Kaz Dağları'nda, uyuşturucu bağımlıları tedavi oluyor

Kaz Dağları'nda, uyuşturucu bağımlıları tedavi oluyor

Balıkesir'in Edremit ilçesi Kazdağları'nda kurulan Kurtuluş Vakfı Tesisleri'nde uyuşturucu madde bağımlısı kişiler Narconon Programı ile sağlıklarına kavuşuyor. Uyuşturucu bağımlıları, burada Kaz Dağları'nın eşsiz doğası ve havası içerisinde spor yapıyor, geziyor, eğitim ve rehabilite programlarından geçiyor.

Kazdağları'nda 9 ay önce, toplam 7.5 dönümlük alanda, eğitmenler hariç 28 kişi konaklama kapasiteli, üç katlı Kurtuluş Vakfı Tesisleri hizmete girdi. Merkezi Ankara'da bulunan Vakfın Kazdağları'nın eşsiz, yemyeşil doğası içindeki binasında, gönülü olarak uyuşturucudan kurtulmak için başvuran her yaş grubundan kadın ve erkeğe destek veriliyor. Bağımlılara maddi durumuna göre bir miktar para karşılığında, uyuşturucudan kurtulmaları için 3 ay süreyle hiç ilaç kullanılmaksızın destek veriliyor. Daha önce uyuşturucu kullanan, ancak daha sonra 'Narconon Programı' ile bağımlılıktan kurtulan toplam 9 eğitmenin görev yaptığı merkezde, 3 ay süren desteğin sonunda uyuşturucu bağımlılığından kurtulamayan olursa, bir süre daha desteğe devam ediliyor. Program kapsamında destek alanlar, Kazdağları'nın eşsiz doğası ve havası içerisinde spor yapıyor, geziyor, eğitim ve rehabilite programlarından geçiyor. Dokuz aylık dönemde, programa başvuranlardan 36'sının bağımlılıktan tamamen kurtulduğu, 14'üne desteğin sürdüğü bildirildi.

"ALDIĞIM DESTEKLE GÜVENİM YERİNE GELMEYE BAŞLADI"

8 yıl uyuşturucu kullandıktan sonra bu kurtulmak için Kurtuluş Vakfı'na başvuran Y.D., "Uyuşturucuyu kullandığım süreçte okulumu, ailemi kaybettim. Ailemin ve arkadaşlarımın bana olan güveni yok oldu. Hayattan koptum. Futbol oynuyordum, bırakmak zorunda kaldım. Okulumu tamamlayamadım. Her şey çorap söküğü gibi ardı ardına geldi. Yalan söylemeye başladım. Hırsızlık yapmaya başladım. 8 sene boyunca, her geçen gün daha dibe battım. Zordu ama artık kurtulmak istiyordum. 17 gün önce buraya geldim. Bu programla destek almaya başlayınca kendimi iyi hissettim. Güvenim yerine gelmeye başladı. İnsanların gözünün içine bakarak konuşabilmeyi öğrendim. Kendimi anlatabilmeyi öğrendim. Bundan sonra da hayatıma bu şekilde devam edip, topluma yararlı bir kişi olarak hayatımı sürdürmeyi düşünüyorum" dedi.

"VÜCUDUMUN TEMİZLENDİĞİNİ HİSSEDİYORUM"

16 yıl uyuşturucu kullandığına dikkat çeken A.Ö. ise, "Uyuşturucu bir batak. İçine girdim ve tamamen battım. İlk başlarda bana mutluluk ve zevk verdiğini düşünüyordum. Bu benim en büyük yanılgım oldu. Beni tamamen umutsuzluğa ve mutsuzluğa ittiğinin sonradan farkına vardım. Şu an aldığım destek ile iyi bir yolda ilerliyorum. 35 gündür buradayım. Türkiye'nin çoğu yerinde tedavi merkezlerine gittim. Hatta bazı merkezlerden çıktığım gün bile uyuşturucu madde aklımda ve bedenimdeydi. Buraya geldiğimde vücudumdan tamamen çıkacağını söylediler. Şu an vücudumun temizlendiğini hissediyor ve inanıyorum" dedi.

"UYUŞTURUCU KULLANMADAN DA GÜLEBİLİYORUZ"

Başka bir bağımlı S.İ.Y. ise 20 yıl boyunca uyuşturucu madde kullandığını ve çeşitli hastanelerde tedaviler gördüğünü söyledi. Hiçbir netice alamadığını söyleyen S.İ.Y., "Yakınım vasıtasıyla Kurtuluş Vakfı'nı öğrendim. Yaklaşık 75 gündür buradayım. Almış olduğum eğitimler ve sauna programı sayesinde şu an geçmişteki hatalarıma çok daha net ve objektif olarak bakabiliyorum. Bundan sonra yolumu çizeceğim. Hedeflerimi daha iyi görebiliyorum. Bu programı bütün madde bağımlılarına tavsiye ediyorum. Uyuşturucu madde bağımlılarına tavsiyem, kimseyi düşünmüyorlarsa sadece kendilerini düşünsünler. Kendilerine yazık etmesinler. Allah bize bu bedeni zehirlememiz için vermedi. Biz burada, uyuşturucu olmadan da gülüp, eğlenebildiğimizi öğrendik. Diğer, sağlıklı insanlar gibi yaşabiliyoruz" diye konuştu.

O DA ARKADAŞ KURBANI OLMUŞ

Uyuşturucuyu bırakan ve sonrasında aldığı eğitimler ile Kurtuluş Vakfı'ndan eğitmen olarak görev yapmaya başlayan Yakup Çakır da uyuşturucuya ilk olarak arkadaş ortamında başladığını söyledi. Vakfın aynı zamanda başkan yardımcısı olan Çakır, "Yaklaşık 4 senedir uyuşturucu kullanmıyorum. Narconon Programı sayesinde hayatımı kurtardım ve şu an başka uyuşturucu bağımlısı olan kardeşlerimize yardım etmekteyim. Dışarıdan gelen öğrencilerimiz, vücutlarındaki bütün kimyasal maddeleri, uyuşturucu kalıntılarını, hiç ilaç kullanmadan saunada yaklaşık 5 saat süren periyotlarda, terleme yoluyla dışarı atıyorlar. Tamamen zihinsel ve bedensel olarak bu programı tamamladığında, uyuşturucu madde etkileri ve verdiği zararlardan kurtulmuş bir şekilde buradan çıkabiliyorlar" dedi.

"GÜN GEÇTİKÇE GENÇLERİMİZ DAHA ÇOK BATAKLIĞA SÜRÜKLENİYOR"

Eğitmen Burak Ağaaslan da bonzai kullanmaya arkadaş ortamında başladığını belirtip, şunları söyledi:

"Ailemde aradığım ilgiyi bulamayınca kendimi dışarıya attım. Dışarıdaki arkadaşlarıma da kendimi kanıtlamam için uyuşturucu madde kullanmaya başladım. İkram ettiklerinde, 'hayır' demedim. Başta bana zevk verdiğini sandım ama sonra bunun acılarıyla karşılaştım. Aileme, çevreme karşı güvensizlik yaşamaya başladı, onlarla aram bozuldu. İstemediğim halde bazı suçlara karıştım. Belirli bir müddet bonzai kullandım. İlk kullandığımda bana mutluluk verdiğini sandım ama tam tersi bir müddet sonra tüm benliğimi almıştı. Allah'a yalvarmaya başlamıştım. Birkaç kullanımdan sonra o zevk sandığım konu artık bana verdiği acılar bana herşeyimi kaybettirdi. Temiz bir hayat yaşamak varken çektiğim sıkıntılar çok büyüktü ama kurtulmakta zordu. Topluma, aileme, çevreme zarar vermeye başladım. Annemin desteğiyle de bırakmaya karar verdim. Annem bu vakfı buldu. Eğitim programını başarılı bir şekilde bitirdim ve burada eğitmen olarak kaldım. Türkiye de durum içler acısı ve gün geçtikçe de gençlerimiz daha çok bataklığa sürükleniyor."

"KABİLİYETLERİNİ YENİDEN HATIRLATIYORUZ"

Narconon Programı'nın süpervizor görevini sürdüren Hasan Cenik ise "Vücudunu uyuşturucu maddeden temizleyen arkadaşlarımız burada mental eğitimlerini alıyor. Yüzleşme, niyetlerini yaptıkları işe yüklemeleriyle ilgili eğitimlerden sonra objektif eğitimleri başlıyor. Kişinin geçmişte yaşadığı olumsuz anı ve anlardan kurtularak şimdiki zaman gelmelerini sağlıyoruz. Şu an kendinde olan kabiliyetlerini ya da kaybetmiş olduklarını yeniden hatırlamalarını sağlıyoruz. Daha sonra diğer eğitimlerimiz başlıyor. Yaşamın iniş ve çıkışlarında kişilerin sosyal ve antisosyal kişiliklerle nasıl baş edebileceğini, dürüst olmayı etik kuralları tekrar öğrenerek,  bu durumları hayatında yükseltebilmelerini sağlıyoruz" dedi.

"AİLELERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR"

Narconon Programı Türkiye Temsilcisi Dilan Tezemir, Narconon'un uluslararası ilaçsız bir eğitim rehberlik programı olduğunu söyledi. Programın 4 yıl önce Türkiye'ye getirildiğini kaydeden Tezemir, "Narconon Programı, dünyada 50 yıldır 48 ülkede uygulanmakta. 'Bizim ülkemizde neden olmasın?' diye düşündük. İlk pilot uygulamamızı Ankara'da yaptık ve oradaki pilot uygulamadaki öğrencilerimiz şu anda Narconon Türkiye merkezinin eğitmenleri. Hepsi ayrı ayrı yurtdışına gittiler ve eğitimlerini tamamladılar. Uyuşturucu bağımlılığının bir hastalık olmadığına, ilaç kullanmamız gerekmediğine inanıyoruz. Madde bağımlılığı dendiğinde, doğrudan 'uyuşturucu madde' bağımlılığı diye adlandırılıyor. Aslında bu tamamen toplumumuzda bilinen yanlış bir algı. Uyuşturucu ve uyarıcı madde olarak ikiye ayrılıyor. Herkese dışarıda aynı şey uygulanıyor. Aslında bağımlılık kişiye özel bir sorundur. Nefsi ve iradi bir yöntemdir. Öncelikle irademizi kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Tabiki tadını bildiğimiz bir şey unutamayız. Bize verdiği zararları ve duyguları unutamayız ama bunu kontrol etmemiz çok önemli. Eğitmen arkadaşlarımız burada inandıkları ve bildikleri işi yapıyorlar. Sadece kitaplardan okuyarak bu işi çözemezsiniz. Onlar bu işi çok iyi biliyorlar. Mutfağını da, mutfaktan çıkan ürünü de biliyorlar. Narconon Programı'nda yoksunluk dahil, sauna, iletişim algılama eğitimleri hayatın iniş çıkışları sorunlar ile nasıl başa çıkabileceğiniz, antisosyal kişiler, hayatınızda kimler olmalı, ahlak kuralları, etik kuralları, toplum kuralları, işinizde nasıl başarılı olacağınıza kadar her şeyi öğreniyorsunuz" dedi.

"ÇOCUKLAR İLE ARKADAŞ OLUNMASI TARAFTARI DEĞİLİM"

Sadece madde bağımlılarının değil, herkesin bu programı öğrenmesi gerektiğinin altını çizen Tezemir, "Çocuklar ile arkadaş olunması taraftarı değilim. Anne-baba olduğunuzu hissetsinler. Sevgini ve öfkenizi dozunda tutabilin. Çocuklarınız kolay kolay sahip olamayacağınız çok özel varlıklar. Size emanetler. Doğru bilinçlendirin ve eğitin. Kendi egolarını asla onlar üzerinde tatmin etmeye çalışmayın. Sadece onların kim olduğunu fark edin, ne istediklerini anlayın ve doğru yönlendirin. Onların isteklerini gözardı etmeyin. Gençler şu an nasihat kabul etmiyor olabilir. Bizler de genç olduk. Nasihatleri kabul etseydim 17 yıllık eski bir bağımlı olmazdım şu anda. 17 yılda çok şey kaybettim. Gençliğimi kaybettim" diye konuştu.

"BAŞARI ORANI YÜZDE 84"

Bir yıl önce kurulan Kurtuluş Vakfı Başkanı Ufuk Tezemir, "Narconon Programı ile bağlılıktan kurtarma ortalamamız şu an yüzde 84. Son zamanlarda artan bonzai ölümleri. Sokakta düşüp, bayılmalar, kasılmalar, gençlerimizi durumu, ailelerimizin feryadı ortada. Madde bağımlısı insanlara ömür boyu süren bir hastalıktaymış gibi bakılıyor ve ilaç veriliyor. Bir şeker hastalığı, beyin hastalığı gibi ömür boyu sürecekmiş gibi empoze ediliyor. Madde bağımlısı olan kişi kurtulmak istediğinde 'Al şu ilacı, al şu tedaviyi ama biliyorsun bundan hiçbir zaman kurtulamayacaksın' denmesi üzücü durumlar. Bütün bunlara karşı ilaçsız ve bağımsız bir hayat olduğunu düşünüyoruz. Narconon Programı ile elde edilen sonuçları görüyoruz. Oldukça başarılı şekilde hayatlarını sürdüren kişiler var " dedi.