başına milletin %52’sinin teveccühünü kazanarak cumhurbaşkanı seçildikten sonra Ezilmişler adına sürdürdüğü isyan mücadelesinin kendisine tevdi edilen bir ilahi görev olduğuna iyice kanaat getirdi. 4) Artık şundan tamamen emin: Onu “mutlak güç” görevlendirdi ve Ezilmişler bunu pekâlâ kavramış durumda! 5) Ezilmişlerin teveccühü ile siyasi alanda taçlandırılmış ilahi yetki doğal olarak “genel yetki” olarak tecelli eder. 6) RTE her şeyi ama her şeyi herkesten iyi bilir. Zira herkes ancak dünyevi olanı kavrayabilirken o ilahi olanı kavrıyor. 7) Anayasa, kanunlar, yönetmelikler v.b. sadece dünyevi yetkileri kapsarken o ilahi yetkilerle donanmış vaziyette. Herkes bilmelidir ki ilahi olan dünyevi olandan üstündür. 8) İlahi olanın dünyevi olana üstünlüğünü tescil etmek için Başkanlık Sistemi’ne geçmek elzemdir. 9) Kendisine oy vermeyen %50 yıllardır “eski” Ezenlerin peşinden koştukları için Spartaküs’ün “(eski) Ezen/(yeni) Ezilenler”i temsil etme, kucaklama gibi mecburiyetleri yoktur. Olsa olsa onlara hoşgörü ve sabır gösterir. Açıkçası, tahammül eder. 10) İnsanları ilahi/doğru olan yolda yönlendirmek için zaman zaman onlara gerçek olmayanları gerçekmiş gibi göstermek de gerekebilir. (Örneğin Gezi Nümayişçilerinin ne kadar kötü insanlar olduğunu anlatabilmek için “Kabataş Vakası” uydurulabilinir.) Zaten RTE “yarattığı gerçekliliğe” kendisi de her zaman inanmaktadır. 11) Spartaküs’e itiraz etmek, onu eleştirmek, ona karşı çıkmak doğrudan ilahi iradeye isyan niteliği taşıdığı için en sert şekilde cezalandırılmak zorundadır. Bunu ilahi irade istemektedir. Yapacak başka bir şey yoktur. 12) İnsanların kendi elleri ile durumu kavrayıp yetki verdikleri ilahi iradenin hikmetini sual etmeleri beyhude bir çaba olur. (Evde dolarlar istif edildi ise muhakkak bunun bir hikmeti vardır. Normal yurdum insanının velinimetinin hikmetlerini sorgulamak haddi değildir.)                                                                      *** Basit bir uygulama yapalım: Eğer RTE faizler düşecek dedi ise bu irade sorgulanamaz. Muhakkak ki RTE’nin milletin lehine bir bildiği vardır. Hele hele Başçı ve Babacan’ın dünyevi aklı kullanıp, “ekonomik rasyonalite”ye dayanarak bu ilahi iradeye karşı çıkmaları düpedüz haddini bilmemektir. Doğrudur. Kurumlar bağımsızdır. Ancak, bağımsızlık dünyevi kurumların kendi aralarında geçerlidir. Dünyevi bir kurum ilahi irade karşısında asla bağımsız olamaz. Böyle bir bağımsızlığı savunmak ilahi olana şirk koşmaya eşittir. İlahi güç tarafından yetkilendirilmiş, Ezilenler tarafından taçlandırılmış Spartaküs’ün “tez elden faizler indirile!” fetvasına ancak yarım ağızla boyun eğmek açıkça ilahi güce ihanet etmektir. Bunu yapan hain, bedbaht ve kalleştir. (Besle kargayı oysun gözünü!) Herkes bilmelidir ki, Erdem Başçı ve Ali Babacan illa ki bu ilahi gücün hışmına uğrayacaktır. İlahi emrin uygulanmasını sağlamak/zorlamak uğruna dünyevi alanda kurun artması, yabancı sermayenin ürkmesi, yerli sermayenin sinmesi, artan kurların getireceği yükün vatandaşlar tarafından ödenmesi sadece lüzumsuz detaylardır! Tez günde Başçı’nın kellesi alınmalıdır!     

Önceki ve Sonraki Yazılar