CHP'li Akın'dan, Bakan'a; Atarken de biraz düsturlu atmak lazım Sayın Bakanım 

CHP'li Akın'dan, Bakan'a; Atarken de biraz düsturlu atmak lazım Sayın Bakanım 

CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın, Balıkesir’in sorunları hakkında TBMM Genel Kurulu’nda konuşma yaptı.

Konuşmasına Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun cevap vermesi üzerine yeniden söz alan Milletvekili Akın, Bakan’a cevap olarak “Atarken biraz düsturlu atmak lazım” dedi.

Akın’ın konuşması şu şekilde;

EKONOMİK DURUM HİÇ İYİ DURUMDA DEĞİL

Bu kadar çok sorunu bu beş dakikaya nasıl sığdıracağız, onu da elimden geldiğince kısa kısa özetlemeye gayret göstereceğim. Değerli arkadaşlar, öncelikle hepinize Kuvayı Milliye'nin baş şehri Balıkesir'den sevgi, saygı ve selamlar getirdim. Lütfen kabul buyurun.

 Çok değerli arkadaşlarım, Balıkesir iç ticaret açığı maalesef her yıl artarak büyüyor. Bu yıl da bir yılda Balıkesir'in verdiği iç ticaret açığı 145 milyon lira arttı. Üretimin neredeyse her alanında söz sahibi olan Balıkesir'imizin ekonomik durumu maalesef hiç de iyi duruma gitmiyor. Balıkesir'in iç ticaret rakamlarında açık vermesinin nedeni de maalesef ama maalesef Hükûmetin uyguladığı yanlış ekonomik politikalar.

ÇİFTÇİLERİMİZ BORÇ BATAĞI İÇİNDE

 Balıkesir'imiz verimli topraklarıyla, tarım ve hayvancılıkla ülke genelinde ilk beşte yer alan bir şehrimizdir. Durum böyle olunca da Adalet ve Kalkınma Partisinin sözde millî tarım ve hayvancılık politikalarından en çok etkilenen illerin başında yine Balıkesir'imiz geliyor. AKP'nin seçim bildirgesinde "Çiftçilerimizin çok büyük hayalleri vardı. Bu hayaller iktidarımız sayesinde gerçek oldu." diyordu fakat değerli arkadaşlar, durum hiç de böyle değil. Şu anda AKP döneminde köylerimiz boşaldı, çiftçilerimiz yoksullaştı, icralar kapıda, tarlalar ipotekli, traktörler hacizli, işin özeti bu. Çiftçilerimiz "Borç batağı içindeyiz. Kapımızdaki traktör, ahırımızdaki inek bize ait değil, bankaya ait. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyoruz. İlaç pahalı, gübre pahalı, elektrik pahalı, her şey çok pahalı ama sattığımız ürünün bir değeri yok." diyorlar. Çiftçimizin durumu maalesef içler acısı.

MERALAR BİTİRİLDİ

 Bir de hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız var. Meraların bir kısmı özel ağaçlandırma gerekçesiyle özel kişi ve kurumlara tahsis edildi ve ilimizde de hayvancılık iktidar eliyle bitirildi. Meralar bitti, yem fiyatları pahalı. Bu vatandaş bu hayvanları nasıl besleyecek değerli arkadaşlar? Ot sorununu çözmeden et ve süt meselesini çözebilmek mümkün değilken, çıkarılan torba yasalarla o tren de kaçtı maalesef. İstiyorsunuz ki çiftçimiz ekmesin, biçmesin, hayvancımız kaybetsin, bankalara bağlı olsun. Bunu mu istiyorsunuz değerli arkadaşlar?
 
ET KADAR SÜT DE ÖNEMLİ

 Et kadar süt de önemli, bildiğiniz gibi. Balıkesirli süt üreticilerimizin durumu da en az tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız kadar kötü. Süt üretiminde biz Türkiye'de 3'üncü sıradayken maalesef 4'üncü sıraya geriledik ve Balıkesir Süt Birliğinin açıklamasına göre de şu zamana kadar, bir yılda 5 bin üretici üretimi bıraktı. Üretici özellikle yem fiyatlarından kaynaklı olarak süt üretimi yapamıyor ve yapamadığını her ortamda dile getiriyor. Hükûmetin politikalarının yanlış olduğunu biz her ortamda dile getiriyoruz. Bunun bedellerini de maalesef sadece AKP’liler değil, bütün 81 milyon vatandaşımız çekiyor. 

 İzninizle buradan bir yanlışı daha dile getirmek istiyorum. Hayvan beslemede en önemli gıda yem. Hükûmetin teşvik politikalarını bu doğrultuda yapması gerektiğine inanıyoruz ve bunu her seferinde söylüyoruz ama maalesef iktidar tam tersini yapıyor. Anayasa'ya göre tarım ve hayvancılığı, dolayısıyla süt üreticisini desteklemek devletin görevi fakat devlet, maalesef, hiç oralı değil.
 
BİR DİĞER ÖNEMLİ SORUN DA HASTANELER

Değerli arkadaşlarım, Balıkesir'in diğer önemli bir sorunu hastanelerimiz. Girişe tabela asmışlar, "Hastanede beklemeye son." yazıyor. Ben sizi Balıkesir'e davet ediyorum kapıdaki kuyrukları görmeniz için. Hastalarımız kuyrukta beklemek için sabahın erken saatlerinde geliyorlar. Yüzde 70 doluluk garantisiyle şehir hastanesi yapıp parasını vatandaşa ödettiniz, sonra da bunun adına "devrim" dediniz. 
Değerli arkadaşlar, Balıkesir'de yapılan hastane lüks bir binadan öteye geçmedi. Bina var, doktor yok. Vatandaşlarımız bazı bölümler için, bazı doktorlar için maalesef ta Manisa'ya gidiyorlar.

BÜYÜKŞEHİR KÖYLERİN YÜZÜNE BİLE BAKMIYOR

Büyükşehir yasası çıkardınız; büyükşehir, köylerinin yüzüne bile bakmıyor, köylerin yolları yok, kendisine oy vermeyen köyleri âdeta ayırmış durumda. Onun için biz diyoruz ki: Artık, bu Türkiye'yi kutuplaştıran, ayrıştıran politika ve politikacılara değil, birleştiren ve birleştirici politikacılara ihtiyaç var.
 
GENÇLERİMİZİ SORUNLARI VAR

Ülkemizin geleceğinin gençlerinin de sorunları var. Balıkesir Üniversitesine giden öğrencilerimizin, oradaki yurttaşlarımızın da problemleri var, engelli arkadaşlarımızın da problemleri var. Onun için, ben buradan diyorum ki: Engelli vatandaşlarımızın önünde engel olmayalım. Mesela, hastaneye girerken engelliler için yokuşumuz yok, orada bir rampamız yok. 

'ATARKEN BİRAZ DÜSTURLU ATIN SAYIN BAKANIM'

Öncelikle, Sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum, kendisi özel, direkt buna cevap verdiği için. Bunları da okuyacağız. Tabii ki bizim kültürümüzde, bir yerde taş üstüne taş koyana ancak Allah razı olsun denir. Ama devamında da, burada konuşurken de öyle bir şekilde konuştu ki Sayın Bakan, sanki on beş sene önce Türkiye yoktu, Balıkesir yoktu, "Biz geldik; su geldi, yaşam geldi, hayat geldi." 
Atarken de biraz düsturlu atmak lazım Sayın Bakanım, gerçekten, diyorum. Bakın, Allah aşkına Sayın Bakanım, hastaneleri yaptılar, gelin görün, hastane güzel, lüks görünüyor; doktor yok.

Doktorun olmadığına isyan ediyor herkes. Bütün gazeteler de milletin kuyrukta olduğunu gösteriyor. Bizim yaptığımız muhalefet Balıkesir'in daha iyiye gitmesi için, orada yaşayan insanların daha iyi hizmet alması için. Bununla ilgili de zaten biz iktidar ve muhalefet bütün milletvekilleriyle birlikte çalışıyoruz ama Sayın Bakanım, çiftçinin hâlini görseniz borç batağında, yaşlılar ağlıyor, köyler bomboş... Ekiyorlar, biçiyorlar para etmiyor.  Siz de burada mangalda kül bırakmıyorsunuz.