Tabip Odası'ndan Bakan Ağbal'a: Taşıma suyla değirmen dönmez!

Tabip Odası'ndan Bakan Ağbal'a: Taşıma suyla değirmen dönmez!

Üniversite hastanelerinin milyarlarca dolara yaklaşan borçlarını sıfırlama sözü veren Maliye Bakanı Naci Ağbal'a cevap İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç'ten geldi. Mengüç, “Söz var fakat henüz somut bir şey yok. Her şeyden önce bu hastanelerin döner sermayeye bağımlı olmaktan çıkarılması lazım. Döner sermayeyle bilim üretemezsiniz” dedi

Çapa ve Cerrapaşa Tıp Fakültesi Hastaneleri'nin 600 milyon lirayı bulan borcu, Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın da gündemine gelmiş ve Ağbal, “Üniversite hastanelerinin borçlarını sıfırlayacağız. Bu konuda gereken bütün düzenlemeleri yaptık” açıklamasını yapmıştı. Ağbal'ın açıklamalarını değerlendiren İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç ise Gazete Damga'ya konuştu. Mengüç, “Açıklama var, söz var fakat henüz somut bir şey yok. Her şeyden önce bu hastanelerin döner sermayeye bağımlı olmaktan çıkarılması lazım. Döner sermayeyle bilim üretemezsiniz” dedi

TABİP ODASI ÖNERDİ

Hastanelerin borçları konusunda ilk olarak Tabip Odası'nın hükümete bir takım önerilerde bulunduğunu anlatan Mengüç, “Açıklanan ödeme planıyla ilgili ilk adımı zaten biz atmış ve hastanelerin borçlarının ödenmesi teklifinde bulunmuştuk. Bunun için de ayrı bir bütçe oluşturun demiştik. Maalesef bu konuda çok geç adım atıldı ve daha yeni bir açıklama yapıldı. Şimdiye kadar da yapılan bir açıklama var ama somut hiçbir şey yok. Üniversite hastanelerinin borçlarının bir an önce kapatılması ve bu hastanelerin maddi sıkıntılardan arınmış olarak hizmet vermesi gerekir” diye konuştu.

ÇAPA ÜLKENİN SAĞLIK HAFIZASIDIR

Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastaneleri'nin 600 milyon lirayı bulan borçlarını da değerlendiren Mengüç, “Çapa ve Cerrahpaşa bu ülkenin sağlık hafızasıdır. Çok önemli hastanelerdir. Şu anda her iki hastanenin de içinde bulunduğu durum mali olarak oldukça kötü. Bunun bir an önce iyileştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bu hastaneler ticari bakış açısıyla ya da kâr amacıyla işletilecek ya da yönetilecek hastaneler değildir. Bu hastaneler bilim üreten, önemli araştırmalara imza atan hastanelerdir” ifadelerini kullandı.

KAMU FİNANSMANI SAĞLANMALI

Çapa ve Cerrahpaşa gibi birçok üniversite hastanesinin döner sermayeye bağımlı kaldığını ve buradan gelecek parayla yönetildiğini hatırlatan Mengüç, “Her şeyden önce bu hastanelerin tamamının döner sermayeye bağımlı olmaktan kurtulması lazım. Döner sermaye ile bilim üretemez, araştırma yapamaz, vatandaşın derdine derman olamazsınız” dedi.

TIBBİ MALZEME SIKINTISI YAŞANIYOR

Üniversite hastanelerinin büyük bir kısmında tıbbi malzeme ve araç sıkıntı yaşandığını da sözlerine ekleyen Mengüç şu ifadeleri kullandı; “Tıbbi cihaz ya da malzeme alımında bu hastanelerin açtığı ihalelere girecek firma bile bulunamıyor. Bu noktada firmalara çok kızamazsınız sonuçta serbest piyasa ekonomisi diye bir şey var. Fakat bu teknolojik cihazlara da biliyorsunuz ki ciddi anlamda ihtiyaç var. O yüzden teknolojik gelişmelerden ve yeni üretilen tıbbi cihazlardan da faydalanabilmek gerekiyor. Bunun için de bir düzenleme yapılması lazım.”

MEVCUT SİSTEM AYAKTA KALMAZ

Tıp fakültelerinin hizmet tedarikçilerine giderek borçlandığını ve bu borçların ödenmesinin mümkün olmadığını belirten Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel de, konuyla ilgili daha önce şu ifadeleri kullanmıştı; “Üniversite hastanelerinin gelirlerinin, giderlerinin çok altında kaldığı için borç yükünden kurtulmalarının mümkün olmadığını ve borçlanmanın giderek arttığını görüyoruz. Yani sonuçta performansa dayalı geri ödeme üzerine kurulu sağlık işletme modelinin terk edilmesi gerekiyor. Eğitim ve araştırmaya öncelik veren, nitelikli sağlık hizmeti sunumunu temel alan, genel bütçeden desteklenen bir sisteme geçilmeli. Mevcut sistem hiçbir şekilde ayakta kalamaz. Sağlık Bakanlığı hastaneleri de ayakta kalamaz, ancak Sağlık Bakanlığı kendi hastanelerini bir şekilde finanse ediyor. Fakat üniversite hastanelerinin böyle bir desteği de yok. Bu hastaneler kötü işletildikleri için değil sağlık sisteminin geldiği noktada ayakta kalmaları, bu nedenlerden dolayı mümkün değil.”